English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ S ] / Sure you will

Sure you will translate Turkish

3,346 parallel translation
Madame, I shall see you tomorrow night at the concert, where I am sure you will both surpass yourselves.
Madam, yarın akşam konserde görüşürüz, eminim ikiniz de kendinizi aşacaksınız.
Okay, didn't get your watermarked files back, But I'm sure you will see that you have been. Well-compensated by your former employer.
Filigranlı dosyalarını alamadık ama eminim ki eski işvereniniz tarafından telafi edilebilirler.
Sure you will, captain.
Eminim bulursun başkomiser.
Sure you will.
Eminim bulursun.
I'm sure you will.
Eminim halledersin.
We are very proud of our students'work and I'm sure you will be too.
Biz öğrencilerimizin işleriyle gurur duyduk ve eminim sizlerde duyacaksınız.
Christopher Zambrano, son of the late mafia don, whom I'm sure you will remember.
Christopher Zambrano, eminim hatırlayacağınız merhum mafya babasının oğlu.
But we love it, and I'm sure you will too. Okay, I'm so sorry.
Biz seviyoruz, eminim siz de seveceksiniz.
I'm sure you will find the temperature suitable...
Sıcaklığı gayet uygun bulacağından eminim.
Sure you will.
Tabii ki söyleyebilirsin.
I will make sure I oust you from the music circle.
Kesinlikle seni müzik camiasından sileceğim.
If you don't buy it, I'm sure somebody else will.
Eğer sen almazsan başkasının alacağına eminim.
I'm sure the two of you will have a great time.
Eminim ikiniz harika vakit geçireceksiniz.
So sure it's a girl... it would not hurt you if you poking your finger in the eye... when no longer grow hand will fit in the eye.
Gözüne parmağını soktuğunda, sevimliliği yüzünden gözünün acısını unutturan bir bebek, kısa sürede, öyle bir hareketi yapmayacak kadar büyüyecektir.
So if, for whatever reason, I am forced to let you go I will make sure that Mossad finds you way before Matlock does.
Sebebi ne olursa olsun eğer seni bırakmam gerekiyorsa seni Matlock'tan önce Mossad'ın bulmasını sağlarım.
You will get well for sure.
İyileşeceğinden eminim.
Not sure this will make you feel better, but I'm sure you could use a drink.
Daha iyi hissettirir mi bilmem ama bir içki içersin sanki.
I will make sure you're safe.
Güvende olduğundan emin olacağım.
Sure they will, because you're gonna tell them something they've never heard before.
İnanırlar, çünkü onlara daha önce hiç duymadıkları bir şeyi söyleyeceksin.
I'm sure whatever you decide, Emmett will understand.
Ne karar verirsen ver Emmett'in bunu anlayacağından eminim
So if things inside are secure, I'll make damn sure your bosses know about it, which will reflect well on you.
Yani içerde problem yoksa, patronlarının bunu bilmesini sağlayacağım, buda sana iyi yansıyacaktır.
If you screw me, I will make sure that you don't see a dime of that oil sitting underneath Southfork.
Eğer beni becermeye kalkarsan Southfork'un altındaki petrolden bir damla bile göremeyeceğine emin ol.
So let's just find an empty desk for you, and I'm sure Robert will be with you as soon as he gets in.
Neyse, sana boş bir yer bulalım Robert'ın gelir gelmez seninle görüşeceğine eminim.
Okay... now make sure those visors are down, pull that trigger to fire and playing will teach you the rest.
Tamam, siperliklerinizi indirdiğinizden emin olun ateş etmek için tetiğe basın gerisini oyun size öğretecektir.
You sure this will work?
İşe yarayacağına emin misin?
Listen, I will be sure to tell Preston that you say hello.
Bak preston'a selam söylediğini iletirim.
Are you sure your plan will work?
Planın çalışacağından emin misin?
After knowing them as a couple for this long, you're not sure? He's going to be threatened by you, so he'll try to impress Maggie, who's staying with Will.
