Bucks a day translate Turkish
117 parallel translation
When each one of them puts in a couple of bucks a day just to make sure the work's steady, well, figure it out.
Hepsi işlerini sağlama almak için her gün birkaç dolar da açıktan veriyor. Gerisini sen düşün artık.
He can get us anything we want for 20 bucks a day and expenses.
Günlük 20 $ artı masraflara istediğimiz her şeyi sağlar.
Playing the small rooms, winning a few bucks a day.
Küçük salonlarda günde birkaç papele oynuyorsun.
Five lousy bucks a day for nothin'.
Boş yere günde beş papel verdik.
O.K., but it'll cost you... about 100 bucks a day plus expenses.
Tamam. Ama günlüğü yüz dolar, artı harcamalarım.
He uses. - Fifty bucks a day.
O kullanım, günde elli dolarlık.
A thousand bucks a day just to show me off to his friends.
Yalnız arkadaşlarına hava atmak için günde bin dolar ödüyor.
I get 50 bucks a day and expenses.
Evet. Pekâlâ, günde elli papel ve masrafları alırım.
Better than working at the bus station changing tyres for two bucks a day.
Günde iki dolara otobüs garında lastik değiştirmekten iyidir.
- 20 bucks a day, 20 cents a mile.
- Günlüğü 20 dolar, km başına 20 sent.
I got 50 bucks a day and expenses.
Günde masraflar hariç 50 $ alïyordum.
Where I work they rake in over a million bucks a day.
Tanrım! Çalıştığım yerin günde 1 milyon dolar cirosu var.
Six bucks a day.
Günde altı papel.
- Let's see. 25 bucks a day, huh?
- Bakalım. Günlüğü 25 $.
75 for the tow. And 20 bucks a day for storage. Thank you, Officer.
50 ihlal için, 75 çekme için... ve 20'de günlük depo kullanımı için.
she'll be serving you turkey... for 30 bucks a day, right?
Ve o bu günde 30 Dolar'a size hizmet verecek, öyle değil mi?
- I don't know, 25 bucks a day.
- Bilmem, günlük 25 dolar galiba.
Five hundred bucks a day.
Günde 500 papel.
Aw, come on now, I pay you two bucks a day, don't I?
Hadi ama, sana günde iki papel ödüyorum, değil mi?
I know a guy who'll take us out... for 80 bucks a day and a case of American beer.
Bizi birkaç kutu Amerikan birası ve günlük 80 dolara istediğimiz yere götürebilecek birini tanıyorum.
Cost you two bucks a day.
Günlük 2 dolar.
IT'S 10 BUCKS A DAY AND ALL THE YAK YOU CAN EAT.
Günlüğü 10 dolar ve yiyebilecek kadar da Tibet öküzü var.
I charge 50 bucks a day, plus expenses.
Bu sana günlük 50 $ artı masraflara mâl olur.
30 bucks a day...
Günde 30 kağıt...
YOU KNOW, YOU CAN MAKE LIKE 100 BUCKS A DAY.
Günde 100 dolar kazanabilirsin.
Brooke Harris probably spent - ten bucks a day on nonfat lattes.
Brooke Harris bir günde 10 dolardan fazlasını...
Four thousand bucks a day, a brother should get a rubdown.
Günlüğü dört bin birisi için ovalamayı hak ediyorum.
I am broke, and Amelia's hotel room is 70 bucks a day.
Esas ben mahvolmuş durumdayım ve Amelia'nın oteline günlük 70 $ ödüyorum.
Guy made 500 bucks a day tapping the damn pencil noon to night.
Adam kalemi gece gündüz masaya vurarak 500 dolar kazandı.
I'll get you the biggest, strongest best-looking bucks in this country for two dollars a day.
Ben size günde 2 dolara bu ülkedeki en büyük, en güçlü ve sağlam görünümlü delikanlıları bulabilirim.
I'm supposed to lay a few bucks on you to see you through the day.
Benim de, sana, gününü geçirecek, bir kaç papel atmam gerekir.
How'd you like to make a million bucks in one day?
Bir günde bir milyon dolar kazanmaya ne dersin?
It's a brand-new day and he's still got 100 bucks in his pocket.
Yepyeni bir gün ve o herifin cebinde hâlâ 100 papel var.
