Sure you would translate Turkish

I'm sure you would've enjoyed it more than your current date.

Eminim yanındakinden daha çok hoşuna giderdi.

Yeah, I'm sure you would, too.

Tabii ki eminim sen de istersin.

I wasn't even sure you would talk to me.

Benimle konuşacağınızdan emin değildim.

Former Detective Monk, I'm sure you would do anything to impress the commissioner to get your badge back!

Eminim şube müdürünü etkileyip rozetinizi geri almak için herşeyi yapardınız.

A childish pursuit we young people like to indulge in, I'm sure you would say.

Biz genç insanların hoşlandıkları bir tutku, siz böyle derdiniz eminim ki.

I'm sure you would agree that your husband is vey handsome.

Kabul edersiniz ki kocanız çok yakışıklı bir adam.

I'm sure you would look beautiful...

Eminim ki çok güzel olurd...

I'm sure they would understand if you don't go in to work today.

Bugün işe gitmeseniz eminim anlayışla karşılarlar.

'cause you know what? I thought for sure that when you went back to change history, that history would've changed.

Çünkü, aslına bakarsan geçmişi değiştirmek için geçmişe döndüğünde başaracağına inanıyordum.

I'm pretty sure if they knew, they would tell you.

Eminim bilselerdi, size de söylerlerdi.

Would you mind coming to Manhattan tomorrow? Sure.

Yarın Manhattan'a gelebilir misiniz?

If it would help you make the transition, I'm sure he'd let you call him "Ted".

Atamayı yapman için yararı olacaksa ona "Ted" diye hitap etmene bir şey demeyecektir.

And I'm sure DeShawn would love to meet you.

Harika! Eminim Dushawn'da seninle tanışmayı ister.

Sure enough, every time, you'd look up, and there would be old Ernie with a smile on his face.

Ne zaman başını kaldırıp baksan, yaşlı Ernie yüzünde bi tebessümle orda duruyor olurdu.

He wanted to make sure that the cbi, that you, would be put on this case.

CBI'ın, yani senin bu davayı aldığından emin olmak istedi.

If it weren't Baldy, I would not bother you for sure.

Baldy'nin hatırı olmasaydı, seni rahatsız etmezdim.

But make sure you don't eat much with the drink, or you would puke. Bo, do we have any pain-killer left?

Ağrı kesici aldın mı?

There was a time when I would have believed you without question, Will, but now I'm not so sure.

Bir zamanlar ben de sorgulamadan inanırdım, Will ama şimdi o kadar da emin değilim.

Well, i sure would love to see you too, man but don't you think you should probably focus...

Tabiki seni gördüğüme çok sevinirim, ama senin şeye odaklanman gerekmiyor mu?

You know, my whole life I wanted to get my mother to be proud of me. And then one night Julian threatened to exile her from our lives and I would do the same to you. I'm just not sure it would matter.

Bütün hayatım boyunca annemin benimle gurur duymasını istedim sonra bir gece Julian onu hayatımızdan çıkarmakla tehdit etti ben de aynısını sana yapabilirim sadece değer mi emin değilim.

Marrying you would sure bring back my zest for life.

Seninle evlenmek, kesinlikle hayatımın geri kalanını keyifle geçirtirdi.

If you are sure, then why would you hurt him?

Eğer bu kadar eminsen, neden ona zarar veriyorsun?

And during nice weather, you would say, all right, let's close the gates today and make sure everything's working right, it's not going to jam up.

Hava güzelken, "Pekâlâ, bugün kapakları kapatıp her şeyin sorunsuz çalıştığından emin olalım" diyebilirdiniz.

Terrance came to me this morning, as I'm sure you know, because he would like me to buy him out.

Terrance bu sabah bana geldi, ki eminim sen de biliyorsun çünkü benden onu satın almamı istiyormuş.

I'm sure that you would, but, uh, now's not a good time.

Eminim. Fakat şimdi uygun zaman değil.

If he was looking to do business for real, he at least would have shown me the counterfeit cash. And you know he sure as hell wouldn't have tried to take my 300k for a 2-hour walk.

Eğer gerçekten iş yapmak istiyorsan, sahte paraları alıp iki saat duvarların arkasında ne yaparsın ki?

