English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They can't hear us

They can't hear us translate Turkish

96 parallel translation
Why can't they hear us?
Neden bizi duymuyorlar?
They can't hear us.
Bizi duyamazlar.
They can't hear us.
Durun! Buradan bizi duyamazlar!
They can't hear that we told you or they'll kill us.
Size haber verdiğimizi duymasınlar sonra bizi yaşatmazlar.
They can't see or hear us now.
Artık bizi göremez ya da duyamazlar.
They can't see us, but they'll be able to hear us.
Bizi göremiyorlar, ama duyacaklar. Neyi duyacaklar?
They can't see us, but they'll be able to hear us.
Bizi göremezler, ama bizi duyabilecekler. Ne yaptığımızı?
It looks they can't hear us.
Bizi duymuyorlar.
- They can't hear us.
- Bizi duyamazlar.
- Calm down! They can't hear us.
- Allah aşkına, kapa çeneni.
- Why can't they hear us?
- Bizi neden duyamıyorlar?
They can't hear us. They can't see us.
Bizi ne duyuyor, ne de görüyorlar.
And they can't hear us with the sound on.
Ses açıkken duyamazlar da.
Once we fix the TV, they can't see us, and they can't hear us through six inches of steel.
Yayını düzelttiğimizde bizi göremez ve 3 metrelik çeliğin ardından duyamazlar.
Why the hell did they stick us in here with her if she can't hear?
Eğer duyamıyorsa bizi ne diye bu işe bulaştırdılar?
They can't hear us.
Bizi duyamıyorlar.
If they can't see or hear, they won't find us.
Eğer bizi göremez yada duyamazlarsa bizi bulamayacaklar.
- Okay, they can't hear us now.
- Tamam. Şimdi bizi duyamazlar.
We can't use the comms, because they'll hear us.
Telsizleri kullanamayız, çünkü bizi duyarlar.
- It's no use, they can't hear us.
- Hiç yararı yok, bizi duyamıyorlar.
They can't hear us inside?
İçerde bizi duyamıyorlar mı?
They can't hear us!
Bizi duyamıyorlar!
- They can't hear us? - Nope.
- Bizi duyamazlar öyle mi?
I don't think they can hear us, pigeon.
Buradan bizi duyacaklarini hiç sanmam.
Shit, they can't hear us.
Kahretsin, bizi duyamıyorlar.
We can hear them, but they can't hear us.
Biz onları duyabiliriz ama onlar bizi duyamazlar.
Either they can't hear us, or they don't understand.
Bizi ne duyabiliyorlar ne de anlabiliyorlar.
They can't hear us.
Bizi duymuyorlar.
They can't hear us, What's next?
Bizi duyamazlar. Sonra?
They can't know our secret... 9, 10... no one can hear us here.
Sırrımızı bilemezler... 9,10... bizi burada kimse duyamaz.
They must think some of us very good swimmers... keeping us locked up down here. Still, you can't blame them, I hear we have some... very desperate women on board.
Bizi buraya kilitlediklerine göre içimizden birilerinin... çok iyi yüzücü olduğunu düşünüyor olmalılar.
All right, they can't hear us now.
İşte. Artık bizi duyamazlar.
You want to hear what I have to say, we meet in a public place, where they can't get to us.
Söyleceğimi duymak istersen, bizi yakalayamayacakları, halka açık bir yerde buluşalım.
They can't see or hear us, right?
Bizi göremez veya duyamazlar değil mi?
We'll be able to hear them, but they can't hear us yet.
Onları duyabileceğiz, ama henüz bizi duyamazlar.
They can't hear us!
Unutun! Bizi duyamazlar!
They can't hear us anymore.
Artık bizi duyamazlar.
Bill, they can't hear us on our side.
Bill, bizi tek taraflı duyacaklar.
Okay, they can't hear or see us, And please don't tell me you know me.
Tamam, ne duyabilirler ne de görebilirler, ve lütfen sen de beni tanıdığını söyleme.
Now they can't hear us at all.
Artık bizi hayatta duyamazlar. Güzel.
They can hear us, but we can't hearthem. It's soundproof.
- Sizi duyabiliyor mu bilmem ama biz onları asla duyamayız müdür bey, kapıda ses yalıtımı var.
Why can't they hear us?
Neden bizi duyamıyorlar?
And if they can't hear us And if they can't hear us we shout a little louder We shout a little louder
- Eğer bizi duymazlarsa... - Eğer bizi duymazlarsa... - Yüksek sesle bağırırız...
The people we're in can't hear us, can they?
İçlerinde olduğumuz kişiler bizi duyamıyor, değil mi?
Two of my guys behind us are hit and I'm yelling at them... you know, yelling, "Get out of the road"... but they're screaming so loud they can't hear me.
Arkamızda iki adamım yol ortasında duruyorlardı. Ben de onlara bağırıyordum. Yoldan çekilin diye bağırıyordum.
I think they can't hear us.
Sanırım bizi duyamıyorlar.
They can't hear us.
- Bizi dinlemiyorlar.
They can't hear us, but maybe they'll see us.
Bizi duyamazlar, ama bizi görebilirler.
So I guess they can't hear us, right?
O zaman bizi duyamazlar değil mi?
They can't hear us?
Bizi duyamıyorlar mı?
Oh, relax. Come on, they can't hear us.
Bizi duyamazlar nasılsa.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]