English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sure i will

Sure i will translate Turkish

6,173 parallel translation
Sure I will.
Kesinlikle öldürürüm.
I'm sure I will.
- Eminim olacağım.
I'm sure I will.
Eminim öyle olacak.
I'm sure the doctors will have some news soon.
Doktorların kısa sürede bir şeyler söyleyeceklerinden eminim.
It sure does. I will sustain that.
Bunu kabul edeceğim.
I am sure we will capture their king first.
İlk önce krallarını yakalayacağımıza eminim.
Honey, I'm sure you will.
Canım, eminim teklif alacaksın.
I'm sure it will be.
Eminim öyle olacak.
I will make sure that he knows.
- Onun öğrenmesini sağlayacağım.
I'm sure the Archduke of Bohemia will keep up to your high standards.
Eminim, Bohemya arşidükü beklentilerini karşılar.
You can tell him yourself when he comes here again, as I'm sure he will.
Buraya tekrar geldiğinde kendin söyleyebilirsin. Geleceğine eminim.
I know there will be some feelings, and I know you've established good relationships with the residents, so I'd like you to take them today and make sure that they understand the policy.
Farkındayım biraz zor olacak, ve buradaki stajyer doktorlar ile iyi ilişkiler içerisindesin. Bu yüzden, onları bugün almanı ve bu yeni politikayı anladıklarından emin olmanı istiyorum.
Look, I'm not sure how they will approach you, but I am sure that they will.
Size nasıl yaklaşacaklarını bilmiyorum ama yaklaşacaklarına eminim.
I will make sure that I see this through to the end
Emin olabilirsin. Bunun sonuna kadar gidecegim.
I'm not sure what we're in store for today, but I know it will be special.
Bugün ne için burada olduğumuzdan emin değilim ama özel bir şey olacağını biliyorum.
Skouras will have had her read, I'm sure of it.
- Skouras aklını okuyacaktır, bundan eminim.
I'm sure Roger will be a total gentleman.
Eminim ki Roger tam bir centilmen gibi davranacaktır.
I sure will.
Buna eminim.
You'll see. I sure will.
Buna eminim.
I'm sure they will.
Eminim ki heyecanlanacaklar.
But until I know for sure, you will remain here... as my guest.
Ancak bundan emin olana kadar burada konuğum olarak kalacaksınız.
Congratulations. I'm sure you will both raise a wonderful child with whom I will profoundly disagree on nearly everything.
İkinizin, kendisiyle hemen hiçbir şeyde anlaşamayacağım harika bir çocuk yetiştireceğinizden eminim.
Kyle, mess this up and I will make sure that you never pop that pathetic man-cherry, even when you're 45 and some crazy cat lady is feeling horny, sad, and desperate.
Kyle, bu işi batırırsan ve senin 45 yaşına geldiğinde bile üzgün, azgın ve çaresiz hisseden bir kadınla bile birlikte olmana izin vermeyeceğimden emin olabilirsin.
I'm sure a thorough search of her residence will clear them up.
Eminim ki evinde yapılacak eksiksiz bir araştırma her şeyi ortaya çıkaracak.
I'm sure you will.
Yapacağına çok eminim.
I am sure my body is almost done absorbing all the poison, and then I will feel good as new.
Bedenimin tüm zehri emdiğine eminim ve daha sonra yenilenmiş hissedeceğim.
Yeah, I'm sure she will.
- Söyleyeceğine eminim.
I mean, I'm sure you get this all the time but when I go to Heaven will I be anatomically correct?
Sana bunu sürekli soruyorlardır ama cennete gittiğimde fiziksel olarak cezalandırılacak mıyım?
I will make sure that avaricious landlords are kept in check.
Paragöz ev sahiplerinin kontrol altında tutulmasını sağlayacağım. Ve eğer kiralarda bir değişiklik olursa o değişiklik ucuzlama olacak, zam değil.
I'm sure - your fiancée will love it.
- Ama eminim nişanlın beğenecektir.
I'm sure the very sight of you will cheer him immensely, as it has me.
Eminim ki seninle görüşmek aynı bende olduğu gibi, onu da son derece rahatlatacaktır.
I'm sure more will turn up.
Daha fazlasının geleceğine eminim.
I will make sure that happens.
Yapılacağına emin olacağım.
I'm sure the director will be happy to hear how you're wasting the taxpayer's money.
Eminim müdürünüz vergi mükelleflerinin parasını nasıl harcadığınızı duymaktan memnun olacaktır.
conflicting loyalties, you're not sure how that will play out. I get it.
Bağlılık çatışması nasıl olacağını kestiremiyorsun, anladım.
I'm not sure you will.
Göreceğini sanmıyorum.
Well, we're really glad you stayed, and I'm sure Emmet will understand.
Kaldığına cidden çok sevindik ve eminim Emmet anlayacaktır.
I'm sure he'll be most pleased at your skill and acumen at uncovering my identity, or... perhaps your disruption of the duke's carefully laid plans will not be rewarded.
Kimliğimi açığa çıkarmadaki beceriniz ve zekânızdan çok memnun kalacağından eminim ya da belki de özenle belirlediği planlarını kesintiye uğratmanızı ödüllendirmeyecektir.
You tell them to make themselves known or I damn sure will.
Onlara kendilerini tanıtmalarını söyle yoksa ben kendimi tanıtırım.
I'm sure Henry will sign off on anything that we agree on.
Henry'nin de bizim anlaştığımız konularda onay vereceğine eminim.
It will need to be brief, and I'll need to finish my deal with the cardinal before we leave, and make sure that my mother can handle my father.
Özetlenmesi gerek, ve ayrılmadan önce kardinalle olan anlaşmayı tamamlamam lazım ve annemin babamla başa çıkabileceğine emin olmam gerekli.
I'm sure your fiancée will love it.
- Ama eminim nişanlın beğenecektir.
Yes. I am sure that a DNA test will prove that Giles McNamara was her father.
Eminim DNA testi, babasının Giles McNamara olduğunu gösterecektir.
All of which I will be sure to mention at her trial.
Duruşmasında bütün bunlardan bahsedeceğimden emin olabilirsin.
But rest assured I will be sure to tell Cotton that your pleas were most heartfelt.
Ancak, sizin yalvarmalarınızın daha samimi olduğunu Cotton'a kesin söyleyeceğimden emin olabilirsiniz.
I'm sure, given time, more idolatrous fripperies will come to light.
Tabii, herhangi bir zamanda süs eşyalarına taptığın ortaya çıkar.
I'm sure that evidence of yours will have a very deep impact.
Eminim ki kanıtlarınız çok derin etki yaratacaktır.
Mom, I'm going to figure out a way to make it better. I'm sure you will.
Anne, bunu tedavi etmek için bir yol bulacağım.
Papa will blame his friend Miss Bunting for filling his ears with poison but I'm not sure.
Babam arkadaşı Bayan Bunting'i onu kulaktan zehirlemekle suçluyor ama emin değilim.
I'm sure, the Fixers will come and take one of my cubs.
Temizlikçiler gelip benim acemilerden birini götürecektir.
I will make sure the police will find it first.
Polisin önce bulmasını sağlarım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]