Mother of translate Turkish
16,152 parallel translation
You're the mother of that...
Siz şeyin annesi...
Mother of my child.
Çocuğumun anası.
The first wife and first mother of Khans.
Hanların ilk karısı ve ilk annesinin.
Sweet mother of God.
Ha siktir!
Sweet Mother of Jesus... and of those two!
Aman Tanrım!
"I'm also a single mother of an eleven-year-old girl."
"Aynı zamanda 11 yaşında bir çocuğun annesiyim."
- I'm the mother of a teenager!
- Bir ergenin annesi olmam!
" Here, at our sea-washed, sunset gates shall stand a mighty woman with a torch, whose flame is the imprisoned lightning, and her name, Mother of Exiles.
" Burada, dalgaların çarptığı gün batımı kapılarında elinde meşalesiyle güçlü bir kadın duruyor, alevi yıldırım gibi ve adı Sürgündekilerin Anası.
You're not dragging my mother in front of the cameras.
Annemi kameraların önüne sürükleyemezsin.
And we ask just for the sake of my mother's dignity... and well-being that you respect her privacy.
Ve sizden annemin itibarı ve sağlığı için özel hayatına saygı duymanızı rica ediyoruz.
His mother was a secretary at one of these tech companies.
Onun annesi bu teknoloji şirketlerinden birinde sekretermiş.
We've confirmed the list of children's homes Spector was in, following the death of his mother.
Spector'un annesinin ölümünden sonra bulunmuş olduğu çocuk yurtlarının listesi.
One of the things I had to tell her was that her mother's husband, of just two years, might get half of everything.
Ona söylemek zorunda kaldım ; annesinin kocası, sadece iki yıldır evli olmalarına rağmen Mirasın yarısına ortak olabilecekti.
What you did for his mother was an act of mercy.
Annesi için yaptığın şey bir merhamet göstergesiydi.
The hospital is only concerned with the health of the mother and the baby.
Hastane sadece anne ve bebeğin sağlığını düşünür.
They have an antiquated idea of how I should live my life. Especially my mother.
Hayatımı nasıl yaşamam gerektiğiyle ilgili demode fikirleri var ; özellikle de annemin.
A friend of my mother's contacted me, told me my mother went there the night she was murdered.
Annemin bir arkadaşı benimle temasa geçti. Annemin öldürüldüğü gece oraya gittiğini söyledi.
The murder of Marjorie Lowe, my mother.
Marjorie Lowe cinayeti için. Annem.
I made him cut you out of her, cut you from your mother.
Babanın seni annenden kesip çıkarmasını sağladım.
My mother told me that when my sister Julie and I were young, my father was very involved in helping her take care of us.
Annem, Julie ve ben küçükken babamın bizim bakımımızda ona çok yardımcı olduğunu söylemişti.
"Most of my day-to-day interaction was with my mother " with my father in the background as a sort of weapon.
Genelde her gün annemle etkileşim halinde olurdum, babam ise arka planda bir silah gibi dururdu.
By the time filming of "The Good Mother" wrapped,
The Good Mother'ın çekimleri bittiğinde
Mother of shit!
Ha siktir!
Tell your mother she's gotta get you out of that hellhole.
Annene seni o çukurdan çıkarmasını söyle.
- No, seriously. My mother is incapable of concealing anything from me.
Annem benden hiçbir şeyi gizlemeyi beceremiyor.
The rest of it, whatever it is, all I care about is finding my mother.
Gerisi her neyse ne. Tek umurumda olan şey annemi bulmak.
What kind of son is late for his mother's birthday?
İnsan annesinin doğum gününe geç kalır mı?
Mother, we're turning to shit because of what you do.
Anne, yaptığın şey yüzünden iyice boka batıyoruz.
Let go of mother!
- Bırak şunu anne.
What kind of accident was it, Mother?
Anne, nasıl bir kazaydı?
Funnily enough, my mother actually thought of naming me Brian...
Komik aslında, annem ilk başta ismimi Brian koymak istemiş...
But more importantly, your mother and I love you with all of our hearts.
Daha da önemlisi, anneniz de, ben de... sizi tüm kalbimizle seviyoruz.
I feel Elia should meet his mother and hear her side of the story.
Elia annesiyle buluşup, hikayeyi onun tarafında duymalı.
I mean, your dumb bitch of a mother sure could.
- Aptal sürtük annen kesinlikle yapardi.
She reminds me of my mother a little bit, but in a sexy way.
Bana biraz annemi hatırlatıyor ama seksi anlamda tabii.
... ever judge another mother, but I think we really have to ask ourselves, do we want someone who is that reckless and irresponsible and mentally unhinged alcoholic to be president of the PTA?
Ama bence gerçekten kendimize şunu sormalıyız sorumsuz, pervasız ve alkol sorunları olan birisini OAB başkanı yapmak istiyor muyuz?
First of all, you are so not a failure as a mother.
İlk önce, sen hiç de başarısız bir anne değilsin.
It's the wife that she is and the mother that she is, and I'm really proud of just her.
Hem bir anne hem de bir eş olması şekliyle, onunla gerçekten gurur duyuyorum.
Well, it's called mother's intuition and mine is firing like the Fourth of July.
Buna annelik içgüdüsü derler ve benim ki 4 Temmuz gibi alev alev.
"May cause drowsiness, loss of appetite. " Crazy visions, and in some cases your dead mother might even call you on the telephone. "
" Uyku sersemliği, iştah kaybı, çılgın görüntülere neden olabilir.
On account of I'm his mother.
Ne de olsa annesiyim.
Your mother had a piece of popcorn wedged behind her molar and I was trying to dislodge it with my tongue.
Annenin azı dişine mısır sıkışmış. Ben de dilimle çıkarmaya çalışıyordum.
It was one of my mother's really close friends, and my music teacher.
Annemin yakın bir arkadaşı ve müzik öğretmenimdi.
Of course, she's my mother.
- Tabii ki, o benim annem.
I want the fondest memory of your mother from each of you.
Her birinizden, annenizle ilgili en güzel anıyı istiyorum.
Look down and think of mother.
Bakın ve annenizi düşünün.
You're the spitting image of your mother.
Annene ne kadar çok benziyorsun.
Abandoned my mother and took off with everything of value she had.
Annemi terk etti ve kıymetli olan her şeyini de yanında götürdü.
Each of these women is my mother.
Bu kadınların her biri, benim annem.
My mother never knew the name of my real father.
Annem, babamın gerçek ismini asla öğrenemedi.
She blamed the raps for her mother's death during lunch at school, and one of the teachers overheard her.
Okulda yemek yerken annesinin işgalcilerin yüzünden öldüğünü söylemiş. Öğretmenlerinden biri de duymuş.
mother of god 240
mother of christ 21
mother of three 20
of course 48716
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
mother of christ 21
mother of three 20
of course 48716
off we go 156
office 169
offer 51
of course not 6388
officer 2766
offensive 29
offense 31
official 47
often 203
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
official 47
often 203
offspring 19
offended 16
officers 467
offred 44
officially 347
offices 24
offs 170
off the top of my head 48
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
of course i can 204
off with his head 28
of course you can 486
of course you do 750
offside 18
of course i do 1281
off the grid 28
officer down 213
off you go 630
of course i can 204
off with his head 28