English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wasn't easy

Wasn't easy translate Turkish

1,322 parallel translation
And trust me, it wasn't easy to get.
Bana güven. almak kolay olmadı.
That He was brilliant but he wasn't easy to get along with.
O bir dahi. Onunla dost olmak zordur.
Taking this ambassadorship wasn't easy for him, but he's always admired the Polish.
Bu elçiliği almak onun için kolay olmamıştı ama her zaman Polonyalılara saygı duymuştu.
It wasn't easy getting him into the cell.
Onu hücreye atmak kolay olmadı.
I know it probably wasn't easy for you sharing your toys... and watching Daddy do rocket ship with everybody, but...
Tüm oyuncaklarını başkalarıyla paylaşmak zorunda kalmak ve babanın herkesle roket gemisi yapmasını seyretmek kolay olmamıştır.
- It wasn't easy for me.
- Benim için de değildi.
I wasn't easy convincing her to go with me in the car.
Onu arabaya oturtmam kolay olmadi.
It wasn't easy for him. It wasn't easy for the kids. But they were able to live with it.
Çocuklar için de olmadı ama geçinmeyi başardılar.
That wasn't easy.
Bravo, kolay değil.
It wasn't easy, he didn't want to talk.
Kolay değildi. Konuşmak istemiyordu.
It wasn't easy for me to accept all this, too.
Bunların hepsini kabullenmek benim içinde kolay değil.
At work, he tried to make friends... but for Harvie, it wasn't easy...
İş yerinde arkadaş edinmeye çalıştı... ama Harvie için bu kolay değildi...
Wiped out every asset we could find on Hainsley. Wasn't easy.
Hainsley'in mal varlığını araştırarak bulabildiklerimiz.
Yeah. lt wasn't easy. I had to meet this demon guy who sells weird weapons and stuff.
Evet. Kolay olmadı. Tuhaf silahlar falan satan bir iblisle buluşmak zorunda kaldım.
It wasn't easy either.
Bu da kolay değildi.
- lt wasn't easy.
- Hiç kolay değildi.
It wasn't an easy decision.
Kolay bir karar değildi.
It took some time, and it wasn't easy, but eventually, we were forced... to re-evaluate our beliefs.
Kolay birşey değildi ve bu biraz zaman aldı..... ama sonunda inançlarımızı gözden geçirmeye zorladı.
I'm sure... it wasn't easy for him when you left.
Eminim ki.. ayrılman onun için kolay olmamıştır.
Oh, it wasn't easy then.
O zamanlar zordu.
- It was easy, wasn't it?
- Bu kolaydı, değil mi?
Well, it wasn't easy, honey.
Hiç kolay olmadı tatlım.
It wasn't always easy.
Her zaman kolay olmadı.
It wasn't easy for me to see you with another guy.
Seni başka biriyle görmek benim için kolay değildi.
It wasn't easy, but I did it.
Kolay olmadı ama hallettim.
This wasn't an easy decision.
Kolay bir karar değildi. |
Well, it wasn't easy.
Kolay olmadı.
It wasn't easy.
Kolay olmadı.
It wasn't easy.
Kolay değildi.
It wasn't easy for me either, the first weeks in the club you know when I was new.
Benim için de kolay değildi, klüpteki ilk haftalar bilirsin ben yeni iken.
I met him on the college steps, and I knew it wasn't going to be easy.
Üniversite sıralarında tanıştık ve kolay olmayacağını biliyordum.
It wasn't easy to get them out of their shells, but there they were.
- Onları kabuklarından çıkartmak kolay değildi. - Ama işte gelmişlerdi.
Yes, it wasn't easy!
Evet, bu hiç kolay değildi.
- Whatever. You tore my place apart, and it wasn't easy to get my guys to agree not to press charges.
Orayı darmadağın ettin, o çocukların bir şey yapmasını engellemek kolay değildi.
It wasn't easy for me to come here, Peter.
Benim de buraya gelmem kolay olmadı Peter.
Adolescence wasn't easy... and I went through many things, including an indelible love.
Yetişkinlik kolay değildi. ... bir sürü şey yaşadım. Silinmez bir aşk da buna dahil.
And I think that is because the U.S. Army we came in, and we knew it wasn't gonna be easy.
Sanırım bunun nedeni ABD Ordusu. Biz şehre girdik ve kolay olmayacağını biliyorduk.
It wasn't easy, but I must speak with the Führer.
Kolay olmadı, ama Führer'le mutlaka konuşmalıyım.
- It wasn't as easy as all that.
- Hiç de kolay değildi.
It wasn't easy to deal with you in here.
Burada onunla başa çıkmak pek de kolay olmadı.
He did some really great work but it wasn't easy for him...
Güzel işler yaptı ama onun için hiç de kolay olmadı.
Because when Aaron came back the second time, it wasn't so easy.
Çünkü Aaron ikinci kez geldiğinde, bu hiç kolay değildi.
What you did, it wasn't easy but I know why you did it.
Yaptığın kolay değildi ama neden yaptığını biliyorum.
He also said it wouldn't be easy to convince you it wasn't me.
Ayrıca benim yapmadığıma inandırmanın, kolay olmayacağını da söyledi.
It wasn't easy to convince them.
Onları ikna etmek kolay değildi.
But that wasn't easy to accept for me.
Kabullenmek benim için kolay olmadı.
It wasn't as easy as you think!
Düşündüğün kadar kolay bir şey değil!
Thought it would be easy when you walked through the door, but it wasn't.
Kapıdan girerken kolay olacağını düşünmüştün, ama değildi.
It wasn't easy to find you in these catacombs.
Size bu mezarlıklar bulmak kolay değildi.
It wasn't easy for her making that change. / No.
- Bu değişikliği yapmak onun için kolay değildi. - Hayır değildi.
Of course, Lynette had high standards, so making a connection... wasn't easy.
Tabiki de, Lynette'in yüksek standartları vardı, bu yüzden, iletişime geçmek.. kolay olmadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]