English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The one who

The one who translate Turkish

37,284 parallel translation
Are you the one who told my daughter off?
Benim kızıma o şekilde davranan siz miydiniz?
The one who was wearing the police uniform and cap when it was raining before.
Geçen yağmur yağdığında polis üniforması ve şapkası giyen adam.
You're the one who studied neurosciences. How can you not realize it?
Nöroloji okuyan sensin, bunu ayırt edemiyor musun?
He's the one who had Dept Head Nam's cell phone.
Beni Müdür Nam'ın cep telefonundan arayan o herifti.
Cheong is the one who likes pasta.
Ama Cheong makarnaya bayılır.
- I'm the one who found the money.
- Parayı bulan benim.
Whose the one who decided to change her battery? Take it out. It's so disorienting.
Çıkart çabuk kafası karışmış.
She's the one who got my bag back.
Çantamı bu genç bayan geri getirdi.
The one who catches her will be rewarded!
Yakalayan kişi ödüllendirilecek!
You're the one who wouldn't talk to me.
Benimle konuşmayan da cevap vermeyen de sendin.
You're the one who gets me ill more than anything else.
Benim yegâne hastalık sebebim tam burada dikiliyor.
In the end, I should be the one who's sorry.
Esasına bakarsak üzgün olan asıl ben olmalıyım.
Kim Shin is the one who decided not to tell you.
Söylememeye karar veren Kim Shin'in kendisiydi.
Are you the one who made her cry?
Yoksa onu ağlatan vatandaş sen misin?
So you are the one who fired my part-timer.
Sensin demek. Yarı zamanlı çalışanımı işinden eden kişi.
You sure talked big as if you were going to buy the entire store but in the end, Mr. Grim Reaper was the one who paid for the chicken.
Böyle atıp tutmana rağmen tavuğun parasını ölüm meleği bayım ödedi.
Am I the one who has blinded the king? Or has he closed his own eyes?
Bu kulunuz mu gözlerini kapatan yoksa majestelerinin kendisi mi gözlerini kapatan.
The late king may be the king's father but I am the one who raised Yeo. Therefore, I may as well be his true father.
Eski Kral ona hayat vermiş olsa da onu yetiştiren ben olduğumdan Yeo'nun babası olmamam için hiçbir gerekçe de yok.
And the one who placed Yeo on the throne and gave him all his power is me.
Yeo'yu tahta oturtan da dünyayı avucuna veren de, hepsi benim.
Was she the one who was dumped? Or was it me who was dumped?
O mu terk edildi yoksa ben mi terk edildim?
That's the same as saying, "I'm the one who was dumped" "so you call me first!"
Bu ; "Terk edildim bu yüzden önce sen aramalısın." demek.
So I'm the one who bought that for her, huh?
Onu benim mi satın almam gerekiyordu yani?
She's the one who says that she was dumped so I have no idea why I keep feeling like I'm the one who was dumped. I'm so lost.
Terk edilenin o olduğunu söylemiş olsa da neden terk edilmişim gibi hissettiğimi hiç bilmiyorum.
- He's the one who ratted us out.
Bizi ele veren o.
He had a stomachache and I'm the one who answered!
- Karnı ağrıyordu ve telefonu ben açtım!
You're the one who talks shit about both of them all the time.
Sürekli ikisi hakkında mal mal konuşan sensin.
You're the one who's always criticizing people and hurting people.
İnsanları her zaman eleştiren ve inciten sensin.
You're the one who lied about being friends with her and then tortured her for years.
Onunla arkadaş olma palavrası sıkan ve ona yıllarca eziyet eden sensin.
Lindsay's the one who peed.
İşeyen Lindsay idi.
You're not the one who needs fixing.
Düzeltilmeye ihtiyacın yok.
And you could be the one who holds the sea. And with it become all that you once were.
Denizlerin tüm gücüne sahip olabilirsin ve yine eskisi gibi olabilirsin.
I'm not the one who, complain normally, but this basket is full of heads.
Şikâyet etmiyorum ama bu sepette kelleler var.
Look who's talking. Your dream is the non-sense one.
Diyene bak, asıl rüyası saçma olan sensin.
I'm the only one who's feeling awkward.
Ben çok tuhaf hissediyorum.
Who is the dangerous one, and who is the woman?
Tehlikeli biri kim? Kadın kim?
Among the fishermen, there was one who put his hands on a mermaid and I heard he went insane.
Denizkızlarına dokununca kafayı sıyıran denizciler olmuş.
Because there is no one who has been or will ever be... exactly the same as either you or me.
Çünkü kimse tıpatıp aynı sen ya da ben gibi olmadı ve olmayacak.
I can't tell who's the one in a rush. Do you see me now?
Tam olarak kimin acelesi olduğunu bir türlü çıkaramıyorum.
One must get closer to one who has the answer when seeking the answer.
Cevaba ulaşmak için cevaba en yakın olan kişiye yanaş.
One who has the best interest of his orcs in mind.
Orklarının akıllarındaki en iyisi.
There's no one who really understands the risk to individuality, identity, messing with the human soul.
Gerçekten riskini anlayan kimse yok Bireysellik, kimlik, insan ruhuyla karışıklık.
There was only one man who believed in the underdog type.
İmtiyaz hakkına sahip kişiye inanan tek bir adam vardı.
It was the only one who did not flinch.
Kusmayan tek kişi buydu.
Are you the only one who knows possum?
Öldüğünü bilen tek sen misin?
How could the person who did the table assignments have no one else here?
Nasıl burada kimsem olmasın ki?
Table one is Francie, Doug and everyone who actually matters including Teddy Millner, the best man-child and Nikki Carmichael, the second-choice maid of honor.
Birinci masa ; Francie, Doug ve Teddy Millner ki kendisi sağdıç olur. Bir de Nikki Carmichael var...
You, guy... seem like the kind of person who, in fact, did not have to get a job at Lukazey's Toyota and has been to Europe or some such and knows where one goes to...
Sen yani... Toyota'da işe girmek zorunda kalmamış Avrupa'ya ya da öyle bir yerlere gidebilmiş ve ne yapacağını bilen birine benziyorsun. Nereye gitmek istediğini...
Usually, I'm the only one who gets hurt, but it didn't work out like that today, so I'm sorry.
Normalde, hep canı yanan ben olurum. Ama bugün öyle olmadı. Üzgünüm.
Denny, who's that man there, he said that there's no one registered under the name you asked about.
Şuradaki adam, Denny sorduğun isimde birinin olmadığını söyledi.
So she's saying she's got the map, but she's the only one who can follow it?
Demek harita onda fakat onu sadece kendisi mi takip edebilir?
Carina is the only one who can help us find the Trident.
Carina mızrağı bulmamıza yardım edebilecek tek kişi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]