Sure i have translate Turkish
7,132 parallel translation
I'm sure I have.
Eminim okumuşumdur.
I'm sure I have his number somewhere.
- Eminim numarasını bir yere yazmışımdır.
I kept meaning to get them fixed, but I'm sure I have the rest of them.
Tamir ettirmek için saklıyordum ama sizde kalmasının bir mahsuru yok.
You don't have any grounds for continuing to keep me in custody, and it's probably in contravention of the Human Rights Act, to which I'm sure you are a signatory.
Beni gözaltında tutmaya devam etmek için herhangi bir gerekçeniz yok. Ayrıca eminim ki sizin de imzaladığınız İnsan Hakları Yasası'na da muhtemelen aykırı.
- I'm sure you are, but thanks to you I have an airtight alibi, don't I?
- Eminim öyledir ama sayende çok sağlam bir gerekçem var, değil mi?
And I'm sure she's no picnic, but I'm just really happy to have a job.
Kolay olmadığını biliyorum ama... bu işi aldığım için gerçekten çok mutluyum.
I'm sure you have other expenses.
Eminim başka masrafların vardır.
You and I have to be 100 % sure that this is what you want.
Sen ve ben istediğin şeyin bu olduğundan % 100 emin olmalıyız.
I am sure that he would have been okay with it.
Eminim bunu sorun etmezdi.
So basically I just make sure that the applicants have their paperwork in order.
Yani temelde adayların evrak işlerini doğru sırayla yapıp yapmadıklarını kontrol ediyorum.
I'm sure the work that you have done so far has been very good.
Eminim şu ana kadarki çalışmanız çok iyidir.
I have often come across her in the chapel, weeping and privately praying to God for your safe and sure return.
Tapınak çok sık rastladım ona sağ salim geri dönmen için Tanrı'ya dua edip gözyaşı döküyordu.
But I have to make sure Kaitlin's okay.
Ama Kaitlin'in iyi olduğundan emin olmalıyım.
Sure, I'll walk you to your friends, but by the way, I have a girlfriend?
Elbette seninle beraber yürürüm ama kız arkadaşım var mı diyecektim?
Sure but I'd rather have whiskey.
- Tabii ama viskiyi tercih ederim.
I'm sure a month ago you would have certainly noticed a new maid.
Bir ay öncesi olsa yeni bir hizmetçiyi fark etmemenin imkânı yoktu.
- Sure, I'll have another.
- Tabii, bir tane daya alayım.
I'm sure the police have run through every theory.
Eminim ki polis her ihtimali düşünüyordur.
Yes, you know you have it. But I'm not sure about everyone else's.
Fakat başkaları için öyle olduğunu sanmıyorum.
All right, the receipts and the release forms, and all the paperwork, I'll make sure to have it and you just gotta keep Jack in line and we'll be all right.
O zaman, makbuzlar, çıkış formları ve bütün evraklar, hepsini aldığıma emin olacağım ve sende Jack'i çizgide tuttuğuna emin olacaksın sonrasında halletmiş olacağız.
I'm sure you'll understand some day, that is if you have children.
Eğer bir gün çocuğun olursa beni anlayacağına eminim.
I'm sure you two have a lot to talk about.
Eminim konuşacak çok şeyiniz vardır.
I don't have any cats, but I sure do enjoy them.
Hiç kedim yok ama eminim onları çok severim.
Have no idea... not sure if I'll come at all... listen
Hiçbir fikrim yok. Gelir miyim ondan da emin değilim. Dinle.
I am sure you have enough battery that can last you till there we can't waste time unnecessarily
Baba, oraya kadar yetecek şarjın vardır. Lüzumsuz yere zaman harcamayalım.
I'm sure you'll have an amiable time.
Çok hoş vakit geçireceğine eminim.
Oh, I'm sure our souls have collided in one lifetime or another.
Yok, bence ondan değil. Frizbi golfü turnuvama katıldın mı?
I sure have had some fun making things with you, son.
Seninle bir şeyler yapmaktan çok zevk aldım evlat.
And I'm sure he should not have moved on as quickly, but he did, and he's just trying to be happy.
Ve eminim bu kadar çabuk hayatına devam etmesi garip ama etti ve sadece mutlu olmaya çalışıyor.
I was thinking, maybe we could have a meeting, all of us, old, new, make... make sure we're on the same page.
Eskiler ve yeniler bir toplantı yaparız diye umuyordum aslında. - Aynı sayfada olduğumuzdan emin olmak için.
I have to make sure we find girls we can trust.
