The jury translate Turkish
4,933 parallel translation
No. This isn't about the cop's motive ; this is about you putting doubt in the mind of the jury and I want you to cut it out.
Konu, polisin hareketi değil,... jürinin kafasını şüpheyle doldurmanız ve ben bunu kesmenizi istiyorum.
The jury believed touch DNA.
Jüri temas ile geçen DNA'ya inandı.
And the jury will see that there is no justice for the Hebrew man.
Jüri de İbraniler için adalet olmadığının farkında olacak.
Smug little hobbit-looking beaner shitbird who told the jury what a no-account savage my late husband was and that I was worse.
Rahmetli kocamın beş para etmez bir barbar ve benim daha da berbat olduğumu jüriye söyleyen yılışık, Hobbit kılıklı, Meksika göçmeni kuş beyinli.
I bribed the jury. - What?
Jüriye rüşvet vermiştim.
He would never have seen anything coming once I fed him that bullshit about bribing the jury.
Jüriye rüşvet verme saçmalığını söylemeseydim asla ne olacağını anlayamazdı.
Ladies and gentlemen of the jury, opposing counsel has accused my client of a great many things.
Jürideki bay ve bayanlar karşı tarafın avukatı, müvekkilime birçok büyük suçlama yöneltti.
Since we appear to be out of time, we'll have to forego the jury verdict and issue a summary judgment.
Zamanımız kısıtlı olduğu için jüri kararı kısmını atlıyoruz. Kararı açıklıyoruz.
It only took the jury four hours to find him guilty.
Jüri dört saatte onu suçlu buldu.
It taints the jury pool.
- Jüri ekibini bozar.
It's about jury selection and, uh, it's gonna be over before you can say, "Ladies and gentlemen of the jury."
Mesele jüri seçimi ve "Jürinin değerli bay ve bayanları" demeden önce bitmiş olacak.
They're using it to get the jury they want.
- İstedikleri jüriye ulaşmak için bunu kullanıyorlar.
Do we have any Greeks or Italians on the jury?
Jüride Yunan ya da İtalyan var mı?
Don't reveal all your crime scene photos at once, or the jury will become immune.
Bütün suç mahali fotoğraflarını açığa çıkarmayın yoksa jüri üyeleri duyarsız olur.
Then deliberately hand the photos to the jury.
O zaman fotoğrafları bilerek jürinin eline verin.
I don't think that's what the jury's gonna focus on.
Juri başka şeylere dikkat edecek bence.
The jury?
Juri mi?
Nine women on the jury.
Jüride 9 kadın vardı.
The jury opted for life without parole.
- Jüri, sanığa yemin ettirmeden ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
Your character witness is too positive, the jury feels manipulated.
Tanığınız çok pozitifse, jüri manipüle edilmiş hissedecektir.
It's been translated so Ms. St. Vincent can read it for the jury.
Tercüme ettirdim. Böylece Bayan St. Vincent jüriye okuyabilir.
I hope the jury decides to kill you.
Umarım jüri seni öldürmeye karar verir.
In the matter of commonwealth vs. St. Vincent, case number P1082971, we, the jury, find the defendant, Maxwell St. Vincent...
St. Vincent adına açıIan kamu davasında dosya numarası P1082971, jüri davalı... Maxwell St. Vincent'ı suçsuz bulmuştur.
We should offer the jury another suspect altogether...
Jüriye tamamen farklı bir şüpheli sunmalıyız.
A statistical breakdown of the jury pool shows 80 % of them come from a low socioeconomic class.
İstatistiksel bir analize göre jüri havuzunun yüzde 80'i düşük sosyoekonomik bir sınıftan geliyor.
Do we really trust this doctor, ladies and gentlemen of the jury?
Jürinin beyefendi ve hanımefendileri doktora gerçekten güvenmeli miyiz?
We throw so much information at the jury that they walk into the deliberation room with one overwhelming feeling... doubt.
Jüriye çok fazla bilgi vereceğiz. Müzakere odasına gittiklerinde şüpheyle dolu olacaklar.
