English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / They didn't do anything

They didn't do anything translate Turkish

171 parallel translation
Well, they was aimin'to swing Pinky for somethin'he didn't do — something he didn't even know anything about — so I figured that —
Pinky'i yapmadığı, hatta hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir şey yüzünden asmaya niyetliydiler, ben de düşündüm ki -
- Didn't you know, they can do anything?
- Yapamayacakları şey yoktur.
- But they didn't do anything.
- Onlar hiçbir şey yapmadı.
They'll try him, and he didn't do anything.
Hiçbir şey yapmamasına rağmen onu yargılayacaklar.
The police couldn't do anything, they didn't before.
Polis bir şey yapamaz, daha önce de yapamadı.
Wait a minute. They didn't do anything to you.
Bir dakika bekle.Bunun için hiçbir neden yoktu.
I hope they didn't do anything.
Umarım ters bir şey yapmamışlardır.
I did, I am, I told them you didn't have anything to do with me but they wouldn't listen.
Çok uğraştım, ama dinlemediler.
Because they didn't do anything wrong
Çünkü onlar yanlış bir şey yapmadı
Mr. Xu, I didn't do anything Ask them if they really want to fight If yes, we can pick a spot outside
Xu Bey, ben bir şey yapmadım ama onlar kavgaya bu kadar meraklıysa hepsiyle dışarda dövüşebilirim
Didn't they do anything?
Bir şey yapmadılar mı?
My relatives didn't want anything to do with me, they sold me to my opera master.
Akrabalarımdan hiç biri beni sahiplenmedi! üstelik beni gezici tiyatroya sattılar
They didn't make me do anything.
Bana bir şey yaptırmadılar.
Why are they calling me? I didn't do anything.
Beni niye çağırıyorlar abi, ben bir şey yapmadım ki?
- Of course, I know I didn't do anything and thought they're checking on me..
Elbette ki, bir şey yapmadığımı biliyordum. Beni bir kontrol ettiler sandım.
- Once you've done time, you're never sure with yourself, even if I know I didn't do anything wrong, there's this crisis in the world they write a lot about it.
Bir kere sabıkalı oldun mu, senden hep şüphelenirler. Bir şey yapmadığımı biliyorum ama şu an dünyada bir kriz var. Herkes çok dikkatli.
They didn't do anything.
- Hiçbir şey yapmadılar.
I busted their window, and they didn't do anything.
Onların pencerelerini kırdım.
They didn't do anything to you.
Size bir şey yapmadılar ki.
And they didn't do anything!
Ve bir suçları yoktu!
They didn't do anything to us.
Onlar bize bir şey yapmadı!
They didn't do anything to you?
Sana bir şey yapmadılar, değil mi?
Why didn't they do anything in the 21st century?
21. yy'da bunu engelleyemediler mi peki?
They didn't do anything!
Hiç bir şey yapmadılar!
Peter, they didn't do anything.
Peter, onlar hiçbir şey yapmadılar.
I didn't think they could do anything.
Bir şey yapamayacaklarını sandım.
- Because they didn't do anything to you.
- Sana bir şey yapmadılar da ondan.
They didn't want anything to do with you before you formed the union.
Üniformayı giymeden önce de seninle iş yapmak istemiyorlardı.
Problem was, he didn't have anything to do... but sit in his cell thinking about the next time... they were going to slap the wires on him.
Sorun şuydu, onun yapabileceği hiçbirşey yoktu fakat hücresinde oturup onun sonraki günlerini düşündüğümüzde ona yine tuzak kurup, kapana kıstıracaklardı.
Goddamn it, they didn't do anything to my ass!
Lanet olsun, kıçıma hiç bir şey yapmadılar.
If you look at the social dynamic around them, they actually didn't do anything.
Etraflarındaki sosyal dinamikler olmasa bir şey yapmadıklarını görürsünüz.
I didn'do anything. Even if we evade the police, they'll find us. It isn't that.
- Abi, vallahi bir şey yapmadım.
Besides, they didn't ask me to do anything.
Ayrıca benden hiçbir istekte bulunmadılar.
- They didn't do anything.
Onlar bir şey yapmadı ki.
I didn't do anything, and they ruined my life and took everything I had.
Bir şey yapmadığım hâlde hayatımı mahvettiler. Ve sahip olduğum her şeyi elimden aldılar.
They didn't have anything to do with the shooting.
Onların cinayetle bir alakaları yoktu.
( Cheri ) They didn't do anything.
Bana bir şey yapmadılar.
I mean, technically, they didn't do anything wrong. CORKY :
Yanlış bir şey yapmadılar.
It was a very ingenious argument, totally specious because it didn't do anything to answer the charge that they had previously engaged in bullying and various anti-competitive practices.
Bu çok ustaca bir düşünce ve tamamen aldatıcı çünkü o... fiyat konusunda hiç yanıt vermedi onlar önceden saldırmıştı zaten zorba ve değişken anti rekabetçi antremanlarla.
Well, if he didn't do anything, why did they arrest him?
Eğer hiç bir şey yapmadıysa, niye tutukladılar?
- They know I didn't do anything.
- Bir şey yapmadığımı biliyorsun.
They didn't do anything wrong.
Onlar yanlış bir şey yapmadılar.
Japanese-American citizens were imprisoned there, even though they didn't do anything wrong.
Masum Japon asıllı Amerikalılar, orada hapsedildi.
- We're not doing anything they didn't do.
- Onlar ne yaptıysa biz de aynısını yapıyoruz.
And the ones that existed had clear stipulations in their state issued charters. How long they could operate, the amount of capitalization, what they made or did or maintained, a turnpike, whatever, was in their charter and they didn't do anything else.
Ve olanların da devletçe verilen imtiyazlarında [Mary Zepernick ] açık kayıt ve şartlar vardı [ Şirketler, Hukuk ve Demokrasi Programı ] ne süre çalışabilecekleri sermaye miktarları ne yaptıkları veya yürüttükleri aldıkları ücret imtiyazlarında yazılıydı [ BİR YASA] ve başka şey yapmazlardı.
How can you know they didn't do anything else?
Başka bir şey yapmadıklarından nasıl emin olabilirsin?
I'm sure they're not doing anything we didn't do.
Bizim yapmadığımız hiçbir şeyi yapmıyorlar.
Sure they're not doing anything we didn't do.
Bizim yapmadığımız hiçbir şeyi yapmıyorlar.
Because for once, they didn't do anything wrong?
Çünkü ilk kez yanlış bir şey yapmadılar.
We don't have our papers, so they didn't do anything!
Kâğıtlarımız yoktu, bu yüzden de hiçbir şey yapamadık.
They didn't have to do anything.
Hiçbir şey yapmaları gerekmedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]