English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Special k

Special k translate Turkish

2,783 parallel translation
Kolya, what's so special about this bunker?
Kolya, bu sığınağı bu kadar özel kılan şey nedir?
We have a new girl for you tonight. Something extra special.
Bu gece sizin için yeni bir kızımız var.
Except for Barker... which is what made him so special.
Barker dışında ki onu özel kılan da buydu.
When I was just a Lieutenant, we opened a special file on Emerenc only with disguised letters of complaint to killing Jews and robbing them.
Ben daha teğmen iken onun için özel bir dosya açmıştık. Yahudileri öldürüp soyduğuna dair bir çok şikayet mektubu almıştık.
It's a special day in the dark heart of this forest.
Bugün ormanın karanlık kalbinde özel bir gün.
What's so special about this little guy?
Bu ufaklık neden bu kadar özel?
And I ended up needing a new car, so I went out and bought myself a special ride.
Benim ise yeni bir arabaya ihtiyacım oldu bu yüzden çıkıp kendime özel bir araba satın aldım.
And if you ever need, like, any kind of special friendship you know, like, just someone to be with you and hold you and caress you and be good to you in ways that maybe guys aren't I think I could be that guy.
Herhangi bir şekilde özel bir arkadaşlık istersen yani yanında olacak, elinden tutacak,... öpüp okşayacak ve diğer erkekler gibi davranmayacak biri o kişi ben olabilirim pekala.
It is my great privilege to recognize those few whose actions deserve special note.
Ancak çabaları özel övgüyü hak eden birkaç kişiyi onurlandırmak benim için büyük bir ayrıcalık.
No one can appreciate the art in here because everything that is special and beautiful, no one can see because the curtains are so thick that the light can't get in.
Buradaki sanat eserlerinin değerini kimse anlayamıyor çünkü kalın perdelerden ışık girmediği için özel ve güzel olan şeyleri kimse göremiyor.
Your mother blamed the smile on your father he blamed her there's something deadly about it she thought she had to enroll you in special counseling.
Annen, babandaki gülüşü kınamış. O da anneni kınamış. Bununla ilgili öldürücü bir şey var.
That's what makes this place special.
Burayı özel kılan şey budur.
- She really was a very special girl.
- Çok özel bir kızdı.
Your special against my special.
Senin spesiyalitene karşılık benimki.
You really are a naughty boy, Special Agent.
Gerçekten aşağılık birisin, özel ajan.
I think I was at the Macaroni Grill, and I was asking them if they had those special toasted ravioli.
Sanırım bir restorandaydık ve özel kızarmış ravioli olup olmadığını soruyordum.
I think you're just a kid with a very special gift.
Seni özel bir yeteneği olan küçük bir kız olarak görüyorum.
John and Lori were married in Cambridge by a very special Justice of the Peace.
John ile Lori Cambridge'de evlendiler. Nikâhlarını çok özel bir sulh hâkimi kıydı.
Since the first day he entered the Octagon, we knew Ken Dietrich was something special.
Arenaya girdiği ilk günden beri Ken Dietrich'in esrarengiz bir yeteneği olduğunu anlamıştık.
Why is this Jean Azevedo so special compared to other men?
Jean Azevedo'yu diğer erkeklerden farklı kıIan nedir?
This song goes out to a special lady.
Bu şarkı çok özel bir kıza geliyor.
Here they come, out of your special secret box.
Özel çantandan çıkıyorlar.
If they ask for one special as you mix.
Senden karışık bir şeyler isterlerse 9'a 9 falan de.
Sally is a very special girl.
Sally çok özel bir kız.
" Death gives meaning for our life... and even more importantly... death creates a special value for time.
" Ölüm yaşamımıza anlam verir... ve de önem... Ölüm zamanı değerli kılar.
And now I just wanna know, before we go full commando here what is it that's so special about this particular girl?
Ve şimdi birbirimizden ayrılmadan önce şunu öğrenmek istiyorum. Bu kızı bu kadar özel yapan ne?
No, she's just as special as any other girl.
Hayır, benim için diğer kızlardan özel bir yanı yok.
The cat goddess, Bastet, gave a special necklace with a Cat's Eye jewel to Cleopatra, the ruler of Egypt.
Kedi Tanrısı, Bastet, Klopatra'ya üstünde kedi gözü mücevheri olan bir gerdanlık verdi, Mısır'ın kraliçesine.
Does your daughter have any special places she likes to play?
Kızınızın özellikle oynamayı çok sevdiği bir yer var mı?
If you think you're still special, then you're sadly mistaken.
Hâlâ özel olduğunu düşünüyorsan, ne yazık ki çok yanıldın.
It's funny what makes people different, makes us special.
İnsanları farklı yapan şeylerin bizi özel kıIması komik.
Makes you realize it's not as special as I thought.
Düşündüğümüz kadar özel birşey olmadığının farkına vardık.
My sister believes you're something special.
Kız kardeşim, sizin özel biri olduğunuza inanıyor.
We just met and you're already special to me.
Yeni tanıştık ve daha şimdiden benim için özelsin.
I wish we hadn't just have a special moment where you sacrificed yourself in junk.
Bunun özel bir an olmasını dilerdim, yaptığın fedakarlık çöpe gidecek.
It is a trip. With every morning special now.
Artık her sabah özel olduğundan bu da bir hata.
You know, it's little things like that that keep a marriage special.
Bilirsin ki böyle ufak şeyler evliliği özel kılıyor.
Does that make me special?
Bu beni özel mi kılıyor?
- What makes you so fucking special?
Seni bu kadar özel kılan şey nedir?
Mitch McDeere, looking for special treatment.
Mitch McDeere kendisine ayrıcalık yapılmasını istiyor.
I really tried to make this special.
Bunu özel kılmak için çok yorgunum
"As you know, Governor, the Boys Girls Clubs of America has special meaning for me primarily because" - - is it "has" or "have"?
Sizinde bildiğini gibi, Sayın Vali Amerika'nın Kızlar ve Erkekler kulübü benim için özel anlam ifade etmektedir esasen çünkü - "Etmektedir" mi "ediyor" mu?
Yeah, arson's a Janek special.
Kundaklama Janek'in uzmanlık alanı.
You're an extremely special girl.
Fazlasıyla özel bir kızsın.
What made it so special?
Burayı bu kadar özel kılan ne?
Oh, I don't know. What makes any high school special?
Bilmem, bir liseyi ne özel kılar?
Eastbound Army Freight Special, 30 miles out.
Eastbound Özel Ordu Nakliyat, 50 kilometre uzaklık.
She's a pretty special girl.
O oldukça özel bir kız.
I slipped a little special sauce into your coffee while you were watching the skirt.
Sen kızı izlerken ben kahvene bir şey kattım.
You have that spark, that thing that makes humans so special.
İnsanları özel yapan o kıvılcıma sahipsin.
The really evil ones always need a special sword.
Gerçekten çok kötü biri, her zaman özel bir kılıca ihtiyaç vardır.
kevin 3129
kira 426
kirk 488
karim 97
kimi 17
king 803
katya 295
kari 82
kabul 16
killer 452
kate 3483
karate 60
kiss 670
karin 132
kingdom 21
kitty 1541
katerina 73
kara 878
kato 103
kiki 162
kilo 89
kita 48
karen 2147
kelly 1572
kale 98
karina 53
kinder 18
kids 3937
karma 273
konnichiwa 37
katy 190

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]