The people have spoken translate Turkish
73 parallel translation
The people have spoken!
İnsanlar kararlarını verdi!
The people have spoken.
insanlar sözlerini söylediler.
The people have spoken for the treaty you brought home!
Halk bize sağladığın Anlaşmayı destekledi.
The people have spoken.
Halk tercihini yaptı.
- The people have spoken.
- İnsanlar konuştular.
The people have spoken.
İnsanlar konuştu.
The people have spoken.
Halk kararını verdi :
The people have spoken.
Halk konuştu.
- Nonetheless, the people have spoken.
- Sonunda halk fikirlerini söylemiş oldu.
The people have spoken, my friend.
Sadece dört tane. İnsanlar tercihlerini ortaya koydular, dostum.
The people have spoken.
Karar verilmiştir.
The people have spoken.
Vatandaş konuştu.
- The people have spoken.
- İnsanlar diyeceğini dedi.
Okay, the people have spoken.
Tamam, karar verilmiştir.
When you win, there is a feeling that the people have spoken and embraced your point of view.
Kazandığınız zaman, içinizde insanların görüşünüzü konuşup benimsediğine dair hisler oluşur.
The people have spoken, and you, Johnny "Drama" Chase, are on a hit TV show!
İnsanlar söyleyeceklerini söyledi, ve sen Johnny "Drama" Chase, büyük bir televizyon yıldızısın!
Hey, I just got off with the people's choice people again, and apparently, the people have spoken, and Vince is their choice.
Hey, şimdi halkın seçimleri programındaki adamlarla konuştum, ve görünen o ki, halk seçimini yapmış, ve onların seçimi Vince.
The people have spoken Mr. Mayor.
İnsanlar söyleyeceklerini söyledi, Sayın Başkan.
The people have spoken, Cut. Hit the halls, baby.
Sözlerini söylediler, Cut.
The people have spoken.
İnsanlar konuşmaya başladı.
The people have spoken.
Milletin ağzı torba değil ki büzesin.
The people have spoken.
İnsanlar söyleyeceğini söyledi.
The people have spoken, and the message is clear.
İnsanlar sözlerini söylemiştir ve mesaj gayet açıktır.
The people have spoken, and they want you, Brit.
Millet kendini dile getirdi ve seni istiyorlar, Brit.
The people have spoken and the President of the United States is once again, Barack Obama.
Vatandaşlar seçimini yaptı ve Barack Obama tekrar Birleşik Devletler'in başkanı oldu.
The people have spoken.
Halk sözünü söyledi.
The people have spoken.
Sağda solda konuşuyorlar.
- The people have spoken.
- Kararı halk verdi.
But if we are really and truly for the people, and the people of Selma chose him, well, then the people have spoken.
Eğer gerçekten insanlar için buradaysak ve Selma'dakiler onu seçmişse insanlar kararını vermiş demektir.
My dear Barbara, you must try and remember, the short time we've been on this planet we've met people, spoken to them and who knows, we might have even influenced them.
Sevgili Barbara'm, deneyip hatırlamalısın, bu gezegende bulunduğumuz kısa süre içerisinde insanlarla tanıştık, onlarla konuştuk ve kim bilir, onları etkilemiş bile olabiliriz.
After we have both spoken, you, the people, will decide whether the guilty party is me or the all-powerful Committee
Böylece iki taraf konuşacak sen halk olarak kimin suçlu olduğuna... karar vereceksin ; ben mi yoksa güçlü komite mi?
The normal people have spoken.
Normal insanlar konuştu.
We are winning in this fight, because we are awakening the American people to the dangers that we have spoken about so many times, so evident today, a trend toward military dictatorship in this country.
Bu savaşı biz kazanıyoruz çünkü Amerikan halkının dikkatini, uzun zamandır sözünü ettiğimiz ve bugün artık bariz olan bir tehlikeye çektik ; Bu ülkede askeri diktatörlük kurma eğilimine.
Don't you head lice realize that the people of America have spoken and America is definitely anti-violence.
