She tried translate Turkish
3,953 parallel translation
All I know is that she tried to kill me because of... because of what?
Tek bildiğim beni şey yüzünden öldürmeye çalıştığı. Ne yüzünden?
What if that's not why she tried to kill me?
Ya beni öldürmeye çalışmasının sebebi bu değilse?
She tried to use one of those blue hospital pads to clean it up, but it just made it worse.
Silmek için mavi hastane örtülerini kullandı ama daha da kötü oldu.
And she tried to explain it away.
- Evet. Ve açıklamaya çalıştı.
But she tried so hard to beat me that I worked my butt off to beat her.
Ama o beni geçmek için o kadar uğraştı ki ben onu geçmek için kıçımı yırttım...
Your friend Emily sent you there to suss me out, didn't she, after she tried and failed last week?
Geçen hafta deneyip de başarısız olduktan sonra arkadaşın Emily beni incelemen için gönderdi değil mi?
That she tried to kill their brother?
Küçük kardeşlerini öldürmeye çalıştığını mı? Hayır, hayır tabii ki.
And then she tried to convince me to kill you.
Ve seni öldürmem için beni ikna etmeye çalıştı.
She tried to calm you down.
Seni sakinleştirmeye çalıştı.
She, uh... she tried to...
O... şey...
The girl who won "American Hitmaker"... She tried out on a dare.
American Hitmaker'ı kazanan kız, iddia için başlamıştı.
She tried to cook dinner, which was a complete disaster, because she's, not the best cook.
Yemek hazırlamıştı, ki yemek tam bir felaketti. Çünkü pek... Pek hamarat değildir de.
Last time I was there, we had a great deal of fun Until she tried to strangle me with her stocking. I'll get a warrant.
Son gittiğimde harika vakit geçirmiştim ta ki beni çorabıyla boğmaya çalışana kadar.
- She tried to hit on us.
- Bize asılmaya çalıştı.
Until she tried to steal my guinea pig and I had to dump her.
Küçük deney domuzumu çalana kadar. Bende onu postalamak zorunda kaldım.
- than when she tried to play football.
-... olacağını hiç düşünmemiştim. - Durun.
But she tried to kill three members of our team.
Ama takımımızın üç üyesini öldürmeye çalıştı.
If you think this woman deserves a second chance, we should give it to her even though she tried to kill me and I kind of hate her guts.
Eğer bu kadının ikinci bir şansı hak ettiğini düşünüyorsan ona bu şansı tanımalıyız. Beni öldürmeye çalışmasına ve ondan nefret etmeme rağmen hem de.
I was dropping her off with Malik for safekeeping when she tried to run.
Kaçmaya çalıştığında, onu Malik ile güvenli bir yere bırakıyordum.
Then she tried to kill a member of my family in cold blood and tried to incinerate the love of my life.
Sonra da soğukkanlılıkla ailemden birini öldürmeye çalıştı sonra da hayatımın aşkını yakıp kül etmeye çalıştı.
She tried to bring back her husband's memory.
Kocasının hafızasını geri getirmeye çalıştı.
She tried to remove the curses
Lanetlediğim insanların lanetlerini ortadan kaldırmaya çalışıyor.
" An impenetrable blanket lay over the hill as she tried to remember...
"Bir battaniyenin anlaşılmaz şekilde tepenin üzerinde..."
Each time she tried to escape, she was prevented..... a ghostly figure watching her every move.
Ne zaman kaçmaya çalışsa başarılı olamadı. Bir hayalet silueti her hareketini izliyordu.
The noise woke her, she tried to stop us. Go, Clara.
Sesimize uyanıp bizi durdurmak istedi.
She tried to punch Cam.
Cam'e yumruk atmaya çalıştı. Moose.
And as she tried to stammer some excuse to get away, Simon said :
Bir bahane uydurup kaçmaya çalışırken Simon demiş ki :
I tried. She refused.
- Denedim ama reddetti.
She says that you were preoccupied, agitated, angry, and that when they tried to engage you, you attacked them.
Sinirli, öfkeli ve sinirli olduğunu ve seninle konuşmaya çalıştıklarında, onlara saldırdığını söylüyor.
I tried talking to her about it, but... She wasn't hearing me.
Onunla bu konuda konuşmaya çalıştım ama beni dinlemedi.
She also tried to destroy a birth certificate.
Doğum belgesini de yakmaya çalışmış.
Cary showed her how he masturbated and I asked her how she lost her virginity. And I tried to rape her.
