English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They're doing it

They're doing it translate Turkish

775 parallel translation
It's where they bring people to question..... when they don't want anyone to know they're doing it.
Burası kimsenin bilmesini istemedikleri, birini sorgulamak için getirdikleri bir yerdir.
You know how they're doing it now, you know, over the ears and everything...
Utandığının ve muhabbet kuramadığının farkındayım.
They're already doing it, major, and it can't be stopped.
Buna çoktan başladılar, Binbaşı ve bu asla durdurulamaz. - Otomobiller- -
They're not gonna take it away, and I know what I'm doing.
Almayacaklar ve ne yaptığımı biliyorum.
It ain't because the buzzards know what they're doing but it brings a question to mind, "Do I know what I'm doing?"
Buzzardlar ne yaptığımızı biliyor ama aklıma bir soru geldi burada ne yaptığımı biliyormuyum?
It's disgraceful what they're doing to you, Billy.
Sana yaptıkları haksızlık, Billy.
I'd understand if it were a war or even a maneuver, but they're just doing it for publicity.
Bu bir savaş veya tatbikat olsa anlayacağım, ama bunu halkı eğlendirmek için yapıyorlar.
Not the way they're doing it.
Şimdiki gibi değil.
After they see what we're doing, they might prefer to surrender, or at least shoot it out.
Belki de teslim olmak ister ya da bizimle savaşmaya karar verebilir.
They're doing it on purpose!
Mahsus yapıyorlar!
They're Comanches. and what are we doing about it?
Onlar Comanche ise, Biz neden burada duruyoruz?
No, the trouble they're going to to drive you insane makes it look as though your father's had an accident, perhaps and all they're doing is keeping quiet about it.
Haylr, seni delirtmek I § in § ektikleri zahmet babanln bir kaza ge § irmi § olabilecegini gésteriyor onlar da bu konuda sessiz kallyorlar.
Oh, Larry, can't you see they're doing it again?
Oh, Larry, yeniden yaptıklarını göremiyor musun?
Agard, if you knew anything about Indians, you'd know that they're doing their level best to put up with our so-called "benevolent patronage", in spite of the nincompoops that have been put in charge of it.
Adgard, eğer Kızılderilileri biraz tanısaydın sözde onlara karşı olan cömert politikamıza karşı ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını ve budalalara karşı kin gütmediklerini çok iyi bilirdin.
They're doing it.
Yapıyorlar.
It's good to know they`re up there doing their job.
Yukarıda işlerini yaptıklarını bilmek çok güzel.
I don't know what it is they're doing, but I'm sure it's dangerous.
Ne yaptıklarını bilmiyorum ama tehlikeli olduklarına eminim.
Now they're doing it to music.
Müzik eşliğinde yapıyorlar.
If we're going to accept it we'll have to trust the two of them and accept that they know what they're doing.
Bu durumu kabul etmek için çocuklarımıza güvenmemiz ve ne yaptıklarını bildiklerine inanmamız lazım.
- They're doing it again in the other room.
- Yine yapıyorlar yan odada.
Well, it makes you feel good that you're doing a little something from even at the time you don't think you're helping them because they have such a problem.
Aşılmaz sorunları olduğu için onlara yardım edemediğini düşünsen de az buz bir şeyler yaptığını görmek gerçekten güzel hissettiriyor.
It's as if we're doing exactly what they expect.
Tamı tamına, bunu yapacağımızı umuyorlar.
They're doing it so well!
Çok da başarılılar!
They're doing it again. You'll soon be well.
Yine yapıyorlar.
You said you'd show them how, and now they're doing it.
Onlara ne yapacaklarını gösterdin, onlar da yapıyorlar işte.
Whatever they're doing, It never goes right.
Ne yapacak olsalar, Yolunda gitmez.
Funny, whenever people hurt your feelings, they're always doing it for your own good.
İnsanlar ne zaman birini incitse nedense hep kendi iyiliği için olduğunu söylerler.
They're doing it, Beckman.
Yapıyorlar Beckman.
They're doing it and the Germans are rebuilding the bridges every night.
Onlar yıkıyor, Almanlar her gece köprüleri yeniden inşa ediyor.
Pretty soon they're gonna be doing it regularly.
Pek yakında düzenli yapıyor olacaklar.
- They're doing it.
- Gerekeni yapıyorlar.
They're doing it really right.
Gayet güzel yapıyorlar.
If they're watching us, they're doing it from an airplane.
Bizi izliyorlarsa, bunu bir uçakla yapıyorlardır.
- They're doing it now.
- Halen bakıyorlar.
So they're doing it in perpetuity what next?
O zaman bunu ömür boyu yapacaklar. Sırada ne var?
I don't know what they're doing, it's silent as a church.
Ne yaptıklarını bilmiyorum. Çok sessizler.
Yes, but they're doing it in France
Ama burası Fransa.
I mean, obviously a lot of people look at you... and they think it's kind of strange, what you're doing.
Yani, çoğu insan size bakar ve yaptığınız şeyin garip olduğunu düşünür.
They're just doing it to get a reaction.
Sadece dikkat çekmeye çalışıyorlar.
Is that where they're doing it?
Orada mı yüzüyorlar?
- They're doing it manually.
- Manuel kontrol yapıyorlar.
So it looks like they're doing more than they are.
Böylece daha çok şey yapıyor görünürler.
Since it has been decided... They know what they're doing.
Kararı aldıklarından beri ne yapacaklarını iyi biliyorlar.
If they're doing sleep studies here, it must be...
Burada uyku araştırmaları yapıyorlarsa, bu...
They're doing it using your hands and you're going along like sheep.
Bunu ellerinizi kullanarak yapıyorlar ve tek tek gidiyorsunuz.
They're just doing it for the hell of it... which that ain't me, because I wouldn't want people to go over my pieces, so I wouldn't go over them.
Sadece bu baş belasını yaptılar... ki bu bana karşı değildi, çünkü insanların benim taslaklarıma ulaşmalarını istemiyorum, yani bende onların üzerine gitmeyeceğim.
They're doing it.
İşte yapıyorlar.
They're doing it right now.
Şu an yapıyor.
Unfortunately, they're doing it their way.
Başka şeçeneğimiz yok.
"It seems they haven't left larry's west side apartment in two weeks, and whatever they're doing there, we bet they're not collaborating on a new book."
" Anlaşılıyor ki Larry'nin batı yakasındaki evini iki hafta içinde terk etmeyecekler, ve orada her ne yapıyorlarsa, iddiaya girerim ki yeni kitapla ilgili işbirliği yapmıyorlar
They're doing it to us, we'll do it to them.
Onlar bize yapıyor, biz de onlara yapalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]