English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sure i can

Sure i can translate Turkish

9,491 parallel translation
I'm sure I can check with the school.
İşte bu. Tamam, bir bakarım.
Sure I can.
Tabii ki de tutuklayabilirim.
Make sure I can find you, okay?
Ortadan kaybolma tamam mı?
You know, I'm sure I can find room for two young lovers.
Eminim sizin gibi iki genç âşık için bir masa bulabilirim.
Are you sure I can't get you a coffee?
Kahve istemediğinden emin misin?
-'I'm sure I can.'
- Tabii ki alırım.
- I'm not sure I can make it any sooner.
- Daha erken toparlanamam.
I'm sure we can think of something.
- Eminim bir şeyler bulabiliriz.
Only, the first time you did it, you knocked a torch onto some hay, which spooked a horse, who kicked open a gate, and I'm..... sure you can fill in the rest.
Ama ilk seferinde biraz samana meşale düşürdün o da bir atı korkuttu, at da bir kapıyı tekmeleyip açarak eminim gerisini tahmin edebilirsin.
But I'm pretty sure that I can make one.
Ama bir tane yapabileceğimden eminim.
Oh, I'm sure they're just late.
- Geç kalmışlardır canım.
I'm sure you can handle this.
Bunu halledebilirsin.
I can't be sure.
Emin değilim.
Uh, I can't say too much about it, but, you know, I'm... just that I'm working on my music, a-as always, and making sure that I continue to make smart business decisions, you know.
Bu konuda fazla bir şey söyleyemem. Her zamanki gibi müziğim üzerine çalışıyorum. Akıllıca iş tercihleri yapmaya devam ediyorum.
I'm not sure how you can win that.
- Onu nasıl kazanacağınızdan emin değilim.
Which I'm sure you'd love to take as evidence of a scandalous office romance.
Eminim, onu bir ofis aşkı skandalının kanıtı olarak göstermeye can atıyorsun.
I can leave work. I can quit and stay and make sure you're all right.
Evde durup sağlığın için gerekeni yaparım.
I'm sure we both can learn a thing or two from each other, don't you think?
Emimin birbirimizden ufak tefek şeyler öğreniriz, ne diyorsunuz?
- Ah... Sir, I'm sure you can see what kind of work we do.
Bayım, eminim ne iş yaptığımızı anlamışsınızdır.
I'm sure you are, but I don't think we can make this work.
Eminim öyledir ama bence bu iş olmaz.
There's nothing I can do until the hearing, but then I promise I'm gonna make sure...
Duruşmaya kadar elimden bir şey gelmez ama sonra söz veriyorum...
I can't be sure until I get Some sort of GPS or cellular to cross-reference The seismic or the geological data
Tüm verileri bulana kadar o emin olamazdı.
I'm sure you can understand he needs time to process this tragedy.
Eminim bu trajediyi atlatmak için vakte ihtiyacı olduğunu anlarsınız.
And I'm sure we can do something about the length.
Eminim uzunluğu konusunda da bir şeyler yapılabilir.
- You have two more weeks before it works, not to mention you can't know for sure if you really want this. - I'm on prep.
- Aşılıyım.
I'm sure a smart guy like you can guess who's calling my plays.
Senin gibi zeki bir adam, beni kimin kullandığını tahmin edebilir.
Look, I'm sure we can see each other again.
Bak, eminim, birbirimizi yeniden görebiliriz.
Mm. You know, actually, I'm sure that we can find someone who can cover Dr. Tyler's rounds for her.
Aslında, Dr.Tyler'ın kontrollerini bitirecek birini bulabileceğimizden eminim.
I'm sure what could be the greatest discovery in the history of humanity can wait till traffic lets up.
İnsanoğlu tarihindeki en büyük buluş, trafik açılıncaya kadar bekleyebilir o zaman.
And I'm sure we can afford a fifth.
Beşincisini de karşılayabiliriz.
But I will do everything I can to make sure that you make it to that graduation.
Ama o mezuniyete yetişmen için elimden gelen her şeyi yapacağım.
As I'm sure you can imagine, they're having a rough morning.
Tahmin edersin ki, zor bir sabah geçiriyorlar.
Sure, I can.
Elbette, algılarım.
But if he is spelled to love me, then how can I ever be sure his love is real?
Ama beni sevmesi için büyü yaptım aşkının gerçek olup olmadığını nasıl anlarım?
♪ It might be yours is as sure as I can say ♪
turkcealtyazi.og :
I'm sure she'd say that she can do my job as well as everybody else's, but this actually is brain surgery.
Tıpkı herkesin yaptığı gibi benim işimi de yapabileceğini söylemiştir, ama aslında bu bir beyin ameliyatı.
Joe, I'm sure you can understand why I'd want to be at my only daughter's wedding.
Joe tek kızımın düğününe katılmak istediğimi anlayacağına şüphem yok.
Lady Grantham, I'm not sure how much use I can be here.
Leydi Grantham, benim burada bir faydam olur mu bilmem.
Sure, uh, I can drive you to campus.
Olur tabii. Kampüse seni ben bırakayım.
A promise I can't be sure of keeping.
Tutup tutamayacağımdan emin olamadığım bir söz.
- I can't be sure. Uh...
- Tam emin değilim...
Sure, I can get you into SOC's mainframe, but you're not gonna find anything good there.
Tabii, SOC'un anabilgisayarı içine girebiliriz, ama işe yarar bir şey bulacağını sanmam.
Maybe I can do something. Sure.
Belki ben de bir şeyler yaparım.
I think he's in, but I can't be sure.
Galiba girdi ama emin değilim.
I can't be sure.
Emin olamam.
I can call and let you know if I see anything. Sure.
- Bir şey görürsem size haber veririm.
Yeah, well-well, sure, trust is great, but you know, maybe I'm a bad boy, who can't be trusted, right?
Evet, tabii, güven harikadır. Ama belki de ben güvenilmez kötü biriyimdir, değil mi?
Sure, Louis, what can I do for you?
Tabii Louis. Senin için ne yapabilirim?
Sure, yeah. Can't tell you how grateful i am.
Ne kadar teşekkür etsem az sana.
Yeah, sure. I can help you put it together.
Hem ben de yardımcı olurum.
I'm sure we can work something out.
Eminim bir şeyler başarabiliriz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]