English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / There was this girl

There was this girl translate Turkish

287 parallel translation
There was... There was this girl I used to date.
O çıktığım bir kızdan.
There was this girl.
Bir kız vardı.
In Dijon there was this girl I was in love with...
Dijon'da yaşarken, aşık olduğum bir kız vardı.
There was this girl, just today, a young thing.
Bugün, bir kız vardı. Genç bir kız.
There was this girl. - Oh.
Boşanmıştı.
See, there was this girl in Virginia and her father caught us.
Bak, bu kız Virginia'da idi ve babası bizi yakaladı.
There was this girl that lived across the hall.
Koridorun karşısında oturan bir kız vardı.
No, honestly. There was this girl, Ira.
Ira isminde bir kız vardı.
There was this girl, Brita, who was 16.
Brita diye 16 yaşında bir kız vardı.
Well, to be perfectly honest, there was this girl in Philadelphia...
Aslında dürüst olmak gerekirse, - Philadelphia'daki kız...
Actually, there was this girl that I saw here yesterday...
Aslında, dün burada gördüğüm şu kız...
Luckily, there was this girl, who saw everything, who let me use her phone.
Neyse ki her şeyi gören bir kız vardı. Telefonunu kullanmama izin verdi.
There was this girl in the class.
Sınıfımda bir kız vardı. Beni terk etti.
Wasn't long, just a couple days. I'll never forget it. There was this girl.
Çok uzun zaman önce birkaç gündü ama asla unutamadım.
- There was this girl.
- Kızın biri vardı.
There was this girl... I met when I was in college.
Üniversitede bir kızla tanışmıştım.
There was this girl, then you find out it's really a man!
Bir kız vardı, sonra bir öğreniyorsunuz ki aslında erkekmiş!
There was this girl.
Orada bir kız vardı.
So there was this girl named Soup.
Soup adında bir kız vardı.
There was this girl on the show, Darian.
Dizide Darian diye bir kız vardı.
- There was this girl at the party...
- Partide bir kız vardı...
When my uncle was a young man... there was this girl who lived across the street from him... and he was completely in love with her. But he never talked to her.
Amcam gençken sokağın karşısında oturan bir kız varmış ve ona sırılsıklam aşıkmış.
Ah... Well... When I was in college... there was this beautiful girl
Şey ben lisedeyken çok güzel bir kız vardı.
Yeah, I got this giant knife and I went to this girl's house and was gonna find her, but she wasn't there, so I just slashed her tires.
Evet, kocaman bir bıçağı alıp bu kızın evine gittim ama evinde değildi, ben de sadece arabasının tekerlerini deştim.
Well, there was this girl come along in a red dress -
Kırmızılar giymiş bir kız çıkmış karşısına.
"Now, it happened that in Bagdad at this time, there was a dancing girl named Sherazade... whose skill and beauty... had made her the idol of the people."
"O zamanlar Bağdat'ta, Şehrazat adında dansçı bir kız varmış... Yeteneği ve güzelliği sayesinde insanlar ona taparmış."
And this girl was there. At least I think she was there.
Ya da en azından sanırım oradaydı.
Once, in a cabaret like this one, there was a beautiful girl she had long legs like that one.
Benim birkaç kez gitmişliğim var. Bir keresinde bir kabareye gittim, çok güzel bir kız vardı.
This detective was there, Norman told him about the girl, the detective thanked him and he went away.
Dedektif oradaymış, Norman ona kızdan söz etmiş ve dedektif ona teşekkür edip gitmiş.
Once upon a time... down in Shreveport, Louisiana... there was this bad little girl named Melba Nyle.
Bir zamanlar Louisiana Shreveport'ta küçük kötü bir kız varmış. Adı Melba Nyle'mış.
There was a film like that with Michel Simon, where he fell for this girl -
Michel Simon'ın öyle bir filmi vardı, kızın birine tutulduğu -
When I was a little girl, we had a backyard... and there was a pear tree in this backyard.
Küçük bir kızken, arka bahçemiz bu bahçede de bir armut ağacımız vardı.
There was this Polish girl who worked for a professor at Brooklyn College.
Brooklyn Kolejindeki br profesör için çalışan Polonya'lı bir kız vardı.
There was this big guy and this girl and this little kid.
Şu büyük adam, bir kız ve ufak çocuk vardı.
Man, there was this one girl everybody was trying to rush.
Bir kız vardı ki, herkes ona asılıyordu.
I remember, when I was drawing this, there was this young girl there.
Bunu çizerken, yanımda küçük bir kız vardı, 11 yaşındaydı.
When I think about that guy that I thought I was gonna be... there's a... there's this girl next to him, with him... and I don't know... she looks sorta like you.
Olmak istediğim adamın yanında onun yanında bir tane kız var. Bilemiyorum bu kız en çok sana benziyor.
I was thinking- - There's this girl that works with me.
Düşündüm de... Yanımda çalışan küçük kız var ya.
My God, there was this wonderful little girl doing the cancan.
"Cancan" yapan muhteşem bir kız vardı.
I know that there was this Sarah Easton supermodel who you were never gonna see again and who you were friends with anyway, but this can't be the same girl, right?
Benim bildiğim kadarıyla bir sara Easton var, süpermodel. Ve sen onu bir daha görmeyecektin. Ve sadece arkadaş kalacaktınız.
When I was in the Cubs, there was this this porn mag being passed around, and all the other kids were deciding which girl they liked and stuff, and, uh, and one kid whispers to me,
Ben izciyken bir porno dergisi elden ele dolaşıyordu... ve tüm diğer çocuklar hangi kızı ve neresini sevdiğine karar veriyordu... ve, biri bana fısıldadı,
We walked in there and there was this one girl who...
- Tanrım. İçeri girmiştik Öyle bir kız gördüm ki...
There was this Brazilian girl in my intro philosophy class.
Felsefeye Giriş dersinde Brezilyalı bir kız vardı.
There was this one girl.
Bir kız vardı.
"There was this infatuated girl..." "who loved a boy to death"
"Aşık bir kız vardı..."
A story of a boy, a girl and a leaf a story of one of you'll, a boy from Gurukul, but there was one difference he was in love, and he had decided that on this day,
Sizden birinin hikayesi, bir delikanlı, bir kız ve bir yaprağın hikayesi,... Gurukul'dan bir delikanlı. Fakat bir farkı vardı, aşık olmuştu,
There was something inside this girl I wanted to expose myself to.
Bu kızın derinliklerinde bir şeyler vardı ve bunu açığa çıkartmak istiyordum.
My dream-girl this was a signal that there was someone, who was made only for me
Bu titreşimi sadece bir kişi verebilirdi.
There was this famous letter to the New York Sun in 1897 where an 8-year-old girl asked the editor, " Is there a Santa Claus?
Çok ünlü bir mektup var New York Sun'da, 1897 yılında 8 yaşında bir kız, editöre soruyor, "Noel Baba diye biri var mı?"
- There was a guy harassing this girl, so I tried to stop him, and wham.
- Bir kızı taciz eden bir çocuk vardı, ben de onu durdurmaya çalıştım ve olan oldu.
Yeah, about that I was pretty sure I was gonna die because there's this girl in New York, and it's getting kind of serious.
Eh, aslında öleceğime çok emindim aslında New York'ta bir kız var, ve onunla işler giderek ciddileşiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]