English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ U ] / Unfortunately for him

Unfortunately for him translate Turkish

75 parallel translation
He was to prove that his glass chin had been remade into sterner stuff,... but, unfortunately for him, tonight again it was as fragile as ever.
Camdan çenesinin sertleşip kalınlaştığını kanıtlamak istiyordu ama maalesef çenesi bu gece her zamanki gibi gene zayıftı.
Unfortunately for him, he never realized how valuable... the ground was he had his feet on.
Ayaklarının altındaki toprağın değerini hiçbir zaman anlamadı.
unfortunately for him, that guard walked by.
Bekçinin gitmesi, kötü fikirdi.
Because unfortunately for him, he's very busy with his grandmother.
Çünkü maalesef büyükannesiyle çok meşgul.
Unfortunately for him, I arrived too late.
Ne yazık ki, geldiğimde onun için iş işten geçmişti.
But unfortunately for him, I was wiser.
Ama onun için üzücü ki, ben daha akıllıydım.
Unfortunately for him, he is not afraid.
Korkmaması onun için bir talihsizlik olur.
But unfortunately for him, by chance I witnessed a scene between him and Mademoiselle Sarah, in what it was trying to make sure that I would stop being a hindrance, drugging my coffee.
Ama onun şanssızlığına kazara Matmazel Sarah'la arasında geçen bir sahneye tanık oldum. Onun yoluna çıkmama engel olmak için kahveme ilaç koydu.
WELL, UNFORTUNATELY FOR HIM HE FINALLY FOUND SOMETHING THAT EVEN HIS MONEY CAN'T BUY,
Maalesef ki sonunda, parasının satın alamayacağı bir şey buldu.
Unfortunately for him, the very day before in a scientific lecture that was not considered worthy of broadcast, another mathematician would shatter Hilbert's dream and put uncertainty at the heart of mathematics.
Hilbert'in şansına, birkaç gün önce yayınlanmaya layık görülmeyen bir konferansta, başka bir matematikçi onun hayallerini suya düşürüp matematiğin kalbine belirsizliği yerleştirdi.
Unfortunately for him, this place is no longer available.
Ancak şansına burayı da artık kullanamayacak.
Unfortunately for him, the old-style mafia of men of honour was finished.
Ne yazık ki, eski stil mafyacılık sona erdi.
Unfortunately for him, no.
Ne yazık ki, evet.
Unfortunately for him, the only way her plan is gonna work is by some act of god.
Maalesef planının ona sökmesinin tek yolu bir mucize olması.
Unfortunately for him, she is 25 metres above him, near the top.
Ne yazık ki dişi ondan 25 metre yukarıda, en tepeye yakın.
Unfortunately for him...
Malesef onun için...
Unfortunately for him, the cruellest beast in the New World would soon stand before him.
Ne yazıktır ki, Yeni Dünyanın en zalim canavarı kısa bir müddet sonra karşısına çıkacaktı.
Unfortunately for him, they are all fit and well.
Büyük Rift'in göl derinliklerine ürkek kabukluların hükemttiğini kim tahmin edebilirdi?
Unfortunately for him, he wasn't alone.
Ama ne yazık ki, evde tek başına değildi.
Unfortunately for him, Simon wasn't the only person in Malia trying to sell shit no-one wanted.
Maalesef Simon Malia'da kimsenin istemediği boktan şeyler satan tek kişi değildi.
Unfortunately for him, his favourite food is now bigger than he is.
Ama ne yazık ki favori yemeği, artık kendisinden daha büyük.
Then unfortunately for him...
Onun için çok talihsiz bir durum olur.
Unfortunately for him, he wasn't the only one who was interested in driving around in an outdated Japanese Mercedes.
Ne yazık ki modası geçmiş Japon Mercedes kullanmakla ilgilenen tek kişi o değildi.
Unfortunately for him, I hold a grudge.
Onun için ne yazıktır ki, içimde kin tutuyordum.
But the author is looking out for him who has been abandoned by everyone, and so he bestows upon him an epilogue, telling a story that... - unfortunately... - usually doesn't occur in real life.
Fakat yazar dikkatini, herkes tarafından bir kenara itilmiş bu yaşlı adama yöneltti ve ona bir sonsöz ihsan ederek, maalesef gerçek hayatta genellikle vuku bulmayan bir hikaye yazdı.
Yes, the death of a man like Father Lambert... leaves a gap in any community... for unfortunately, there are too few like him.