Put you on the stand so the jury definitely has enough evidence - to convict Gina?
Bunu öne sürelim de jürinin Gina'yı mahkum etmesi kesinleşsin.
Ms. Sadowski is and always has been innocent, and I am so happy the jury agreed.
Bayan Sadowski, her zaman için masumdu. Ve jürinin de hemfikir olmasından mutluluk duydum.
That's gold for the jury.
Jüri için altın değerinde bu.
They don't want the jury to hear whatever he has to say.
Jürinin, onun söyleceklerini dinlemesini istemiyorlar.
Kate : The jury at your murder trial isn't gonna think so.
Davanıza bakan jüri öyle düşünmeyecek.
Before the jury announces the verdict?
Ha?
Like, he's got this super-hot lawyer to entice all the men on the jury into voting her way.
Jürideki erkekleri kendi lehine ayartması için ateşli avukatını kullanır.
Ah. All right, the jury will acknowledge that that is Miss Jam's signature...
Pekala, jüri, Bayan Jam'in imzası olarak kabul edecek...
I can probably get the jury to maybe go easier on him.
Ve belki de dava sürecinde jüriyi onun üzerine fazla gitmemeleri için yönlendirebilirim.
- And'cause I didn't get to give closing statement In front of the jury- -
Ve jürinin önünde kapanış konuşması yapmama izin vermedin...
Let me take this by the jury.
Bunu jüriyle birlikte alalım.
By the time you get in front of a jury, we'll be on our third generation.
Sen jüri önüne çıktığında biz üçüncü nesli çıkartmış olacağız.
You see, this is the kind of jury that they teach about.
İşte, bu bize öğretilen jüri.
This is the kind of jury that's gonna hear me when I say these four words.
Bu, şu dört kelimeyi söylediğimde beni dinleyecek olan jüri.
... we've selected a jury of your peers and since a free press is vital in every democracy, we've invited the media...
Her demokraside özgür basının hayati önemi olduğu için medyayı da davet ettik.
Jury finds the defendant guilty.
Jüri sanığı suçlu buluyor.
Yes, Your Honor, but if a statement has been made in the press, that would render one of them incapable of being fair and unbiased, well, it's like we all want a fair jury.
Evet, Sayın Yagıç, ama eğer basında bir açıklama yapıldıysa, bu onları adil ve tarafsız olmaktan aciz duruma getirir, tıpkı Bay Canning'in dediği gibi : biz adil bir jüri istiyoruz.
Spy or not, I don't love the idea of some yahoo at the gate playing jury and executioner.
Casus yada değil, kapıda duran cahillerle hırsız - polis oynama fikrini sevmedim.
I'm the guy who goes around saying OJ's not guilty because a jury said so.
Jüri söyledi diye OJ'yi suçlu bulmayan adamlardanım ben.
You tell me any backwoods prosecutor couldn't convince a jury that that was the intent.
Bir taşra savcısının jüriyi niyetin bu olduğuna dair ikna edemeyeceğini mi söylüyorsun?
And the nuance of "I didn't do it" is something a jury might not care about.
"Ben bir şey yapmadım" cümlesi, jüri'nin umrunda bile olmaz.
It's just that... the only jury I care about is my son.
Önemsediğim tek jüri, oğlum.
Jury's out on the dancing though.
Jüri onu dans sahnesinden atmış olsa gerek.
- Ladies and gentlemen of the jury, I will show that my client Had no law order :
Bay ve bayan jüri üyeleri, müvekkilimin silah dükkanına girdikten sonra bahsi geçen bıçağı çalıp suç işleme niyetinin olmadığını göstereceğim.
jury 60
jury and executioner 22
jury duty 17
the job 92
the jackal 21
the joke's on you 19
the jerk 21
the job is yours 18
the judge 91
the journalist 20
jury and executioner 22
jury duty 17
the job 92
the jackal 21
the joke's on you 19
the jerk 21
the job is yours 18
the judge 91
the journalist 20