The explosion translate Turkish
3,488 parallel translation
Although that her body was blown toward the explosion
Gerçi patlamadan dolayı vücudu tanınamayacak hâle gelmiş.
fortunately, there was moisture in the fields... otherwise the explosion would have caused a fire.
Neyseki tarlalar nemli. Aksi takdirde patlama yangına neden olurdu.
What if you take half here, and half there and put it together just a few seconds before the explosion.
Yarısını buraya yarısını buraya yerleştirip patlamadan birkaç saniye önce bir araya getirseniz.
So why does Erdogan make 27 phone calls to Asif in the 12 days before the explosion?
Öyleyse neden Erdoğan patlama öncesi oniki gün boyunca Asıf'ı yirmi yedi kez aradı?
The chemical could have been destroyed in the explosion.
Kimyasalları patlamdan önce yokedebilirdik.
It's going to the Explosion Factory.
Patlayıcı fabrikasına gidiyorlar.
You show up on my boat after the explosion, I take you in no questions asked, you spend a few days laying... low...
Patlamadan sonra tekneme geliyorsun, seni, sorgusuz sualsiz kabul ediyorum birkaç gün dikkatlerden uzakta kalıyorsun...
I saw you survive the explosion and the fireball and then vanish.
Patlamadan ve ateş topundan sağ kurtulduğunu gördüm ve sonra kaybolduğunu.
Radiation from a dirty bomb is carried by the dust cloud created by the explosion.
- Kirli bombadan gelen bir radyasyon patlamayla oluşan toz bulutuyla taşınır.
I was out of it before the explosion.
Bana gaz gelmedi. Patlamadan önce bayılmıştım.
No one else fainted, only you. Jørgen and your brother were fine until you caused the explosion.
Sen patlamayı tetiklemeden önce bayıldın ama Jorgen ve kardeşin kesinlikle iyiydiler.
OK, look, this is driving me crazy. I got a room full of NASA bullshit that just makes me more sure certain what caused the explosion.
Tamam, bak, bu beni deli ediyor.Odamdaki NASA'ya ait bir sürü saçmalık patlamaya neyin neden olduğuna daha fazla emin oluyorum.
They called, but... We're waiting for a new contact, and it appears that they caused the explosion.
Onlar aradılar, ancak... yeni bir görüşme bekliyoruz, ve görünüyor ki patlamaya onlar sebep olmuş.
What we'll do instead is clear up some confusion as to your whereabouts... in the aftermath of the explosion.
Şimdi patlama sonrasında nerede olduğunuz konusundaki bazı karışıklıkları aydınlatmaya çalışacağız.
Tony's betting we can contain the force of the explosion and direct it into space like a bullet from a gun at 3,000 miles per minute.
Tony patlamayı durdurup onu bir silahtan dakikada 3000 mil hızla çıkan kurşun gibi uzaya yönlendireceğimize bahse girdi.
On the, erm, day of the explosion?
Şey, patlama / kudurma gününde mi?
They heard the explosion, and they're on their way.
Patlamayı duymuşlar, o tarafa geliyorlar.
I saw you survive the explosion and fireball and then vanish.
Patlamadan ve ateş topundan sağ kurtulduğunu ve sonra kaybolduğunu gördüm.
He was the one who was hurt in the explosion.
Patlamada yaralanan oydu.
Did you witness that the telephone in question caused the explosion?
Söz konusu patlamanın sebebi telefon mu?
I escaped the explosion and I heard it was failure.
Patlamadan kaçtım ve fiyaskoyla sonuçlandığını duydum.
How long after the explosion did he wake up?
Patlamadan ne kadar sonra uyandı?
When I heard the explosion, I saw smoke coming from a stairwell.
Patlamayı duyduğumda, merdiven boşluğundan gelen dumanı gördüm.
Well, we're trying to determine the cause of the explosion right now, Mr. Zheng.
Şu anda patlamanın nedenini belirlemeye çalışıyoruz Bay Zheng.
( loud explosion, people screaming ) The explosion caused an electrical surge rendering the Schnoodle software inoperable.
Patlama bir elektrik deşarjına yol açtı ve Schnoodle yazılımını çalışmaz hale getirdi.
And after the explosion, Maeby saw her mother whoring out her principles, and quickly lost the respect
Patlamadan sonra Maeby annesini prensiplerini satarken gördü. Ve az önce duyduğu saygıyı anında kaybetti.
And when was the... the explosion?
Patlama ne zaman oldu?
The visionary entrepreneur who brought Death Race to us, died in an explosion that also claimed the life of Katrina Banks on this third and final day of competition.
Ölüm Yarışı'nı bizlere sunan hayali iş adamı patlamada hayatını kaybetti. Bu patlama aynı zamanda yarışmanın üçüncü ve son gününde Katrina Banks'in de canına mal oldu.
