Says he translate Turkish
24,732 parallel translation
Agent Kent, um, I think I may have found a lead... a Scott Walker, 961 Lincoln Road, says he saw something the night of the break-in.
Ajan Kent, bir ipucu bulmuş olabilirim Scott Walker, 961 Lincoln Road, postaneye girilen gece birşeyler gördüğünü söylüyor.
He says he can deliver them this afternoon.
Eşyaları bu akşamüzeri gönderebileceğini söylüyor.
This guy who says he can keep Svetlana from being deported, so V doesn't have to marry her.
Svetlana'yı sınır dışı edilmekten kurtarabileceğini söyleyen herifi. V evlenmek zorunda kalmayacak.
You think I don't wonder where Jack's been when he comes home after 11 : 00 and says he's been "bowling"?
Jack 11 : 00'den sonra eve geldiğinde nerede olduğunu merak etmiyor muyum ben? "Bowling'deydim" dediğinde?
And Strand says he'd prefer not to discuss money.
Strand, para konuşmak istemediğini söylüyor.
He says he will hurt my boy if I don't make you leave.
Seni buradan göndermezsem oğluma zarar vereceğini söyledi.
I can't really say, but this thing says he's clean.
tam ne olduğunu bilemiyorum, Ama bu şey onun temiz olduğunu söylüyor.
"Dude, Dylan says he saw you " leaving my parking lot last night.
" Ahbap, Dylan dün gece seni park yerimden ayrılırken gördüğünü söylüyor.
Max Lord says he's very close to finding the source of the Myriad wave, and once he does, I'll have my mission.
Max Lord Myriad'ın kaynağını bulmaya çok yaklaştığını söyledi ve bulduğunda, görevimi yapacağım.
Says here he was suspected of being a top Ibhuloho lieutenant.
Ibhuloho'nun üst düzey isimlerinden biri olduğundan şüphelenilmiş.
GPS says he's around here somewhere.
Gps o Buralarda olduğunu söylüyor.
He says he wants no part of it.
Mirasa konmayacağını söyledi.
He's a man who'll always get the job done when he says he will.
Daima dediğini yapan birisi olmuştur!
Now when you squeeze him, he says, " battery acid is leaking inside of me.
Şimdi sıkınca da şöyle diyor : " Pilin asidi içime akıyor.
He says, "That figures."
- Reklam için olduğunu söylüyor.
He says if you don't tell them what they want to know, he's gonna stick it in my brain through my eye.
Dinle eğer onlara bilmek istediklerini söylemezsen saplayacak beynime, gözümü delerek...
Says that he's connected to Delphine somehow.
Bir şekilde Delphine'le bağlantılı olduğunu söylüyor.
He looks and says, "What will I do with it?"
Ardından bakar ve "Ben onunla ne yapacağım?" Diyor.
And he says : " No...
Ve diyor ki : " Hayır...
He says that even if we did, we wouldn't win - - at least, not without losing people... maybe a lot of'em.
Mucadele etsek bile kazanamayacagimizi soyluyor. Birilerini kaybetmeden yani. - Belki de bircogunu.
He says it's better if he's close, just in case, till the baby's born.
Çocuk doğana kadar ne olur ne olmaz diye yakınımda olmasının daha iyi olacağını söyledi.
He says, "I'm never getting married."
"Ben hiç evlenmeyeceğim." dedi.
He says, "I don't want some girl spending all my money."
"Bir kızın gelip tüm paramı harcamasını istemiyorum." dedi.
This afternoon, my husband comes to me, says for 10 years he's been a big time drug dealer.
Bu öğleden sonra kocam bana gelip on yıldır büyük bir uyuşturucu satıcısı olduğunu söyledi.
He says that the police are starting to circle him, that he's needing something.
Polisin onu sıkıştırmaya başladığını söyledi, bir şeye ihtiyacı vardı.
He says whatever he has to say, you won't believe him...
Anlatsa da inanmayacağınızı söylüyor.
I would gladly trust him with my life, and if he says that there's a chance that we can be saved, then he will save us!
Hayatımı seve seve onun ellerine emanet ederim kurtuluşumuza dair bir umut olduğunu söylüyorsa o zaman hepimizi kurtaracaktır!
- How do we know it's what he says it is?
- Doğru konuştuğunu nereden biliyoruz?
Whatever he says, just respond with
Whatever he says, just respond with
Finally, someone comes along who says what he feels.
Nihayetinde hissettiği şeyleri olduğu gibi söyleyen biri geldi.
He says the guys love your idea.
- Millet fikrinden hoşlanmış.
We have to do what he says.
- Ne derse onu yapmamız lazım.
He says "Come out, troll. Come out and die."
Diyorki "Troll ortaya çık, ortaya çık ve öl"
Ten minutes after we leave Calvin Greene's office, he calls me up and says, "Hey, you got me. How much?"
Calvin Greene'in ofisinden çıkalı 10 dakika oldu adam arayıp "Tamamdır, ne kadar?" diye sordu.
Whatever Alejandro says, he's not a rain maker.
Ne olursa olsun Alejandro o yağmur yapımcısı değil, diyor.
Just do what he says!
Dediğini yap!
He says, I heard the beta's awesome.
Betanın harika olduğunu duyduğunu söylüyor.
Better do what he says. He might have friends in the Mob.
Yapsak iyi olur, mafyada arkadaşları olabilir.
What he says.
Onun söylediğini.
He says they have advice for you.
Size bir tavsiyeleri olduğunu söylüyorlar.
He would say, "Do like Moe says, and shut the hell up."
Moe'nun dediğini yap ve çeneni kapa, derdi.
And every time he says "collective farming," I take a drink.
Ve her'kolektif tarım'dediğinde içiyorum.
He says humans would only see you as the enemy.
İnsanların seni yalnızca düşman olarak göreceğini söylüyor.
He says you're getting behind in your college work.
Kolej derslerinden geri kaldığını söyledi.
Even on the rare occasions you do show, he says you're disengaged.
Ender rastlanan durumlarda bile şov yapıyorsun, bağlantını kestiğini söyledi.
But Rasta's got some balls, and he says, "Hey, man, she don't want me lookin', she shouldn't put that booty on in the morning."
Ama Rasta taşaklı adamdı dedi ki, "Adamım, kız bakmamı istemiyorsa sabah o götle yataktan çıkmasın."
At least, that's what he says.
En azından o öyle söylüyor.
Victims are brought to ensure the survival of others, he says.
Kurban diğer hayatta kalmasını sağlamak için yapılır, diyor.
Let's do whatever he says.
Ne diyorsa yapalım.
He says you're sweet on him, he brung you presents.
Ona çok nazik davranmışsın, o da sana hediyeler almış.
Goosebumps Walkaway is the line that they guy says to the girl in the movie that gives her goosebumps and then he walks away forever.
Tüyleridiken Yürüyüpgiden bir replik kadının tüylerini diken diken ettikten sonra yürüyüp giden adamın kadına söylediği replik.