English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Try it

Try it translate Turkish

24,658 parallel translation
Try it now!
Şimdi dene!
Now try it as if this isn't your first day as a person.
Şimdi de insan olarak ilk günün değilmiş gibi davran.
You should try it some time.
Bir ara sen de dene.
You should try it if you want, get your buzz on, unless Dre coming with your sippy cup.
İstersen deneyebilirsin kafanı açar. Tabii Dre biberonunla gelmiyorsa eğer.
You try it.
Sen dene.
Try it?
Dene.
He brought a Holt's bag and had me try it on.
O bir Holfs çantası getirdi ve denememi sağladı.
'Cause I'd like to see you try it, Mr. Cursor!
Çünkü gerçekten denediğini görmeyi isterdim, Bay İmleç!
I'd like to see you try it!
Denediğini görmek isterdim!
Okay, let's try it with music.
Tamam, müzikle deneyelim.
You want to try it?
Denemek ister misin?
Try it once, huh?
Bir kere dene.
Let's just try it again.
Bir sefer daha deneyelim.
You should try it.
Sen de denemelisin.
Or not. I mean, Peng did try to kill us, too, if it's any consolation.
Yani eğer bu seni rahatlatacaksa Peng bizi de öldürmek istedi.
- Try a matrix system, I'll walk you through it.
Arka kapı ne durumda?
I don't get it. So Apep stole a submarine just to try to kill us?
Apep, sırf bizi öldürmek için bir denizaltıyı mı çaldı?
It's old. But I can try.
Çok eski ama bir denerim.
I think we should try mastering it without the bottles.
Bence bunda şişeler olmadan ustalaşmalıyız
I can try, but it's not gonna be easy.
Denerim, ama bu kolay olmayacak.
I can try but I'm not sure if he'll do it.
Denerim ama yapar mı bilmem.
It- - Even when it means letting you try to commit fraud.
Hatta sizin bu şirkete karşı yolsuzlukla suçlama yöneltebilmenizi sağlayan da bu.
But no matter what I say or how hard I try and drill it into your skulls, you're not going to stop trying.
Ama ne dersem diyeyim bunu kafanıza sokmakla ne kadar uğraşırsam uğraşayım asla durmayacaksınız.
So every time you try something nefarious, it's a smashing success, but when I ask you to channel that power for good, you fail.
Ne zaman alçakça bir şeyler yapmayı denesen çok başarılı oluyorsun ama senden gücünü iyilik için kullanmanı istesem başarısız oluyorsun.
- I'll do it good. I'll try...
İyi yapacağım.
We're here to try and understand what it is you want from us.
Bizden istediği şeyi anlayıp denemek için buradayız.
Give it the old Mormon try.
Yaşlı Mormon'a deneme fırsatı ver.
If it were my kid, I'd try anything too.
Benim çocuğum olsa bende herşeyi denerdim.
To try and get a sense of how long it's gonna take Detective Dunning to traverse the gang's headquarters using different routes.
Farklı güzergahlar kullanarak Dedektif Dunning'in çetenin üssünü ne kadar zamanda kat edeceğini anlamaya çalışıyorum.
Just try not to think about it.
Düşünmemeye çalışın.
You gonna create a pound-for-pound sausage replica of the victim, light it on fire, and see how long it burns? That pretty much sums it up, but I could use your help finding an enclosure to simulate the inside of a car. Okay, nice try, but I know what you're doing.
kurbanı kilo kilo sosisten yeniden yaratıp sonrada çakmağı çakıp ne kadar sürede yancağını mı bulcaksın özet geçtin resmen arabanın içinin simulasyonu için aradığım kaplamada yardımını kullabalirim iyi denemeydi fakat ne yapmaya çalıştığını biliyorum cinayeti çözüyorum evet kesin öyledir fakat ne var biliyor musun?
Couldn't we try to economize? It is.
Daha hesaplı olmamız gerekmez mi?
So, as I sit here and I've got to try and persuade you to give up Wilson Trager in exchange for a deal... it just, you know... helps me to remember her.
Burada oturup, bir anlaşma karşılığında Wilson Trager'i ele vermen için seni ikna etmem gerekiyor. Bu sadece onu hatırlamama yardım ediyor.
I couldn't make it after the pageant, so maybe I could try now?
Yarışmanın ardından yapamadım, belki şimdi deneyebilirim?
It's a small box that we plug TV cables into. Try the garage?
- Televizyon kablolarını bağladığımız küçük kutu var ya.
Oh, let me try to connect with it.
İzin ver onunla iletişim kurmayı deneyeyim.
Try not to think about it.
Bunu düşünmemeye çalış.
At some point, you got to try to make sense of it.
Bir noktada ayrımını kavraman gerekecek.
You should try just going along with it.
Bunlara uyum sağlamalısın.
Well, we try to keep it a gym.
- Yani salon kalması için çalışıyoruz.
♪ Try, try, try to let it ride ♪
# Sürmeyi dene, dene, dene işte #
Yeah, and I try not to use it.
Evet ama kullanmamaya özen gösteriyorum.
You gave it a good try.
Şansını denemiş oldun.
To try and talk me out of it.
Beni vazgeçirmeye çalışmak için.
I'll tell him I need to speak to him alone. Try and talk him out of it.
Onunla yalnız konuşmam gerektiğini söyleyip vazgeçirmeye çalışırım.
It's highly unlikely your daughter will die, Mr. Gonzales, but if we don't try this, you will.
Kızınızın ölme olasılığı çok düşük Bay Gonzales ama bu yolu denemezsek siz öleceksiniz.
And try and pick it up a little bit or we're gonna be late for practice.
Bir yandan da hazırlan yoksa antrenmana geç kalacağız.
No, no. Try to turn it on.
Deniyorum zaten.
I didn't make it up here on the first try.
İlk denememde çıkamadım da.
It's just like you three to try to ruin my big day.
Üçünüz de bu büyük günümü mahvetmeye çalışıyor gibisiniz.
Please, don't try to be cool. It's literally the worst.
Havalı olmaya çalışma, şu ana kadarki en kötüsüydü.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]