English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Single mother

Single mother translate Turkish

477 parallel translation
- Yes, you were about to marry a single mother.
- Evet, yoksa çocuklu bir kadınla evlenecektin.
The two girls, Rico, single mother and the son of God.
Şu iki kız, Rico, bekâr anne, ve şu Tanrı'nın Oğlu.
They hate and fear each other I'd like to see them fight against this attitude I'm a single mother, I feel alone at home
İnsanlar, diğerlerinden ya korkuyor ya da nefret ediyor. Bu davranışlarına karşı mücadele etmek istiyorum. Ben bekar bir anneyim, ev de kendimi yalnız hissediyorum.
A single mother.
Yalnız anne.
As a single mother.
Bir anne olarak.
Since you're a single mother now, you have a lot of time on your hands. I tell you what, why don't you help me.
Marcy artık bekâr bir anne olduğuna göre bir sürü de boş vaktin var demektir.
A single mother can't win in a man's world.
Bekar bir anne erkeklerin dünyasında kazanamaz.
I know it's fashionable, PC, all that, to be a strong, independent single mother, and, uh, I'm prepared for that.
Güçlü, bağımsız bir bekar anne olmak moda, biliyorum ve buna hazırım.
A single mother can't be frivolous.
Yalnız bir anne havailik edemez.
But a real man wouldn't shoplift the pootie from a single mother.
Ama gerçek bir erkek, bekar bir annenin malını götürmez.
- Never. I'm a single mother and I'm trying to be a sculptor.
Ben yalnız bir anneyim ve heykeltraş olmaya çalışıyorum.
She has never married... but is a single mother supporting a growing 12-year-old son.
Hiç evlenmedi... ama bekar bir anne olarak 12 yaşında bir erkek evlat büyütüyor.
Every single mother does everything...
Bu çok korkunç... Her anne her şeyi yapar...
He must be in love Why else would be have married a single mother?
Gerçekten çok sevmiş olmalı, yoksa ne diye çocuklu bir dulla evlensin ki?
- I'm a single mother?
- Yalnız anne miyim?
That's okay, Joey, you will be a single successful single mother raising two kids on your own.
Pekala, Joey, Sen iki çocuk yetiştiren yalnız ve başarılı bir kadın olacaksın.
I'm a single mother, and I needed the job.
Ben de bekar bir anneyim ve işe ihtiyacım vardı.
It was a human interest story. They don't give a single mother important reports.
O bekâr bir anne, Onun dediklerini umursamamışlar.
She's a single mother, goes to Emerson. Evidently she suffered some form of post-partum when she put him in the manger.
Görünüşe göre, onu yemliğe bıraktığında, doğum sonrası krizi yaşıyormuş.
I don't want to be a single mother.
Bekar anne olmak istemiyorum.
I'm a single mother doing the best damn job she knows how!
Ben işini yapmasını Bilen bir anneyim!
I heard what you said to that single mother yesterday.
Dünkü bekâr anneye neler söylediğini duydum.
Single mother. No money.
Parasız bekar anne.
Do you know any single mother out there, who needs someone to look after?
Birisine bakma ihtiyacı hisseden bekâr anne tanıyor musun?
I'm a single mother.
Dul bir anneyim.
But you're a single mother with multiple dependents and an income-to-debt ratio that doesn't qualify for our most liberal profile.
Ama sana bağımlı birkaç kişiyle yaşayan bekâr bir annesin. Ve gelir borç oranı en liberal profilimize bile uymuyor.
Being a single mother is hard.
Yanlız bir anne olmak zor.
No. You're the only single parent whose son witnessed his own mother get killed in a hit-and-run and hasn't said a word since.
Hayır, oğlu annesinin vurkaçta öldüğünü gördüğünden beri ağzını açmamış tek bekar ebeveynsiniz.
Every single girl we went to normal school with... is married and pregnant or about to be... while I'm residing with my mother and brother... and you're still occupying'the bedroom you had when you was 13.
Okula beraber gittiğimiz bütün kızlar evlenmiş, hamile ya da kalmak üzere. Ben burada annem ve kardeşimle oturuyorum. Sen 13 yaşından beri aynı odada yaşıyorsun.
