When i translate Turkish
230,256 parallel translation
I like knowing that when I open the cereal box, there will actually be cereal in it.
Gevrek kutusunu açtığımda içinde gerçekten gevrek olacağını bilmek hoşuma gidiyor.
I saw half a slug, but I'm pretty sure he was like that when I got there.
Yarım bir salyangoz gördüm ama ben oraya gittiğimde de öyleydi.
I saw a show about it when I was a kid, and it looked really cool.
Çocukken televizyonda görmüştüm ve çok harika görünüyordu.
" Yes, I'm gonna buy a car, which, when it's running low on power, has to be driven at 8mph, with the air conditioning off, and the lights off, and the heater off, and the radio off.
" Evet, bir araba satın alacağım, Güç azaldıklarında, 8mph'de sürülmelidir, Klima kapalı ve ışıklar kapalıyken,
Anyway, the point I'm trying to make is, a few years ago, when I first came here, there were virtually no motoring laws at all.
Her neyse, yapmaya çalıştığım nokta şudur : Birkaç yıl önce, ilk geldiğimde, Neredeyse hiçbir motorlu araç yasası yoktu.
They're all just the things I did when I was 17 every day.
Hepsi benim yaptığım şeyler Her gün 17 yaşındayken.
When I say I love mud, I mean I hate mud.
Çamurdan hoşlandığımı söylesem, çamurdan nefret ederim.
On the odd occasion when I did manage a sit-down in the car,
Tek vaktimi yönettiğimde Arabada oturmak,
When I say "brush",
"Fırça" dediğimde,
When I say "deficient", I don't mean deficient.
"Eksik" dediğimde yetersiz demek istemiyorum.
Okay, well, then when I call a meeting, you come.
Tamam o zaman, toplantıya çağırdığımda geleceksin.
When I told you about my son.
Oğlumdan bahsetmemi diyorum.
I'll let you know when I get to the bottom.
Dibe vardığımda haber veririm.
Well, it was a lot easier when I could copy off of you.
Senden kopya çekerken daha kolaydı.
It's not like he put up much of a fight when I said I wanted to stay.
Kalmak istediğimi söylediğimde çok fazla kavga çıkarmadı.
This time, you were born a bit earlier and stood by me even when I was young.
Bu sefer biraz daha erken doğup küçük olduğum halde bile yanımda kaldın.
When I look at the TV there's so many.
Ama TV'de tonlarca varmış.
I can see you when I'm surfing and stuff.
Sörf yaparken karşılaşırız.
Last time when I saw Heo Joon Jaedrink, he became a little cuter.
Geçen sefer Heo Joon Jae alkol aldığı zaman biraz şirin olmuştu.
Okay, when I count to three...
- Yok, olmuyor. Tamam, üçe kadar sayınca...
They brought up my shoplifting charge from when I was 19, my duis, my kid, as if I had something to do with stealing the mission drive money. Hey, they know that you didn't.
Sanki parayı ben çalmışım gibi 19 yaşında yaptığım hırsızlığı kafam güzelken araba kullanmamı, çocuğumu önüme getirdiler.
I saw the neighborhood when I picked up Nicky.
Nicky'yi almaya gittiğimde mahalleyi gördüm.
You know, when I first met you, I thought you were a total asshole.
Seninle ilk tanıştığımda senin kesinlikle bir ibne olduğunu düşündüm.
I'll make the plan more solid when I pitch it to Baz and Pope.
Baz ve Pope'u da ayarladığımda planı yapacağım.
It flares up when I'm stressed.
Strese binince alevleniyor.
I hope I don't get booed when I leave.
Umarım çıktığımda yuhlanmam.
I was better at karaoke when I was drinking.
İçki içerken karaokede daha iyiydim.
I-I like it when there's no dirty socks on the table or on my bed or in the fridge.
Masada, yatağımda ya da buzdolabında kirli çorap olmaması hoşuma gidiyor.
I also like this because this is back when he was religious... Justin Bieber, not the kitten.
Hem bunu seviyorum çünkü dindar olduğu zamanlar Justin Bieber'ın, kedinin değil.
I'm not sending my son halfway around the world when he can't even figure out a way to take his socks off with his hands.
