When we find him translate Turkish
223 parallel translation
We will when we find him.
Tutuklayacağız. Bulduğumuz zaman.
Do you think this, uh, killer, this Jefferson Randolph, could be persuaded to run when we find him?
Bu... katil Jefferson Randolph'u bulduğumuzda kaçmaya ikna edebilir miyiz dersin?
You're going to need it - all of it - when we find him.
İhtiyacın olacak - Sonuna kadar - Onu bulunca bile.
Yeah as long as when we find him we don't also find Sheriff Lawton.
Evet, eğer onu bulduğumuzda, Şerif Lawton'u da bulmazsak.
When we find him, we'll have the killer.
Onun kim olduğunu öğrendiğimiz zaman katili tanıyacağız.
- And Carlos, yes, when we find him. - Si?
— Tabi Carlos da olacak, onu bulduğumuzda.
What are you gonna do when we find him?
Onu bulduğumuz zaman ne yapacaksın?
- What do we do when we find him?
- Onu bulunca ne yapacağız?
When we find him. Something was done to you.
Onu bulduğumuzda.
Except we won't be alone when we find him.
Sadece onu bulduğumuzda yalnız olmayacağız.
When we find him, he ´ s dead.
Onu bulduğumda, ölecek.
What are we gonna to do when we find him?
Onu bulduğumuzda ne yapacağız?
When we find him.
Onu bulduğumuzda.
Sarge, what do we do when we find him?
Çavuş, onu bulduğumuzda ne yapalım?
Tell him that we know his friend murdered one of my men... and when we find him we're gonna kill him. Tell him that
Söyle ona, arkadaşı... adamlarımdan birini öldürdü ve onu bulduğumuzda, öldüreceğiz.
Oh, and what do we do when we find him?
Onu bulduğumuzda ne yapabiliriz?
I wanna be ready when we find him.
Onu bulduğumuzda hazır olmak istiyorum.
When we find him, don't look into his eyes, okay?
Onu bulunca gözlerine bakma, tamam mı?
- It'll be okay when we find him. - Okay.
Onu bulduğumuzda her şey yoluna girecek.
We'll ring the attorney general and find out when we can see him.
Onu görebilmemiz mümkün olduğu zaman başsavcıyı arar ve buluruz.
Let us dig his gold out for him... then his Indians show up just when we find it. Maybe those folks are...
Belki onlar sülalesidir...
When he finds him, we'll find us a sheepherder.
Onu bulduğunda, bizde koyuncumuzu bulacağız.
- $ 10 now... $ 10 now, $ 10 when we find him.
10 $ şimdi, 10 $ da iş tamamlandıktan sonra.
When they find him, we'll have to be able to prove... that we were here the day he died.
Onu bulduklarında, öldüğü gün burada olduğumuzu ispatlamalıyız.
When you bring him in we shall find the answer.
Onu getirdiğinde, cevap almalıyız.
If Favraux marries you, assuming we can find him when Jacqueline tells him what you did to her last night...
Onu bulduğumuzu varsayarsak Jacqueline ona dün gece neler yaptığını anlattığında dahi eğer Favraux seninle evlenirse...
I thought I'd walk in here and find him like I used to when we were kids.
Çocuklugumuzdaki gibi onu burada bulacagimi sandim.
When your father came back on leave it took him three days to find us, because we'd moved.
Baban izin alıp da geldiğinde... bizi bulması tam üç gün sürdü, çünkü taşınmıştık.
When we find out how he found them, we'll find him.
Bunu öğrenirsek, onu yakaladık demek.
We'll find that out when we catch him.
- Bunu, onu yakalayınca öğreneceğiz.
When we find Carlos, and we will I intend to question him myself.
Carlos'u bulduğumuzda, ki bulacağız onu kendim sorgulamak istiyorum.
When we do find him, he won't be happy to see us.
Tamam.
Well, when he finishes painting the trim, I guess we'll have to find something else for him to do.
O zaman, ona yapacak başka bir iş bulmamız gerekecek.
When I'm fifteen, I'll go and find him... and we'll go on a trip together.
On beş yaşıma geldiğimde, gidip onu bulacağım ve birlikte geziye çıkacağız.
- So what's the program? - Find out where everyone was during the five-minute period when the Ambassador docked and we found him.
- Büyükelçinin gemisinin yanaşmasıyla onu bulmamız arasındaki 5 dakikada herkesin nerede olduğunu araştıracağız.
I'll be back for this when it's fucking due every Monday... and you can tell that fucking shit-house of a husband of yours... either he pays... we find him, we'll cut his fucking bollocks off!
Her pazartesi bunun için geleceğim ve o pislik kocana söyle ya borcunu öder... ya da onu bulup taşaklarını keserim.
But I'll prove him wrong, when we find the Torch of Truth.
Fakat "Hakikat feneri" ni buldugumuzda, onun haksiz oldugunu ispatlayacagim.
All I know is when Kor asked me to help him find the Sword, I knew we would succeed.
Tek bildiğim, Kor kılıcı bulmak için yardımımı istediğinde, başaracağımızdan emindim.
Nor do we find him forward to be sounded but with a crafty madness keeps aloof when we would bring him on to some confession of his true state.
Öyle kolay sır verecek gibi de görünmüyor tam biz onu konuşturma noktasına getirince kaçıveriyor ustaca bir delilikle.
The thing is, when we do find him it would be good if he could talk to a man about the orchiectomy.
Onu bulunca belki de onunla orsiektomi hakkında senin konuşman iyi olur.
We will when we find him.
Bulduğumuz zaman.
When we find Rygel, if we find Rygel, we'd better, find some way to kill the stinking virus without killing him.
Rygel'ı bulunca, eğer Rygel'ı bulursak, Rygel'ı öldürmeden o iğrenç virüsü öldürmenin bir yolunu bulsak çok iyi olur.
We'll find out when we strip him.
Biz, onu soyduğumuz zaman bulacağız.
When we come back we'll find him here waiting for us.
Geri geldiğimizde onu burda bizi beklerken bulacağız.
Oh, hey, and when we find St. Nick, what do y'all want us to do to him, you know?
.. ne yapmamızı istersiniz?
And trusting That we will find him when we need to.
İhtiyacımız olduğunda onu bulacağımıza güvenmekle.
When we find this Sedona, we find him.
Sedona'yı bulunca onu da bulacağız.
We will find him, and when we do, we want a solid case for extradition.
Bulduğumuzda, ülkeye iadesi için sağlam kanıtlarıımız olsun istiyoruz.
Sydney, when we find the Count, you'll approach him and see what he knows.
Sydney, Kont'u bulunca ona yaklaşıp ne bildiğini öğreneceksin.
Well, when he comes up from the E.R., best put him in a private room... - until we find out who he really is.
Peki, o ER kadar geldiğinde, iyi özel bir odada koydular, biz o gerçekten kim olduğunu bulana kadar.
I have a feeling if i'm there when you find him, we'll be able to take him alive.
Onu bulduğunda yanında olursam, canlı alabileceğimizi hissediyorum.
when we first met 137
when were you born 26
when we were kids 120
when we were together 36
when we're together 26
when we were young 21
when we come back 37
when we're alone 19
when were you going to tell me 27
when we got there 24
when were you born 26
when we were kids 120
when we were together 36
when we're together 26
when we were young 21
when we come back 37
when we're alone 19
when were you going to tell me 27
when we got there 24