This slut in the home of your mother and your single sister!
Annen ile bekâr kız kardeşinin evinde bu fahişenin ne işi var!
This man, who is morally guilty of his mother's death is no more fit to dwell in this society of man than the man who slew the father that begot him, and so, without a single reservation in my heart, I ask to impose the death penalty upon this man.
Manevi açıdan annesinin ölümünden suçlu olan bu adam hayata gelmesine vesile olan babasını katleden birinden aşağı kalmamak üzere bu toplumda yaşamak için uygun değildir ve bu yüzden kalbimde en ufak bir tereddüt olmadan bu adama idam cezasının uygulanmasını istiyorum.
I don't think that two single men living alone in a big eight-room apartment should have a cleaner house than my mother.
Sekiz odalı büyük bir dairede yalnız yaşayan iki bekar erkeğin anneminkinden daha temiz bir evi olması gerekmiyor.
In fact, uh, my husband said his mother read to him every single day out of that Bible.
Aslında kocam annesinden kendisine her gün İncil okumasını istemiş.
'poised to unleash electric death at his single word of command,'challenged the vile creature to take back what it said'about his mother.
rezil yaratıktan annesi hakkında söylediklerini geri almasını istediği sırada, konferans masasında bir sessizlik oldu.
Describe in single words only the good things that come into your mind... about your mother.
Annenizle ilgili akliniza gelen yalnizca iyi seyleri kelimelerle tanimlayin.
Describe in single words only the good things that come into your mind about your mother.
Annenizle ilgili akliniza gelen iyi seyleri, yalnizca iyi seyleri kelimelerle tanimlayin.
And with 3 teenage daughters who realize that... between them and freedom looms their mother, the idiot... starving myself and running 3 miles a day... around my single bed!
Özgürlükle aralarında durduğuma inanan 3 tane kızımla kendimi aç bırakarak, tek kişilik yatağımın etrafında günde 3 mil koşuyorum!
Not a single penny. I swear on my mother's grave.
Tek bir peni bile, annemin mezarı üstüne yemin ederim.
Single, Living at 17 Juanyao Village in Foshan... with your mother and younger sister
- Shu takımında bekar, Foshan bölgesi Yunao köyünde 17 numarada anne ve kız kardeş ile oturuyorsun.
Any man who can score four touchdowns in a single game after a night with your mother is surely capable of new glory.
Bir oyunda dört sayı yapabilen bir adam Hem de annenle bir gece geçirdikten sonra yeni şöhretli günlerine dönmeye tabi ki hazırdır.
Yeah, I saved it, you know, in case your mother should accidentally tie herself up to a railroad track and I'd be single again.
Evet, onu sakladım, biliyorsun, annenin kendini raylara kazara bağlaması halinde, tekrar bekarım.
I'm a single, working mother.
Ben bekâr çalışan bir kadınım.
Every single time, his mother tells me,
Her zaman, annesi bana söyler.
It's not so uncommon in a single-mother household.
Annenin bekar olduğu ailelerde sık rastlanan bir durum.
Think a single version of your mother.
Biraz daha umutsuz olanlara atacaksın demiri. Mesela annen gibilere.
I have to prepare a household budget for a single career mother and I have no idea what I'm doing.
Bir aile bütçesi hazırlamalıyım yalnız kariyer yapan bir kadın için ve ne yaptığım hakkında hiçbir fikrim yok.
- I'm virtually a single career mother.
- Ben de neredeyse yalnız kariyer yapan bir kadınım.
I should find a single career mother who's living this assignment and ask her for help.
Bir süper başarılı yalnız kariyer yapan bu ödevi aslında yaşayan bir kadın bulup ondan yardım istemeliyim.
Okay, so my grandmother was a single mom, and my mother was...
Tamam, büyükannem bekâr bir anneydi ve annem de...
Your mother died from a single stab wound to the right kidney, As did Paco Ordonez and Susan Forester.
Annen sağ böbreğine aldığını tek bıçak yarasından ölmüş tıpkı Paco Ordonez ve Susan Forester gibi.
We've put your mother into a single room. Number 73.
Anneni tek kişilik odaya koyduk. 73 numarada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]