English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / Two bucks

Two bucks translate Turkish

416 parallel translation
The first day I shot two bucks.
İlk gün iki adet antilop vurdum.
Two bucks.
- İki Dolar.
Two bucks a head and drinks.
Kişi başı iki dolar ve içki.
Two bucks and the justice of the peace, huh?
2 dolara anlaşalım, ha?
- Yeah, well, it'll cost you two bucks more. - Oh!
Öyleyse iki dolar sürmen gerekiyor.
I'm gonna put two bucks on the nose of a horse I know is running Monday.
Pazartesi, yarışan bir ata, 2 dolar yatıracağım.
Two bucks.
İki dolar.
He got two bucks and a record.
İki dolar ve bir plak çaldı.
Two bucks won't hurt too much.
İki dolar fazla göz çıkarmaz.
You want two bucks?
İki dolar istiyor musunuz?
You got two bucks a box.
Kasa başına iki dolar almışsın.
Two bucks on Broadway Bill, on the nose.
Broadway Bill'e iki dolar, aynen öyle.
Earns two bucks, squirrels one away.
İki dolar kazanır, birini kenara koyar.
I paid two bucks for one 11 years ago.
Onbir yıl önce iki dolar ödemiştim.
She gave me two bucks to let her help him put his coat on.
Paltosunu giymesine yardım etmesine izin vermem için bana 2 dolar verdi.
Now that's two bucks you owe me.
Bana ödediğin iki papele.
Well, if you ever have the urge to place two bucks on a good thing, you still have my number.
Şey, eğey iyi bir şeye iki dolar koymak arzusu varsa, sizde hala numaram var.
Oh, well, let's see, that's worth two bucks.
Oh, şey, bakalım, o iki dolar eder.
- Naturally, and two bucks landing fee?
- İki dolar da ayak bastı parası!
They're getting two bucks for those bleachers over there.
Tribünler için 2 dolar istiyorlar.
Up and down is two bucks.
Git gel iki dolardır.
Two bucks?
İki papel mi?
Who'd be giving me two bucks?
Kim bana iki papel verir ki?
You gave me two bucks a while back, and I says it's a loan, and you says, like, you didn't think you'd ever get it back.
Bir süre önce bana iki papel vermiştin, borç alıyorum demiştim, sen de, geri alacağımı hiç sanmıyorum demiştin.
You had two bucks, you could've got a suitcase.
İki papelin vardı, bir bavul alabilirdin.
Go out there and tell them that we're gonna buy them dinner, two bucks a head.
Dışarı çık ve herkese yemek ısmarlayacağımızı söyle. Adam başı 2 doları geçmesin.
The guy who gave me two bucks.
Bana iki papel vermişti.
Uh, two bucks for the shawl. Four bucks. Four bucks for the shawl.
- Albayın ofisine giremezsiniz.
He didn't admit it, but two bucks will get ya 10 he did.
İtiraf etmedi, ama onun yaptığına eminim.
Better than working at the bus station changing tyres for two bucks a day.
Günde iki dolara otobüs garında lastik değiştirmekten iyidir.
Were you out to buy the whole forest for two bucks then?
İki papele tüm ormanı almaya geldin sen herhalde.
- Twenty-two bucks.
- 22 dolar.
Two bucks.
İki papel.
Two lamps for 30 bucks.
İki avize için 30 dolar.
Paid 25 bucks for it two years ago.
İki yıl önce 25 dolar vermiştim.
I was born that way, like a man with two heads Or a dope with a million bucks.
Bu şekilde doğmuşum, iki kafalı bir adam gibi ya da bir milyon dolarlı bir budala gibi.
On 50 bucks a week I supported a wife and raised two kids.
Haftada 50 dolarla bir kadına baktım ve iki tane çocuk yetiştirdim.
Two hundred bucks!
İki yüz papel!
300 bucks, one way, for two.
İki kişinin, yalnız gidiş parası 300 papel.
Two hundred and 10 bucks, Mr. Barbella.
210 dolar, Bay Barbella.
I'll get you the biggest, strongest best-looking bucks in this country for two dollars a day.
Ben size günde 2 dolara bu ülkedeki en büyük, en güçlü ve sağlam görünümlü delikanlıları bulabilirim.
- Two a night, ten bucks a week.
- Gecesi iki, haftalığı on papel.
It'd better work, or I'm out over two hundred bucks.
Umarım işe yarar, yoksa 200 dolar'ı boşa harcadım demektir.
They estimate he siphoned off about two million bucks while operating their wire service.
Para işlerine bakarken... iki milyonu cebe attığına inanıyorlar.
- Two hundred bucks.
200 dolar.
What does a guy with four million bucks... want with two million more?
4 milyon doları olan bir adam 2 milyon dolar daha niye ister ki?
Give her the 30 bucks and send the other two away.
Ona 30 dolar ver ve öteki ikisini yolla.
Two years captive with them red bucks...
Kızılderili için iki yıl hapis.
- Two hundred bucks!
- İki yüz dolar!
- That's two million bucks!
- Bu, iki milyon dolar demek!
There's two million bucks up there.
Orada iki milyon dolar var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]