English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / When i was little

When i was little translate Turkish

3,037 parallel translation
I painted these when I was little
Küçükken, ben boyamıştım bunları.
When I was little I came with Grandpa to look at the stars
Küçükken, dedemle yıldızlara bakmak için gelirdim.
My parents took me to Disneyland Tokyo when I was little.
Küçükken ailem beni Disneyland Tokyo'ya götürmüşlerdi.
When I was little, my father was barely around.
Ben küçükken babam pek yanımda olmazdı.
When I was little, and he'd just started driving for the car service, he'd take me with him, let me ride shotgun.
Ben daha küçükken otomobil servisi için şoförlüğe başlamıştı ve beni de yanına alırdı. Onun yanında seyahat ederdim.
When I was little, your grandma and I decided it would be fun to get matching mother-daughter dresses, so we went shopping all over town looking for the right ones, and finally, we found the perfect dress, but they only had one, and it fit grandma, but it didn't fit me.
Ben küçükken, büyükannen anne-kız olarak uyumlu kıyafetler giymemizin güzel olacağını düşündü ve kasaba boyunca dükkanları gezip doğru kıyafeti aradık, ve sonunda, mükemmel elbiseyi bulduk, ama ellerinde sadece bir tane vardı ve o da büyükannene uydu..
When I was little, I used to make my father cakes in my Easy-Bake Oven.
Eğlenceli olacak. Küçükken, babama yaptığım kekleri kolay fırınımda pişirirdim.
When I was little, I used to make my father cakes in my easy-bake oven.
Küçükken, babama yaptığım kekleri kolay fırınımda pişirirdim.
When I was little, I wanted to be in the army like my dad, so I used to put a bucket on my head and... pretend it was a helmet.
Küçükken, ben de orduda görevli babam gibi olmak isterdim o yüzden de kafama miğfer niyetine kova takardım.
When I was little, I always wanted to play with the gorillas.
Ufacık bir çocukken hep gorillerle oynamak istemişimdir.
When I was little, I was all alone after losing my dad.
Ben babasız büyüdüm. Her zaman yalnızdım.
When I was little I liked mystery comics more than superhero comics.
Süper kahramanlardansa dedektif hikâyelerini tercih ederdim.
What I said when I was little?
Küçükken sana ne söylediğimi?
Grandma gave it to me when I was little.
Babaannen ben küçükken vermişti.
I was afraid of you when I was little and was disappointed when I grew up.
Küçüklüğümde sizden korkarak ve kırgın olarak büyüdüm.
I used to ride out here a lot when I was little.
Küçükken buralarda çok dolaşlrdlm.
Read the book when I was little mystery.
Çocukluğumdan beri gizem kitapları okurum.
You always made me fish congee when I was little, now it's your turn to try mine.
Küçükken hep sen bana bunu hazırlardın. Artık sıra bende.
You know, when I was little,
Biliyorsun, ben küçükken...
When I was little told you stories that made me happy.
Ben küçükken anlattigin hikayeler beni mutlu ederdi.
I looked up to him when I was little.
Ben küçükken ona bakardim.
When I was little, well, I wasn't as little as all that,
Ben küçükken... Aslında o kadar da küçük değildim.
Well, when I was little nervous, but...
Şey o zaman biraz telaşlıydım tabi ama...
I found some family photos, me when I was little, stuff like that.
Bazı aile fotoğrafları buldum, yani ben küçükken çekilmiş fotoğraflar falan.
No. I saw them when I was little... and I don't want to be a Mayview kid.
Hayır, ben küçükken bunu yine yaşamışlardı.
Well, he bailed when I was little.
Küçükken kefaletimi ödemişti.
When I was little, it was Crayolas, but....
Küçükken pastel boyalar mutlu ederdi ama...
Yes, I heard that to, but I do not really remember, because I sort of moved away when I was little.
Güzel bir yer olduğunu söylüyorlar. Evet, ben de duydum. Ama aslında hatırlamıyorum çünkü küçükken oradan taşınmışım.
And if he's just a little bit hyper, you know, I was hyper when I was a kid.
