There are no coincidences translate Turkish
50 parallel translation
Where Brenda's concerned, there are no coincidences.
Brenda'nın dünyasında tesadüf diye bir şey yoktur.
Just coincidence. - Oh, really? When they're surveying veterans of Spain there are no coincidences.
İzlediğimiz kişiler İspanya gazileriyse, rastlantı diye bir şey yoktur.
There are no coincidences, captain.
Tesadüf diye bir şey yoktur, kaptan.
There are no coincidences.
Rastlantı diye bir şey yok.
There are no coincidences.
Bir rastlantı yok.
- it's there are no coincidences, right?
- tesadüf diye bir şey olmadığı, değil mi?
- In Roswell, there are no coincidences.
- Roswell'de, tesadüf diye bir şey yoktur.
Or look at the question this way... is it possible that there are no coincidences?
Veyahut soruyu şöyle düşün, hiçbir tesadüf olmaması mümkün müdür?
Is it possible... there are no coincidences?
Hiçbir tesadüf olmaması, sence mümkün mü?
There are no coincidences, Delia.
Rastlantı diye bir şey yoktur, Deila.
There are no coincidences in crime.
İşlenen suçlar tesadüfler bulunur.
There are no coincidences.
Tesadüflere yer yoktur.
Fact - there are no coincidences in a murder investigation.
Gerçek olan Bones, cinayet araştırmasında tesadüfler yoktur.
There are no coincidences.
Tesadüf diye bir şey yoktur.
In a magical universe, Robert, there are no coincidences.
Büyülü bir evrende tesadüf diye bir şey yoktur.
The difference is that there are no coincidences, not when murder's involved.
Fark şu, eğer ortada bir cinayet varsa, olaylarda tesadüf söz konusu değildir.
- There are no coincidences.
- Tesadüf diye bir şey yoktur.
You're the first person to tell me that there are no coincidences in a murder investigation.
Bir cinayet soruşturmasında tesadüfler olmadığını bana ilk söyleyen sendin.
They say there are no coincidences.I
Tesadüf yoktur derler.
There are no coincidences.
Tesadüfler yoktur.
Well, when it comes to crime, there are no coincidences.
Konu cinayetse, tesadüf diye bir şey yoktur.
But then I remembered there are no coincidences.
Ama sonra hatırladım ki tesadüf diye bir şey yoktur.
There are no coincidences with "A."
Konu "A" olunca tesadüfler söz konusu değil.
But he used to tell me that there are no coincidences.
Ama önceden bana tesadüf diye bir şeyin olmadığını söylerdi.
But if God's taught me anything, it's that there are no coincidences.
Ama eğer Tanrı bana bir şey öğrettiyse, o da, tesadüf diye bir şey olmadığıdır.
Mm. There are no coincidences.
Tesadüf değil.
Come on, there are no coincidences.
Hadi ama tesadüf diye bir şey yoktur.
There are no coincidences, right?
Tesadüf değil.
There are no coincidences with this guy.
- Bu adamla ilgili hiçbir şey tesadüf değildir.
They say there are no coincidences.
Hiç bir şey tesadüf değildir derler.
There are no coincidences.
Rastlantı falan yok.
It all seems like a coincidence, but with you... there are no coincidences.
Tesadüf gibi görünüyor ama işin içinde sen olunca... Tesadüf diye bir şey kalmıyor.
- There are no coincidences.
- Tesadüf diye bir şey yok.
In my experience, there are no coincidences, Sheriff.
Tecrübelerime göre, tesadüf diye bir şey yoktur şerif.
Oh, there are no coincidences.
Tesadüf diye bir şey yoktur.
In your line of work, there are no coincidences.
Sizin mesleğinizde, tesadüf diye bir şey yoktur.
There are no coincidences.
Tesadüf diye birşey yoktur.
No, there are no coincidences.
- Hayır, tesadüf yok.
There are no small coincidences and big coincidences.
Küçük veya büyük tesadüfler yoktur.
In death, there are no accidents... no coincidences, no mishaps... and no escapes.
Ölümlerde, kazanın yeri yoktur. Tesadüf ve rastlantının yeri yoktur. Bundan kaçış da yoktur.
There's what we want... then there are the million coincidences we have no control over.
Bir "istediğimiz şey" vardır bir de üzerinde hiçbir kontrolümüzün olmadığı milyon tane raslantı.
There are no such things as coincidences in murder cases.
Cinayet dosyalarında tesadüflerin ne işi var?
In life, there are events and coincidences of such extravagance that no novelist would ever dare to invent them...
Hayatta, hiçbir romancının şimdiye kadar keşfedemediği bazı olaylar ve aşırılıklar vardır.
There "are" no coincidences.
- Hiç tesadüf yok.
there aren't any 65
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51
there aren't 60
there are 1232
there are no rules 58
there are some 34
there are no 25
there are no words 34
there are no accidents 24
there are many 28
there are none 51