Güvenebileceğimiz kızlar bulduğumdan emin olmalıyım.
Not an easy decision, to be sure... but one that I know you already have the answer for.
Kesinlikle kolay bir karar değil. Ama cevabını bildiğini bildiğim bir karar.
I'm sure your new boyfriend would be happy you have another man to control.
İdare edeceğin başka bir adam daha olduğu için yeni sevgilinin eminim mutlu olacaktır.
I just wanna make sure that I have the proper time.
Sadece yeterli zaman ayıracağımdan emin olmak istiyorum.
I mean, it was offensive, I'm sure, but you have to admit, it was pretty clever.
Biraz saldırgandı eminim ama kabul etmelisin ki oldukça da zekiceydi.
Honey, I'm pretty sure that we have moved from, uh, free wheeling, sort of California vibe to more of a swinger vibe.
Buraya normal bir California hayatı yaşamaya geldik.Eş değiştime olayı için değil.
I'm sure you and Ostrich Stark have a lot to talk about.
Eminim "O sırık" Stark'la konuşacak çok şeyiniz vardır.
Having persevered the training, I'm sure you have mastered some skills.
Eğitime devam ederken eminim bazı beceriler elde ettiniz.
You know... I'm sure it looks like we haven't lost much, but we have.
Aslında biz pek bir şey kaybetmedik gibi görünüyordur mutlaka ama kaybettik.
I know that you have a job to do. I just want to be sure that this is an arrest
İşiniz olduğunu biliyorum ama sadece bunun tutuklama olduğunu hatırlatayım.
We have seat protectors, uh, booties for my shoes, a clothespin for my nose. Oh, and a mirror on a stick, so I can make sure the person in the stall next to me isn't some kind of weirdo.
Koltuk korumalığı, ayakkabılarım için galoş burnum için mandal ve yanımdaki bölmede dengesiz biri var mı diye bakmak için çubuklu bir ayna.
I'm sure our city's first responders would have been here momentarily.
Eminim sehrimizin ilk müdahale ekibi kisa bir sürede gelebilirdi.
Just a small hearing to determine whether the charges against Loras have merit, which I'm sure they don't.
Loras hakkındaki iddiaların gerçek olup olmadığını belirleyecek küçük bir duruşma. Eminim hepsi yalandır.
I'm sure you talked to your husband about the situation we have regarding your son.
Oğlunuzu ilgilendiren durumla ilgili olarak kocanızla konuştuğunuza eminim.
As I'm sure you know, in the state of New Mexico, there is a two-part test to determine whether police officers have an objectively reasonable basis...
Eminim, sizin de bildiğiniz gibi New Mexico eyaletinde polis memurlarının tarafsız bir şekilde hareket edip etmediğini belirlemek için kullanılan iki aşamalı bir test...
Uh, I have to make sure I can.
Önce bir emin olmam lazım.
But in the end, I'm not sure it would have made a bit of difference.
Ama şimdi bakınca bunun da farklılık yarattığını sanmıyorum.
Yeah, well, okay, maybe I'm not 100 % sure that you wouldn't have hurt me if we restarted things, but...
Belki yeniden başlasak beni incitmeyeceğinden % 100 emin olmayabilirim.
- I'm sure I must have.
- Bahsetmiş olduğumdan eminim.
I don't have to run to make sure you leave office.
Makamdan ayrılman için aday olmama gerek yok ki.
I'm sure a lot of you have brothers.
Eminim birçoğunuzun biraderi vardır.
sure i'm sure 17
sure i can 72
sure is 153
sure it is 177
sure i do 177
sure i am 51
sure i will 32
sure i did 54
sure it was 24
sure it does 32
sure i can 72
sure is 153
sure it is 177
sure i do 177
sure i am 51
sure i will 32
sure i did 54
sure it was 24
sure it does 32
sure it will 21
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i have a gun 76
i have no idea what i'm doing 30
i have a boyfriend 155
i have nothing to do 23
i have no idea 2703
i have to go to school 22
i haven't yet 29
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i have a gun 76
i have no idea what i'm doing 30
i have a boyfriend 155
i have nothing to do 23
i have no idea 2703
i have to go to school 22
i haven't yet 29
i have to go now 300
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i have a wife 82
i haven't 1248
i have to tell you something 352
i have nothing to do with it 22
i haven't decided yet 126
i have something for you 390
i haven't got time 37
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i have a wife 82
i haven't 1248
i have to tell you something 352
i have nothing to do with it 22
i haven't decided yet 126
i have something for you 390
i haven't got time 37