I know a place where the girls are naked all the time, where guys can see naked girls all they want, 24 hours a day for anyone with guts and a hundred bucks.
Ben kadınların sürekli olarak çıplak oldukları bir yer biliyorum. Erkeklerin istedikleri kadar çıplak kadın görebilecekleri bir yer. Tabii bunun için cesareti ve 100 doları olanların.
Work all day for a few lousy bucks?
Bir kaç dolar için tüm gün çalışamam?
When a man can come to Las Vegas with a few extra bucks in his pocket throw a ten-spot down on a table pay an extra dollar for a steak with his eggs that's a happy day for that man.
Bir adam cebinde biraz fazla parayla Las Vegas'a gelirse masaya bir onluk koyarsa güzel bir bifteğe biraz fazla para verirse o adam için mutlu bir gün olur.
We just wasted 15 bucks. That's half a day's wage to listen to this nut job talk about his plastic pants.
Tam 15 doları, yani yarım günlük yevmiyemi bu manyağın plastik donunu duymak için heba ettik.
Look, do you really think I wanted to spend the whole damn day... sitting in a room with a woman who hates the Bucks and smells like cabbage?
Gerçekten lanet olası bütün bir günümü bir odada, Bucks'dan nefret eden ve çöp gibi kokan bir kadınla oturarak geçirmek istediğimi mi düşünüyorsun?
Ok, Spence says you get 10 bucks a day, right?
Doğru mu?
I'm taking a three-day seminar, and it's only 500 bucks.
3 gün sürecek bir kursa yazıldım. Sadece 500 papel!
- On a good day, over a million bucks will...
- İyi bir günde, 1 milyon papelden daha fazla...
Pills so unusual there's not a law against it, but at the end of the day, he and his partners split about six million bucks.
Welmont ise günün sonunda ortaklarıyla altı milyon doları kırışıyor.
I mean, you can't be getting rich on jury duty, forty bucks a day.
Günde 40 dolar aldığın jüri göreviyle zengin olunmaz.
Okay, he arbitrages the California market to the tune of a million bucks or two a day.
Pekala. Arbitraj yaparak Kaliforniya pazarından günde bir iki milyon kaldırıyorlar.
And you got 50 bucks to your name on a good day.
Ve iyi bir gününde 50 dolar kazanıyorsun.
Mr. And Mrs. Telesco, her parents they, like, started this soap opera, Santa Fe, that's on, like, every day so you know they had a few bucks.
Bay ve Bayan Telesco, Rosemary'nin ebeveynleri Bu her gün devam eden Santa Fe dizisini onlar başlatmış gibiydiler.,... biraz paraları olduğunu hemen anlayabilirdiniz.
Okay, he arbitrages the California market to the tune of a million bucks or two a day.
Pekala. Arbitraj yaparak. Kaliforniya pazarından günde bir iki milyon kaldırıyorlar.
You can't compare 30 bucks-a-day extra to Audrey!
Gündelikle çalışan bir figüranı da Audrey'le karşılaştıramazsın!
It's just going to be you and the car on a revolving platform. 300 bucks for the day.
Sadece sen, araba ve de dönen bir platform olacak. Günlüğü 300 kağıt.
Give me 100 bucks and we'll call it a day.
100 papel ver, bu işi burada bitirelim.
I'm gonna make 2,500 bucks, and all I gotta do is swallow 300 pills a day and sneak Jamie's urine into a cup once in a while.
Günde 300 hap yutup, Jamie'nin çişini bir kapa doldurmam yeterli.
bucks an hour 52
bucks a pop 43
bucks a month 32
bucks a week 35
a day 327
a day or two 28
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
bucks a pop 43
bucks a month 32
bucks a week 35
a day 327
a day or two 28
days 2668
daybreak 32
daylight 32
daya 50
dayana 20
dayna 86
days left 44
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
dayna 86
days left 44
days ago 298
days remain 20
day off 18
days a year 35
days now 26
day two 29
days later 66
days a week 26
days and 46
day out 85
day before yesterday 18
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
days and 46
day out 85
day before yesterday 18
day in and day out 25
day one 66
day in 57
day by day 66
day basis 16
day suspension 16
day weekend 17
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day operations 18
day after tomorrow 77
day three 20
day and night 151
day or night 97
day after day 123
day operations 18