Elleriyle bile çoraplarını çıkaramayan oğlumu dünyanın bir ucuna göndermiyorum.
It's when my son started getting into them I wasn't happy.
Oğlum bunlara kafayı sardığında mutlu değildim.
However, as we learned when we raced the 918 against the LaFerrari and the P1 in our first show, hard facts like that count for nothing.
Ancak, 918'i ne zaman yarıştığımızı öğrendiğimize göre İlk şovumuzda LaFerrari ve P1'e karşı, Bu gibi gerçekler hiçbir şey sayılmaz.
So I decided when we started making Grand Tour that I had to go out and change that, and learn how to do it properly.
Grand Tour yapmaya başlayınca karar verdim. Dışarı çıkıp değiştirmek zorunda kaldım, Ve bunu nasıl düzgün yapacağınızı öğrenirler.
When you let Craig in, does he come in through the window or do you open the front door for him?
Craig'i içeri aldığında pencereden mi giriyor yoksa ön kapıyı mı açıyorsun?
I heard it clearly that he ran away when he was in high school.
Lisedeyken evden kaçtığını kendim duydum.
But what can I do when he went out?
Ama gittiyse ne gelir elimden?
Truthfully, I don't know when my birthday is, so I just decided to make it tomorrow.
Aslında doğum günüm ne zaman bilmiyorum. Bu yüzden yarın olsun dedim.
I didn't really know when my birthday was so I decided it today as tomorrow. I would have prepared a present if you had told me ahead of time.
Önceden söyleseydin hediye hazırlardım.
I told her so many times not to call my name out loud when there's a lot of people.
Kaç kere ona kalabalıkta yüksek sesle adımı söyleme demiştim!
You're upset because I didn't quit when you did.
- Hayır, kolladığın falan yok. Endişelenmiyorsun, endişelenmiyorsun.
No, I want you to let me know when we get there.
Yok, vardığımızda haber vermeni isterim.
Okay, one day, I'm gonna be, like, driving or shopping when suddenly, I'm gonna need to know if vinegar can release hydrogen?
Bir gün alışveriş yapıyorum ya da araba kullanıyorum. Sonra birden sirke hidrojen salgılar mı diye bilmek mi isteyeceğim yani?
Do you have any idea what your life would've been like if I took a murder rap when you were 5 years old? Yeah, well, you know what?
Sen beş yaşındayken ben cinayetten hüküm giyseydim hayatın ne hâle gelirdi, bir fikrin var mı senin?
Don't expect me to help you when this comes back to bite us! I'm not doing it!
Bu işin karşılığı olursa sakın benden yardım isteme!
You know, when those assholes put me in a van, and I had no idea where they were going or what they were gonna do to me, did I freak out?
O şerefsizler beni arabaya koyduklarında, nereye gittiklerine dair bir fikrim yoktu. Ya da bana ne yapacaklarına. Kafayı mı yedim?
And when he smiled, I threw a fistful of sand in his eyes.
Ve adam gülümsediğinde de, bir avuç dolusu kum attım gözlerine.
I'm assisting one of the guests when they arrive.
Ziyaretçilerden birine yardımcı olacağım.
Oh, but, I bet, underneath it all, when people get to know you, you're a really interesting character.
Fakat hepsinin ardında insanlar sizi tanıdığında ilginç bir karakter olduğunuza eminim.
And what did she think, that I wasn't gonna notice when she started showing?
Ve karnı büyümeye başladığında fark etmeyeceğimi mi düşündü?
And when someone's dead to me, I don't go to their birthday parties, because, you know, they're dead.
Ve birisi benim için öldüyse, onların doğum günü partilerine gitmem, çünkü bilirsin onlar ölüdür.
I know she really hurt your feelings when she said you might not make the best mother, but that wasn't about you.
İyi bir anne olamayacağını söyleyerek seni incittiğini biliyorum. Ama bu seninle ilgili değildi.
when i was younger 134
when i was a child 198
when i'm gone 52
when it rains 55
when it comes to you 25
when in doubt 76
when i was little 263
when i was young 206
when i was your age 229
when i was nine 31
when i was a child 198
when i'm gone 52
when it rains 55
when it comes to you 25
when in doubt 76
when i was little 263
when i was young 206
when i was your age 229
when i was nine 31