Cary ona nasıl mastürbasyon yapılacağını göstermiş,... ben de ona bekaretini nasıl kaybettiğini sormuşum.
My mom tried to warn me about my dad before she died, but... I had no idea this is what she meant.
Annem ölmeden önce beni babam hakkında uyarmaya çalışmıştı ama bunu kastettiğini bilmiyordum.
I tried, but... she won't talk to me about the case.
Denedim ama dosya hakkında konuşmuyor!
She saved them all, tried to use them to blackmail the Senator
Hepsini kaydedip, Senatör'e şantaj yapmak için kullanmış.
She smelled like mothballs, was spooky, and tried to make me a Belle.
Naftalin gibi kokuyordu. Pek tekin biri değildi. Ve beni Belle üyesi yapmaya çalıştı.
First time I tried to kiss her, she was, uh, soaking a reed in her mouth and I almost choked on it.
Onu öpmeye kalkıştığım ilk zaman, ağzından birşey almaya kalkmıştım ve neredeyse boğuluyordum.
I tried to get Camila to hire some help around the house, but she-she thinks it's a sign of weakness.
Camila'ya ona evde yardımcı olması için birisini tutmasını söyledim ama o zayıflık belirtisi olduğunu düşünüyor.
I tried calling Blake and she hasn't called me back for two days.
Blake'e ulaşmaya çalıştım ama iki gündür bana dönmüyor.
In fact, those around her have tried endlessly to destroy her, in order to mask their own evil purposes. Yet she rose from the ashes, stronger than ever, more fully realized.
Hatta çevresindekiler, kendi şeytani emellerini saklamak uğruna dur durak bilmeden onu yok etmeye uğraşsalar da küllerinden her zamankinden güçlü, gözü açılmış bir şekilde doğdu.
I tried to comfort her, but she wouldn't tell me what went down in there.
Onu teselli etmeye çalıştım ama orada neler olduğunu bana anlatmadı.
She called me that night with the good news, and I tried to talk her out of it one last time.
Güzel haberi vermek için aradı o gece. Onunla son bir kez konuşmaya çalıştım.
Well, whatever, I don't care about mom, because I've tried to plan a wedding with her, and she's been really stressful about it and unsupportive, and it feels like she doesn't even want me to get married anyway.
Her neyse, annem umrumda değil çünkü onunla düğünü planlamayı denedim ve bu konuda gerçekten stresliydi ve destekleyici değildi. Evlenmemi bile istemiyormuş gibi geliyor artık bana.
I tried to stop her, but she has strength, and it is all core.
Durdurmaya çalıştım ama yapamadım. Bu kıyafet çok sıkı.
Well, Principal Sylvester gave me detention, and she said if I tried to skip it that she was gonna suspend me and put it on my permanent record.
Müdür Sylvester beni cezaya bıraktı ve eğer kaçmaya çalışırsam uzaklaştırma vereceğini ve kalıcı olarak sicilime işleneceğini söyledi. Bekle.
That I tried to get rid of the man she ended up marrying?
- Evlendiği adamdan kurtulmaya çalışmış olmama mı?
I tried to offer her the part, but she wouldn't take it.
Rolü ona vermeyi teklif ettim ama kabul etmedi.
I tried to convince Alice to leave, but she associates me with the hospital and won't listen.
Alice'i ayrılması için ikna etmeye çalıştım. Ne yazık ki bana düşmanca davranıyor ve dinlemiyor.
She was tried for bank robbery, and in spite of the fact that she was kidnapped and held against her will, she was convicted.
Bir bankayı soymaya kalkıştı, ve için gerçeği şu ki,... kaçırılmıştı ve her şey iradesi dışındaydı, buna rağmen şuçlu bulundu.
She's accused of harbouring the assassin that tried to kill the Queen.
Kraliçeyi öldürmeye çalışan suikastçıya yataklık etmekle suçlanıyor.
- To hand myself in. If I confess that it was me that tried to kill the Queen, then perhaps she will spare Ariadne's life.
Kraliçe'yi öldürmeyi deneyenin ben olduğunu itiraf edersem belki Ariadne'nin hayatını bağışlar.
she tried to kill me 33
she tried to kill herself 22
she tried to kill you 24
tried 62
tried to kill me 23
tried that 21
tried to 29
she told me 344
she told me everything 40
she turned me down 20
she tried to kill herself 22
she tried to kill you 24
tried 62
tried to kill me 23
tried that 21
tried to 29
she told me 344
she told me everything 40
she turned me down 20