Evet, Peder Lambert gibi bir adamın ölümü herhangi bir toplulukta bir boşluk bırakır, ne yazık ki onun gibi çok az insan var.
But, unfortunately, there's nothing we can do for him.
Fakat, maalesef, onun için elimizden bir şey gelmez.
Unfortunately, I enjoyed him but for a brief but very ecstatic period.
Ne yazık ki ilişkimiz uzun değildi, ama baş döndürücüydü.
Unfortunately, Mr Carlos'actions had rather final consequences for him.
Ama ne yazık ki, Bay Carlos'un yaptıkları onun sonunu hazırladı.
She has fallen for him... but unfortunately Jiang Fung has his eyes on her maid Hua Yuet Lao
Ve prenses de ona aşık... Ama ne yazık ki Jiang fung'un gözü... hizmetçisi Hua Yuet Lao'daydı!
Unfortunately, this little friendly fellow is incredibly curious making him very easy for one to trap.
Fakat ne yazık ki bu cana yakın ufaklık meraklı mı meraklı. Bu yüzden kolayca tuzaklara yakalanıyorlar.
Unfortunately for you, Hercule Poirot it was who returned to him the buckle.
O gün ayakkabı tokanızı size verenin Hercule Poirot olması sizin için büyük şanssızlık.
Unfortunately, OZ is just not equipped for long-term custodial care and there isn't anywhere else to send him.
Maalesef uzun süreli bakım için Oz'un yeterli ekipmanı yok. Ve onu yollayabileceğimiz bir yer de yok.
Unfortunately, for us, he failed to identify him.
Ancak ne yazık ki, saldırganın kimliğini tespit edememiş.
A way for Cyril to deal with the confusion surrounding the trial, but unfortunately the puppet has come to mean more than that to him.
Cyril'ın dava sürecinde kafasının karışıklığını gidermek için bir yoldu, ama maalesef kukla onun için bundan daha fazla şey ifade etmeye başladı.
Unfortunately, he died before I could kill him, so lucky for him.
Maalesef ben öldüremeden kendisi öldü, onun için şanstı.
Yes, Ba'al has made it easier for us to pinpoint his location, but unfortunately, by going public, he's made it more difficult for us to take him down quickly and covertly.
Evet, Ba'al yerini bulmamızı kolaylaştırdı. Ama halka açılarak bizim onu çabuk ve gizlice yakalamamızı zorlaştırdı.
Unfortunately for Elizabeth Gibson, she elected to blackmail him.
Ona şantaj yapmayı seçmesi, Elizabeth Gibson'ın en büyük şanssızlığı olmuş.
Unfortunately for him, he didn't put all of it back.
Ama tamamını değil :
Unfortunately I couldn't get him out for a week.
Maalesef onu bir hafta dışarı çıkaramadım.
This young man never stood a fighting chance, Jethro, because, unfortunately, for him...
Bu delikanlının hiç şansı yokmuş Jethro çünkü maalesef- -
Unfortunately, not so good for him.
Maalesef onun için pek iyi değil.
Now, unfortunately, Eric Bice has adult chickenpox, but I'm gonna be filling in for him.
Şimdi, ne yazık ki Eric Bice yetişkinlere has su çiçeğine yakalanmış ama onun yerine ben sahnede olacağım.
I'd offer to dress him down for you, but unfortunately, I suspect he'll get all grabby and wreck a perfectly good bra.
Senin için onu azarlamayı teklif edebilirdim ama muhtemelen gene tutmalara sıkmalara başlar ve harika sutyenimi bozar.
Unfortunately, and if I ever see that guy again, I'm gonna bust him in the jaw for all the crap he put me through.
Maalesef evet. Onu bir daha görürsem başıma sardığı onca dert nedeniyle çenesini kıracağım.
Unfortunately I don't have a number for him at the moment.
Maalesef, şu anda elimde onu arayacağım bir numara yok.
Unfortunately, Benji - a dog - was too smart for him.
Ama ne yazık ki, Benji, köpek, onun için fazla akıllıydı.
Unfortunately, in a few minutes, Dispatch will be sending his name on to ICE as undocumented. We're just holding him for questioning, ma'am.
Sadece sorgulamak için alıkoyuyoruz, efendim.
Well, unfortunately for Mr. Reed, I don't work for him.
Maalesef ne yazık ki Bay Reed için çalışmıyorum.
But unfortunately for you, we found him.
- Ama şansına, onu bulduk.
Unfortunately for now my job is to stop him.
Ne yazık ki şimdilik işim, onu durdurmak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]