Make sure that... Al, would you trust me?

Bir de şu var, kesinlikle...

I wasn't even sure what I would say if you did.

- Konuşsanız bile ne diyeceğimi bilemezdim.

I just wanted to make sure that you would actually be available to work for us.

Sadece, bizimle çalışmak için müsait olacağından emin olmak istedim.

I'm sure my predecessor would appreciate it if you help us along

Bize yardım etmenizi selefim takdir ederdi eminim.

I'm sure you didn't or else we would've been walking together,

Eminim bilmiyordun, yoksa beraber yürürdük.

You know, I told Clay to make sure that he closed this deal for me, and he said he would.

Biliyor musun, Clay'e bu anlaşmayı kesinlikle halletmesini söylemiştim, o da, yapacağını söyledi.

Um, would you mind calling her just to make sure that she's okay?

İyi olup olmadığından emin olmak için onu arayabilir misin?

If he doesn't wanna talk about it I'm pretty sure my ex-boyfriend would tell you all about it.

Eğer Kevin ondan bahsetmek istemiyorsa eminim önceki erkek arkadaşım, seve seve anlatır.

I'm sure she would agree that you made the right choice.

Doğru seçimi yaptığını kabul edeceğine eminim.

Jessica, would you make sure that Jack gets something to eat?

Jessica, Jack'in bir şeyler yemesini sağlar mısın?

I'm sure if you had a microscope, they both would have walkers, like, keep moving.

eminimki bir mikroskopunuz olsa ikisini bir şöyle yürürken görebilirsiniz, " ilerlemeye devam et.

I was sure that none of you would dare to open the letter.

Hiç birinizin mektupları açmaya cesaret edemeyeceğini biliyordum.

In regards to photographs, weather conditions, etc, make sure you make the schedule that would put us in a favorable light.

Evet, efendim.

Well, babe, I want shot of you ASAP PFQ... If there was another way, then I'm sure I would have...

Şekerim, olabildiğince çabuk sana yardım etmek istiyorum eğer başka bir yolu olsaydı, o zaman yardım edebilirdim...

Would you like some help? - Yeah, sure.

- Yardım lazım mı?

I'm not sure I understand why that would be a problem for you.

Bunun sizin için ne gibi bir sorun teşkil ettiğini anladığımdan emin değilim.

Wouldn't be an easy thing to do but... but if you slow roast the little guy I'm sure that Chaka meat would just fall right off the bone.

Yapılması kolay bişey olmazdı ama yavaşça pişirilirse sanırım Chaka eti kemikten kolayca ayrılırdı.

Though I'm not sure either one of you would know stable if it walked through your soup.

Aslında, sizin bu duygusal tarzınızı düşününce, dengenin ne anlama geldiğini bildiğinizden emin değilim ama...

Look, um, like I told you, I'm sure I would forgive you, but... well, I'm not sure that I would forget.

Dediğim gibi... Tabii ki affederim ama unuturmuyum emin değilim.

You know, Sandra, all I can really say all that I know for sure is that Mom and Dad they would've loved you.

Sandra, senin için tek söyleyebileceğim emin olduğum bir şey var ki babam ve annem yaşasalardı seni çok severlerdi.

Not as much as you would like me to be, I'm sure, but certainly, yes I'm trying.

Benim olmamı istediğiniz kadar değil, eminim ki..... ama tabii ki evet, olmaya çalışıyorum.

Sure would be great if you could be out there with me. "

"Yanımda olursan harika olur."

Well, medically I'm sure you're right, but the lawyer you said you would be calling would call me negligent if I didn't give them to you, so, Nurse Helga, please, if you would assist the young Doctor Keefe.

Tıbbi olarak haklısınız tabi ama arayacağınız avukat eminim bunlar için beni sorumlu tutabilir yani Hemşire Helga, lütfen genç doktor Keefe'ye eşlik edin.

As much as I would enjoy the show, I can't see you... but I'm pretty sure you'll enjoy seeing me.

Her ne kadar bu gösteriye bayılsam da seni göremiyorum. Ama beni gördüğün için çok mutluyum.

I'm not sure, if you were awake, if they would've even let you live.

Uyanık olsaydın yaşamana izin vereceklerinden emin değilim.