English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / The one who died

The one who died translate Turkish

255 parallel translation
And she was the one who died.
Ölen karısıydı.
The one who died.
Hani şu ölen.
I mean the other one, the one who died 500 years ago.
Ben diğerini kastediyorum, hani şu 500 yıl önce öleni.
Tell me more about that baby of yours, the one who died so young.
Şu ufacıkken ölen bebeğinizden bana biraz daha bahsetsene.
At least you'll remember me as the other Otane, not the one who died.
En azından beni hatırlayacaksın değil mi? Diğer Tane'yi, henüz ölmemiş olanı.
The one who died?
Şu ölen adam mı?
Sir, AmerIing is the one who died.
Sayın General, ölen asker Amerling'di.
The one who died was a replacement
Ölen kişi sadece yanılmacaydı
- Yet he was the one who died, not you.
- Ancak, ölen o oldu, siz değil.
The one who died is not a human being.
- Ölen kişi bir insan değildi.
Why weren't you the one who died?
Neden sen ölmedin?
Isn't he the one who died in a fall on those steps?
Şu merdivenlerden düşerek ölen kişi değil mi?
Is this the one who died before you went to Vietnam?
Bu, Vietnam'a gitmeden önce ölen mi?
The one who died.
Ölü doğan bebeği.
You're thinking of the one who died.
Ölen bebeği düşünüyorsun.
Isn't Tsuyako the one who died?
Tsuyako ölen kız değil mi?
How about Teddy? He's the one who died!
Teddy'i düşünmeye ne dersin?
Think about the one who died so she might live.
Onun yaşayabilmesi için öleni düşünün.
But one thing is certain, the place where this picture was taken... roams a spirit of a young girl who died too young before her time.
Ancak kesin olan bir şey var ki fotoğrafın çekildiği yerde haksız şekilde ölen bir kızın ruhu var.
HE was one of those who died in the war for the likes of you.
Senin gibiler için savaşta canını verenlerden birisiydi.
You've been a better daughter-in-law than the previous one who died.
Vefat eden önceki gelinimizden daha iyi bir gelin çıktın sen.
Heavenly Father, open Your arms to receive the soul... of one who lived and died the purest knight of all.
Eşsiz babamız, kollarını aç, en saf şövalyelik duygularıyla yaşamış... ve ölmüş olan bu ruhu kabul et.
And Salignari died instantly, so he was the one who fired first.
Salignari anında ölmüş, yani ilk ateş eden oymuş.
The man buried there is the only one who died of pneumonia in this cursed town!
Orada gömülü olan kişi bu lanetli kasabada şimdiye kadar zatürreeden ölen tek kişidir.
Heavenly Father, open Your arms to receive the soul of one who lived and died the purest knight of all.
Eşsiz babamız, kollarını aç, en saf şövalyelik duygularıyla yaşamış... ve ölmüş olan bu ruhu kabul et.
Your Sixth chief Chu Hung told me before he died... who is the murderer of Tien Yi Tong's headman
6ıncı Şefiniz Chu Hung ölmeden öne bana...
If you find an application filed by someone who died as a child the one who filed it might be our man.
Çocuk yaşta ölmüş biri tarafından doldurulmuş bir başvuru formu varsa... o kişi aradığımız adam olabilir.
And when he died and I realized that I was the only one who knew, well, that was very good business, too.
Ve o öldüğünde ve bilen tek kişinin ben olduğumu fark ettiğimde, şey, o da çok iyi bir işti.
I mean, my mother knew a woman, Lady Hatfield... who was one of the richest women in the world... and she died of starvation because all she would eat was chicken.
Annemin tanıdığı bir hanım vardı, Bayan Hatfield dünyadaki en zengin kadınlardan birisiydi ve zafiyetten kırılıyordu çünkü sadece tavuk yiyebiliyordu.
If one dies, it is the other's obligation to marry his widow. - Who's died?
Biri ölürse, diğeri onun dul karısını alır.
There was something feminine something diabolical about the young one who died.
Ölen gençte kadınsı şeytanca bir şey vardı.
No, the old one came back, who died as a hero.
Hayır, eskisi geri geldi, o bir kahraman.
And the lowly shoe man who once had been a mighty athlete in high school and scored four touchdowns in one game, and had many college offers and could have made something of his life... ... laid down and died.
Ve bir zamanlar lisede maçta dört gol atan güçlü bir sporcu birçok üniversiteden teklif alan, hayatta bir şey almayı başarabilecek bir genç olan zavallı ayakkabıcı pes etmiş ve ölmüş.
One of the Klingons who died in the explosion was with Duras, the other was with Gowron.
Patlamada ölen Klingonlardan biri Duras'laydı, diğeri de Gowron'laydı.
Molly, you're not the one who died.
Molly, ölen sen değilsin.
Paul isn't the first one who's died.
Paul ilk ölü değil.
Well, it was bad enough. In fact, current estimates are... well, they vary. The CIA claim 50,000 to 100,000 people killed, and maybe another million or so who died one way or another.
Onlara göre deyim yerindeyse ahmak çoğunluğu kandırıp onları kendi gündeminden uzaklaştırmak için zorunlu yanılsamaları empoze etmek zorundalar.
After Lentz died, you were the only one who had access.
Lentz ölünce tek yetkili sen kaldın.
Are you fully convinced that the person who died is the one?
Ölen kişinin o olduğundan emin misiniz?
Mr. Worf, I want you to think about the civilians who died on that transport ship and answer one question.
Bay Worf, nakliye gemisinde Ölen sivilleri düşünmeni ve şu soruya cevap vermeni istiyorum.
Nago died far from here, and I was the one who killed him.
Nago buradan çok uzak bir yerde öldü. Ve onu öldüren kişi de benim.
So, it happened, and so there was a mother who died, there was a lot of sympathy towards the kids, one 17, one 13, I think.
Böyle oldu işte. Ve ortada ölen bir anne vardı. Çocuklara çok fazla anlayış gösteriyorlardı, ki biri 17, biri 13 yaşındaydı, sanırım.
And the irony is... the terrible truth that no one knows, but that I will tell you... is that the blood of many who died in that war is on my hands.
Ve bu işin ilginç yanı... Sana söyleyeceğim ama kimsenin bilmediği korkunç gerçek... O savaşta ölen pek çoğunun kanlarının benim ellerime bulaştığıydı.
This is one of the firemen who died in Dallas?
Bu Dallas'ta ölen itfayecilerden biri mi?
A communist who died in one of the concentration camps.
Toplama kamplarının birinde ölen bir komünist.
Why is the morgue suddenly off limits on the orders of the general? This is one of the firemen who died in Dallas?
Bu Dallas'ta ölen itfayecilerden biri mi?
Until one day my father died, and the landlord, who had received many years of loyal service from my parents, evicted us.
Ta ki babam ölene kadar. Sonra, yıllarca hizmet ettiğimiz toprak sahibi bizi kapının önüne koydu.
The one who owned the land died.
Arazinin sahibi ölmüş.
He died in poverty but he was one of the most useful and successful men who ever lived.
Yokluk içinde öldü fakat kendisi dünyanın gelmiş geçmiş en faydalı ve en başarılı adamlarından biriydi.
You were the one who wanted to hold off the publishing until he died.
Basımı o öldükten sonrasına kadar uzak tutmak istedin.
El Loro was one of the first guerilla fighters who died.
El Loro, ölen ilk gerilla savaşçılarından.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]