Siz bitler farkında değil misiniz ki, Amerikan halkı söyleyeceğini söyledi? Amerika kesinlikle şiddete karşı.
And so it appears the American people have spoken.
Görülüyor ki Amerikalılar tercihini yaptı.
When you think about deaf people, people who are born deaf who have never heard a spoken word what do you think they call the sun or their mother or their own reflection in the mirror?
Bazı insanlar doğuştan sağırdır. Ona ne söylediğinizin önemi yoktur. Öyleleri ile konuşmanız imkansızdır.
We've spoken with several neighbors, neighbors who say that, while they didn't know the people who lived in the house, they saw people coming and going all the time, leading police to speculate that drugs may have been involved
Komşulardan bazılarıyla görüştük. Burada yaşayanları tanımadıklarını ama eve sürekli birilerinin gelip gittiğini söylediler. Polis, bu toplu cinayetin uyuşturucuyla ilgili olabileceğini düşünüyor.
He ran a good campaign but the people of America have spoken and they're saying they want four more years of Douchebag!
Yo, yo, iyi bir kampanya yürüttü, ama Amerikan halkı konuştu, ve dört yıl daha Kukusiler istediklerini söylediler!
This website is for people have spoken their relatives and loved ones for the kingdom of heaven and were not the answer who wanted or not satisfied for these things.
Bu site, arkadaşları ve sevdikleriyle "göksel krallık" hakkında konuşan, fakat onları tam olarak... "İsa'yla birlikte cennete gidiş" in ( the rapture )... gerçek olduğuna, ikna edemeyen insanlara hitap ediyor.
People ofSaudi Arabia, I have gone into the wilderness... and I have spoken with God.
Suudi Arabistan'ın insanları vahşi doğaya girip Tanrı ile konuştum.
I just want to say that despite all the false accusations made against me, the people who I continue to serve have spoken.
Bana yapılan sahte suçlamalara karşılık hizmet etmeye devam edeceğim insanlar konuştu.
Have you spoken to the Make-A-Wish people?
"Bir Dilek Tut" görevlileriyle konuştunuz mu?
Well, the people I've interviewed have spoken in such glowing terms about phil and patty, at a certain point, you have to wonder if it's too good to be true.
Konuştuğum insanlar, Patty ve Phil hakkında parlak sözler ettiler o kadar ki, doğruluğundan kuşku duyuyor insan.
With all due respect, Madame Chair, have you spoken to all 7 billion people on the planet?
Kusura bakmayın, Sayın Kurul Yöneticisi ama dünyadaki 7 milyar insanla konuştunuz mu?
Well, the people of Mexico have spoken.
Peki Meksika halkı ne dedi.
The American people have spoken, and they have spoken clearly.
Amerika kopnuştu açık açık konuştular
The people of New York have spoken, and I'm proud to be your next mayor.
New York halkı kararını verdi. Yeni Belediye Başkanınız olmaktan gurur duyuyorum.
All right! The fat people have spoken.
Pekâlâ, şişman insanlar konuştu.
The people have spoken.
- Sana bir sır verebilir miyim?
The American people have spoken.
Amerikan halkı sözünü söyledi.
I have only spoken to the people of things they already knew in their hearts.
Ben sadece insanların zaten yüreklerinde bildikleri şeyleri söyledim.
the people 229
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the post 71
the power of christ compels you 31
the police 666
the party is over 26
the police are here 92
the piano 29
the police are coming 33
the party 90
the police station 24
the park 61
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the party's over 96
the prince 110
the painter 35
the policeman 19
the patient 39
the plane 59
the point is 1527
the phone rang 17
the player 16
the party's over 96
the prince 110
the painter 35
the policeman 19
the patient 39
the point 85
the package 31
the phone rings 24
the police came 16
the princess 70
the phone 197
the phone's ringing 18
the planet 19
the poor thing 57
the pope 77
the package 31
the phone rings 24
the police came 16
the princess 70
the phone 197
the phone's ringing 18
the planet 19
the poor thing 57
the pope 77