Don seni bir tehdit unsuru olarak görecek ve Will'i bırakmayan Maggie'yi etkilemeye çalışacaktır.
As sure as I stand here, and because I stand here, one day, one of you will be the President of the United States of America, and that is a day this woman plans on living to see.
Şu an burada olmam kadar kesin ki ve şu an burada olmamdandır ki bir gün aranızdan biri ABD'nin Başkanı olacak. Ve o gün bu kadının görmek için yaşadığı gündür.
I'm gonna quietly run this by some people in private security just to make sure it checks out, but, Will, you're the only one who can get corporate to make this wire transfer.
Bu konuyu yaygara çıkarmadan özel güvenlikten birkaç kişiye sorup doğruluğunu onaylatacağım ama Will senden başka kimse şirketin böyle bir havale yapmasını sağlayamaz.
♪ everything will break are you sure?
Emin misin?
And, honey, I guarantee that you will do anything to make sure that you never feel that again.
Tatlı, eminim ki eğer birşey daha yaparsan bunu doğru yap. Bir daha böyle hissetmek zorunda kalma.
Besides, I'm sure you'll find that all these little problems will prove to be interconnected in ways that you can't possibly...
Ayrıca, eminim ki bütün olanların anlayamayacağın bir şekilde birbirleriyle bağlantılı olduklarını-- -
Hey, say what you will about this floor, I'm pretty sure the cubicles are bigger.
Ne söylersen söyle ama bu katın masalarının daha büyük olduğundan eminim.
Will you sit down, please? Yeah, sure.
- Lütfen oturur musun?
If you could perhaps just lend me money for my airfare and first semester tuition... I'll take care of it myself after that and will be sure to pay you back...
Uçak bileti ve ilk dönem öğrenim ücretim için bana biraz borç para verirseniz sonrasıyla kendim ilgilenip verdiğiniz parayı mutlaka geri ödeyeceğim.
Actually, I'm working on a new item that I'm sure will please you!
Aslında yeni bir şey üzerinde çalışıyorum eminim beğeneceksiniz!
Sure, I will give you a call.
Peki, seni daha sonra arayacağım.
I'm sure, if you do it again, it will be better.
Eminim tekrar yaparsak, daha iyi olacaktır.
I will make sure you die this time.
Bu sefer kesin olarak ölecek.
If you can't give me that, I'm not sure what my answer will be.
Eğer bunu gerçekleştiremezsen, kararımı vermek konusunda emin olamayacam.
- I will. - Sure. - Thank you very much.
Çok teşekkürler.
I promise you that, and I will make sure that you get...
Sana söz veriyorum bunun için, ve aldığımızda emin olacağız...
Oh, and eh, I'm sure you two will be right there with her.
Ve eminim ki ikiniz de onun yanında olacaksınız.
Sure, you can see the girls'tents over there. Come on, we will get the bags later.
Elbette, şurada kızların çadırını görebilirsin.
Well, I'm sure the DEA will be delighted if you could help get some infor... - Excuse me.
Eminim narkotik bir bilgi edindiğinizde çok mutlu -
While I'm sure he poses a grave threat to the cats, remember, we are superior to you in every way, and that is why the birds will always own the skies.
Onun kedilere bir tehdit oluşturduğundan eminim ama unutmayın biz her yönde sizden üstünüz bu yüzden kuşlar gökyüzünün hakimidir.
Are you sure you don't want in on this action, Will?
Bütün bu aksiyonda yer almak istemediğine emin misin, Will?
You sure this plan of yours will stop him?
- Planının onları durduracağına emin misin?
I'm sure you and Doug will have a great baby and a great life together.
Doug ile harika bir yavrunuz ve hayatınız olacağına eminim.
Of course, which is why you've inspired me to make my own additional donation, which I am sure will break their record.
Tabii ki, ki bu sayede sen de bana kendi bağışımı eklemem için ilham verdin, eminim ben de onların rekorunu kıracağım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]