When the mine caved in, the entrance was blocked by a fusion explosion.
Maden göçtüğünde girişi, füzyon patlamasıyla kapandı.
Report just coming in of an explosion at the Gotham Life Building -.
Az önce Gotham Yaşam Binası'nda patlama olduğu haberini aldık.
Gas explosion blew a hole in the side of my orphanage.
Yetimhanemin yanında bir gaz patlaması oldu.
There have been two attempts on the life of a reporter who's investigating his activities, and an FBI agent was almost killed in an explosion.
Bir FBI ajanı az kalsın patlamada ölüyordu.
Over 23 people are confirmed dead including two children and at least one person is still missing, in what investigators are calling the deadliest explosion in the city's history.
İçinde 2 çocuğun da bulunduğu 23'ten fazla insanın ölü olduğu ve en az 1'inin de hâlâ kayıp olduğu doğrulandı. Araştırmacılar bunu, şehir tarihindeki en ölümcül patlama olarak adlandırdılar.
Well, close the hatch and the Bay area and driveway, if it is not going to trigger a chain explosion there.
Peki, kapağı, Bay alanını ve giriş kapısını kapatın. Eğer olmazsa zincirleme bir patlama olabilir.
He was hit by an explosion chemicals, we need to find the cure for it.
Ona bir şeyler oldu ve bunun için çare bulmamız gerek.
That explosion scattered those elements across the desolations of deep space.
O patlama bu elementleri derin uzayın harabelerine dağıttı.
Not the Explosion Factory!
Patlayıcı fabrikası olmaz!
They unite the surfers and bikers, and destroy the machine, which ends in an explosion.
Sörfçülerle motosikletçileri birleştirip makineyi büyük bir patlamayla yok ediyorlardı.
You think that he rigged that explosion in the shed just to hurt you?
Çadırdaki patlamayı onun sana... zarar vermek için ayarladığını mı düşünüyorsun?
There's been an explosion at the Capitol building.
Sayın Başkan, Kongre binasında patlama oldu.
Enormous explosion over toward the West Wing.
Batı Kanadı'nda büyük bir patlama oldu.
There was an enormous explosion in the vicinity of the West Wing.
Beyaz Saray'ın Batı Kanadı yakınında patlama oldu.
There's been an explosion at the mine!
Madende patlama olmuş.
There's been an explosion at the mine.
Madende bir patlama olmuş.
Adam's Caddy was on the brink of explosion.
Adam'ın Cadillac'ı patlamanın eşiğindeydi.
That bullshit you tried pulling after the mine explosion in'85.
85'deki maden patlamasında çevirmeye çalıştığın dolap.
He admitted to the council explosion where 12 people died, and I'm guessing it's not a coincidence that 12 hybrids died at the hand of my brother.
12 kişinin öldüğü konsey patlamasından sorumlu olduğunu kabul etti. Ve tahminimce 12 melezin kardeşimin elinde ölmesi de bir tesadüf değil.
How did you get Agent Gardner off my ass that day at the City Plaza explosion?
Patlamanın olduğu o gün Ajan Gardner'ı peşimden ayırmayı nasıl başardın?
Something here was the catalyst that produced the most spectacular explosion of biological diversity in the world.
Burada katalizör görevini yapan bir şey dünyadaki en muhteşem biyolojik çeşitliliğin patlamasına yol açtı.
Uh, before the explosion's pretty good.
Patlamadan önce hafızam oldukça iyiydi.
Many of the wounded have heard rumors a Jedi was behind this explosion.
Yaralıların çoğu, bu patlamanın arkasında bir Jedi'yın olduğu söylentilerini duymuş durumda.
explosion 159
explosions 36
the end 682
the end is near 23
the earth began to cool 83
the end justifies the means 17
the eagle has landed 25
the ending 24
the end of the world 62
the enemy of my enemy is my friend 31
explosions 36
the end 682
the end is near 23
the earth began to cool 83
the end justifies the means 17
the eagle has landed 25
the ending 24
the end of the world 62
the enemy of my enemy is my friend 31
the eiffel tower 27
the emperor 45
the engineer 26
the earthquake 16
the earth 70
the english 33
the envelope 30
the eyes 87
the entire time 23
the engine 37
the emperor 45
the engineer 26
the earthquake 16
the earth 70
the english 33
the envelope 30
the eyes 87
the entire time 23
the engine 37
the exorcist 20
the e 178
the evidence 36
the enemy 72
the eagle 29
the energy 24
the egg 46
the elevator 53
the economy 24
the ex 117
the e 178
the evidence 36
the enemy 72
the eagle 29
the energy 24
the egg 46
the elevator 53
the economy 24
the ex 117