That guy right there translate Turkish

- That guy right there?

- Oradaki çocuk mu?

See that guy right there?

Şuradaki adamı görüyor musun?

And I'm pretty sure that guy right there.

Ve şuradaki adamın da bulamayacağından eminim.

Okay, okay, okay, see that guy right there?

Tamam, tamam, şu adamı gördün mü?

And see that guy right there with the big baton?

Şurada ki büyük çubuklu adamı gördün mü?

The girl I'm seeing is dancing with that guy right there.

Çıktığım kız şu herifle orada dans ediyor.

That guy right there on the corner, that's the steerer.

Köşedeki adam aracı.

That guy right there- - Suit's Hugo Boss, but it's straight off the rack.

Şuradaki adam- - Hugo Boss'dan takım elbise, fakat üstüne hiç olmamış.

Who's what? That guy right there.

- Şuradaki adam.

What I want you to do is stay with that guy right there while I look for another way out.

Sen o adamla birlikte kal ben başka bir çıkış yolu arayacağım.

When God invented pool players, He made that guy right there.

Tanrı bilardo oyuncularını yarattığında onu da yarattı.

Yeah, well, you see that guy right there?

Evet, şey, şuradaki adamı görüyor musunuz?

That guy right there. That guy?

- Şuradaki adam.

You see that guy right there?

Ordaki adamı görüyor musun?

That guy right there!

Oradaki herife!

I think that guy right there's watching us.

Sanırım oradaki adam bizi izliyor.

And that guy right there with the cane, that's Johnny Smith, the man who predicted my bright future.

Bastonlu adam da Johnny Smith. Parlak geleceğimi okuyan adam mı desem ha?

See that guy right there? That's Jeffrey's dad.

O Jeffrey'nin babası.

Who, that guy right there?

Kim, şuradaki mi?

- Well, I think I know that guy right there.

- Orada tanıdığım biri var galiba!

That guy right there is $ 6,500, but he's a mutt.

Şu eleman 6500 dolar ama gerizekalıdır.

See that guy right there!

Gördünüz mü şuradaki adamı?

So, I am betting that that guy right there is generating a positive cash flow.

Ve iddia ediyorum aslında bu adam bize pozitif bir nakit akışı sağlıyor.

- That guy, right there! - Who has a gun?

Peki, herkes geri gitsin!

Right now, I'm more concerned with who that guy was back there.

Şu an, beni daha çok düşündüren, oradaki adamın kim olduğu.

- is that guy sitting right over there.

- Hemen orada oturuyor.

So what? The fat guy right there in the middle — That's Heriberto Merida.

( Çavuş Dedektif Ricardo Tubbs ) Ortalarındaki şişko varya işte o Hariberto Merida.

Hey, that's the guy, right there.

Hey, orada biri var.

It is that guy right there with the grey suit and the little Band-Aid on his head.

Şuradaki gri takımlı adam. Kafasında küçük bir yara bandı olan.

You're probably wondering why I'm still here. You'll make me the most famous fisherman ever. Right up there with that the the bald guy in the cable fishing show.

tamam balık, muhtemelen neden hala burada olduğumu merak ediyorsun beni dünyanın en meşhur balıkçısı yapacaksın balıkçılık programındaki o kel adamla birlikte

The story, the idea, is that there's this guy, right and he's totally depressed.

Hikayesi şöyle, bir adam var.. .. ve morali son derece bozuk.

You know, the guy who used to work... right over there in that corner.

Hatırlarsın, şu köşede.. çalışan adam vardı ya.

- I liked that guy. We went down there for me... and you just stole him right out from under me.

Oraya benim için gitmiştik ve sen onu benden çaldın.

Right there, that guy's gotta take me down.

Tam orada işimi bitirmeliydi.

Do you really think that the feds don't have some guy up there right now bugging calls?

Federallerin oraya mikrofon yerleştirmediğine cidden inanıyor musun?

Do you think that's our guy right there?

Sence adamımız buradaki mi?

That's good guy stuff right there, right?

Tam erkek işi, değil mi?

I know this will sound strange, but there's a part of me that says what if... what if this guy was right?

Biliyorum garip gelecek ama içimden bir ses ya adam doğru söylüyorsa diyor.

That's the guy right there.

- Şuradaki adam.

You know that guy right over there?

- Evet. Oradaki adamı görüyor musun?

That guy right over there.

- Şuradaki adam. Onun olayı neymiş?

- It's slightly out of proportion. Slightly? That little guy there could walk right under the horse without even ducking.

Şu minik adam hiç eğilmeden atın altından yürüyüp geçebilir.

That's the guy's buddy right there.

Adamın arkadaşı buydu.

Well, that's your guy right there.

Adamanız burada.

There's a guy out there right now that is willing to pay me seven cents a record.

Şu anda bana plak başına yedi sent ödemeye gönüllü bir herif var.

That little guy right there, he has nipple number five.

Bu küçük arkadaş beş numaralı meme.

And you lift the little guy up and slide it right under him like that... and then you lower him ever so gently, and there.

Küçük adamı yukarı kaldırıyorsun ve şu şekilde altına kaydırıyorsun... sonra onu nazik bir biçimde indiriyorsun, ve işte karşınızda.

That was some pretty harsh shit with the old guy back there, right?

Orada, yaşlı adamla olan sert bir sahne vardı, değil mi?

And for a guy who thinks highly of himself, who clearly needs to be right, where there's a tremendous amount of ego involved, that's motivation for murder.

Ve sürekli doğru tahmin yapmak zorunda olan sizin gibi egosu kuvvetli biri için bu bir cinayet sebebiydi.

Hey, I'm trying to find a guy who ran off in that direction right there.

Şu tarafa doğru giden bir adamı bulmaya çalışıyorum.

Yeah, that's the guy, right there.

Adamımız bu, tam şurada.