Biraz aktif diye- - Ben de ufakken böyle aktifmişim.
Yeah, I mean, Brian was a little bit older when we diagnosed him. Ollie is having tantrums.
Ollie ciddi krizler geçiriyor.
I was a little hard on her, but when she saw this guy, she took off.
Ona karşı biraz acımasızca davrandım, Ama o bu adamı görür görmez, çıkıp gitti.
When I was a little girl, I was trying to make a hungry man dinner. And I lit the pilot light too soon and whoosh!
Ben daha küçük bir kızken televizyon yemeği yapmaya çalışıyordum ocağın çakmağını çok erkenden yaktım ve puf kaşlarım yok oldu.
I met Stevie when he was eight years old and I said, " Here's another little youngster who's far beyond his age, talent-wise,
Stevie'yle tanıştığımda sekiz yaşındaydı. " Yaşının çok ötesinde, yetenekli, yetişkinlere ait şarkıları
There was a longing, I think, for love and acceptance, going all the way back to when he was a little kid.
Aşka ve kabul görmeye duyulan bir özlem olduğunu, bu özlemin çocukluğuna kadar gittiğini düşünüyorum.
I'll remember that little boy that I met when he was 10 years old,
Tanıdığım o ufacık, cesur, son derece yetenekli,
So I was thinking about this a little while ago when I went home to get us a change of clothes.
Tam da bunları düşünürken az evvel eve gidip değiştirdiği kıyafetlerine baktım.
When mackenzie was little, she used to love it When I sang or danced or burped the alphabet.
Mackenzie küçükken, şarkı söylememi veya dans etmemi, alfabeyi geğirerek söylememi çok severdi.
'This is how I remember things when I was a little boy.
Bunlar benim küçüklükten hatırladığım şeyler.
I couldn't go on a picnic when I was a sick little boy, but I always hoped to.
Hasta bir delikanlıyken pikniğe gitme fırsatım hiç olmadı. Ama çok istemiştim.
When I was only just a little bit older than you are now all this was Mexico.
Senden biraz daha büyük olduğum zamanlarda buralar Meksika topraklarıydı.
When Daisy and Eddie first got together, I have to admit I was a little bit nervous.
Daisy ve Eddie çıkmaya ilk başladıklarında biraz endişelendiğimi itiraf edeyim.
- When I first met him... He was no bigger than, just a scrawny little rat.
Onunla ilk tanıştığımda küçük sıska bir sıçandan daha büyük değildi.
Couple of weeks ago I was sitting at Trader Vic's, I was enjoying a Mai Tai, when my pal, Warren Beatty comes in, he wishes me well, we have a little chat.
Bir kaç hafta önce Vic'in orada oturmuş, Mai Tai'nin keyfini çıkarıyordum. Dostum Warren Beatty içeri girdi halimi hatırımı sordu, biraz sohbet ettik.
I usually just think about how much money I could've made if I'd just focused just a little bit more when I was younger.
Sık sık, gençken biraz daha dikkatli olsam ne kadar para kazanabileceğimi düşünüp kendime kızardım.
When you were a little girl, I bet your dream was to live in Palmdale, wasn't it?
Bahse varım, küçük bir kızken Palmdale'de yaşamayı hayal ediyordun, değil mi?
So he was more than a little anxious when I decided to risk it all in real estate.
Bu nedenle ben her şeyi gayri menkule yatırmaya karar verdiğimde biraz fazla endişelendi.
You know, Ted, when I was a little boy, I saw you on television.
Ted, ben küçükken seni televizyonda görmüştüm.
I was cross-eyed when I was a little girl.
Küçükken şaşıydım ben.
I was thinking about this in the taxi yesterday when I was watching that little TV set.
Geçen gün takside şu küçük televizyonu izlerken düşündüm bunu.
You know, when I was a little girl, My Mom say I always pretend I got hurt when I fell down, but that was more because I was embarrassed.
Annemin dediğine göre, küçükken hep düştüğümde, acımış gibi yaparmışım bu da kıskandığımdanmış.
Your mom loved cocoa with marshmallows when she was a little girl.
Annen küçükken kakaolu bisküvilere bayıIırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]