English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Wel

Wel translate Turkish

96 parallel translation
So wel let him shoot you, just to save our necks.
Boynumuzu kurtarmak için bırakalım seni öldürsünler mi?
Wel l, I oo k wh o w e g ot h ere.
Şunlara da bakın.
Wel l, I'I I tel I you, si n ce M rs. Rop er d i ed I d on't real I y mu ch care, M arti n.
Bayan Roper öldükten sonra artık hiçbir şeyi umursamıyorum Martin.
Wel l, h ow a bou t becomi n g sh eri ff?
Peki şerif olmaya ne dersin?
HING-WEl SCHOOL
HING-WEI OKULU
" Wel - Wel
" Hoş...
You're very wel...
Siz çok...
Wel done Kekeş!
Aferin lan Kekeş.
Before the war at the old Dickie Wells Bar.
Savaştan önce eski "Dickie Wel" s Bar " da.
Wel, that happens not to be strictly the case, but -
Aslında mesele bu değil ama...
Yeah, um, wel I, he's gonna play with us'cause he makes nine.
Evet, Peki, Bizimle oynayacak, çünkü dokuzuncu oluyor.
Wel, they say it's softer.
Daha hafif olduğunu söylüyorlar.
Wel, it is a natural fibre.
Ne de olsa doğal bir kumaş.
- Wel, it's my suit.
- Ama o benim takımım.
Wel, that wouldn't be very good.
Bu pek iyi olmaz.
Wel, I waited al morning again.
Şey, sabahtan beri bekliyorum yine.
"Wel-diddly-elcome, Simpsons."
Hoş-moş-geldiniz, Simpsonlar.
Wel'll go to Dad's one day.
- Babama da gideriz bir gün.
- Wel'll be ready for'em.
Onlar için hazır olacağız. Biz mi?
Wel... welcome. Well...
- Hoş geldiniz.
Wel... welcome!
Hoş... hoşgeldiniz!
Wel, did you tell her yet?
- Stephanie'ye söyledin mi?
I and I'm thinking about killing Randy as wel and I'm going to take the porno tape back.
Sanırım Randy'yi de öldürmeyi düşünüyorum. Bir de porno kasetini geri alacağım.
Welles.
Wel les.
Wel l, you gotta have someplace to go.
Bir yerlere gitmemiz lazım.
Wel-wel-welcome.
Hoş geldiniz.
Wel... yeah!
Evet!
Wel, I'm delighted to say that you have a baby sister.
Bir kız bebeğiniz olduğunu söylemekten çok memnunum.
- Wel, one horse.
- Atlar mı dediniz?
Wel l...
Şey...
Wel... I miss you.
Seni özledim.
Okay, wel I if he's really kill ing these fat chicks... large women... then, I mean... that'd make him a serial killer. Yes.
Pekâlâ, herif gerçekten şişko hatunları büyük beden kadınları öldürüyorsa o zaman bu onu bir seri katil yapar.
Wel... come!
Hoş... geldin!
SELF-PITY IS ALL VERY WEL
Kendine acı ne güzel
Wel - anyway, it looks great.
Neyse, harika gözüküyorlar.
Maak je niet druk, ik regel het wel.
Sorun değil bakarım
Het lijkt wel bier, het stikt van de bubbels.
Aynı buradaki bira gibi kabarcık dolu.
Ik denk wel dat dat zou moeten.
Bence olmalı.
Wel go some other time.
Başka zaman gideriz.
Wel what are you doing? Cleaning up this mess.
Yapamazsan yapamazsın.
Oh. Well, wel see about that.
Bakalım veriyor mu.
You did wel... You did well to answer her this way.
İyi cevap Çok iyi cevap vermişsin.
Oh wel, I just some coffee please black and some asprin if you have it
Oh peki sert bir kahve lütfen Ve varsa aspirin de rica ediyorum
Wel, before studying the mission, you have to understand something
Pekâlâ. Göreve başlamadan önce bilmeniz gereken birkaç şey var.
Wel he can make it here in time, surely.
Zamanında yetişebilir.
We'll do wel at the Ski Jumping World Cup and be qualified for the Olympics.
Dünya Kayak Atlama kupasında başarılı olacağız ve Olimpiyat Oyunlarına katılacağız.
Wel, no way to be sure, but there was several broken bones and a head fracture so it's consistent.
Bilmem, emin olmak zor. Ama bi kaç tane kırık kemiği ve kafatasında da çatlak vardı. Yani tutarlı.
Wel come to Zangaro.
Zangaro'ya hoş geldiniz.
Wel come to Clarence.
Clarence'ye hoş geldin.
All right, wel a little long in the tooth a little horse face but whatever wins the derby Wow
Dediğim şey, bu odada üç gün kalmanız.
Wel, well, look who's back on top.
Bakın kim tekrar zirvede.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]