English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / When you are

When you are translate Turkish

15,130 parallel translation
Only when you are clean will you know my power.
Ancak temiz olduğunda gücümü tadacaksın.
You can't imagine all the things that need to be done to dismantle your life. And prepare everything for when you are gone.
Tüm bu şeyleri hayatından çıkarman ve ölümün için her şeyi hazırlaman gerektiğini hayal edemezsin.
When you are in it, pick up the pieces.
Hazır başlamışken zaman, parçalarını toplayıp.
Anna, when you are spoken to, you are to respond.
Anna, seninle konuşulduğu zaman cevap ver!
When you do that, when your questions are all wrong you're just gonna miss what it's all about.
Bunu yaptığın zaman, tüm soruların yanlış olduğu zaman... -... olayın aslını kaçırıyorsun.
Why are you agreeing to be Moonja's companion when you do not love him!
Neden Moonja ile evliliği kabul ediyorsun? onu sevmiyorsun!
I don't care if you are the big jock around here, you still have to study when it comes to my class.
Burada sporcu olman önemli değil benim sınıfımda ders çalışman gerekiyor.
When you're gifted with a talent like you are, people will say, "Wow, that's pretty nifty."
Doğuştan yetenekliysen, sendeki gibi, herkes "Vay canına" der. "Bu çok havalı."
And there are still times when I creep up on him, surprise him on an autumn morning in New York or a spring night in Carolina, when it's so quiet, you can hear a dog barking in the next county.
Ve onunla yaklaştığım zamanlarda New York'ta sonbahar sabahında onu şaşırtırken ya da Carolina'da bir bahar akşamında, o kadar sessizdi ki uzak kasabadaki köpeğin havlamasını duyardık.
When we have the families come in, when we are representing the premium people, the draft, you know, the parents, fathers and mothers and players, and they look at me and they thank me for what I do,
Aileler geldiğinde, özel insanları temsil ederken seçmelerde, babalar ve anneler bana bakarlar. Yaptıklarım için teşekkür ederler.
So when are you gonna tell your Dad about us?
İkimizi babana ne zaman söyleyeceksin?
When are you gonna decide?
Ne zaman karar vereceksin
Their parents are teaching how, when you grow up, to... to be on your own and... and how to learn how to, like, live on your own.
Anne babaları onlara, büyüdüklerinde ve tek başlarına kaldıklarında, nasıl hayatta kalacaklarını öğretiyor.
Yeah, I was just thinking. You and Emily are the same age Mom and Dad were when they...
Düşündüm de, senle Emily, annemle babamın çıkmaya başladığı...
I mean... You don't think people are gonna have a problem when music just appears in their houses?
Müziği evlerinin içinde duymaları sence insanlar için sorun olmaz mı?
When you arrive on Eros, your cargo will be held under lien until your fines are paid in full.
Eros'a ulaştığınızda para cezalarının tamamı ödeninceye dek kargonuz haciz altına alınacak.
He said that your methods are radical, that you believe in your patients when others don't.
Yönteminizin sıra dışı olduğunu ve kimse inanmazken sizin hastalarınızın iyileşeceğine inandığınızı söyledi.
Seeing and thinking are the same thing when your eyes are closed, like a dream, but you choose what happens.
Gözlerini kapattığın zaman düşünceler görüntülere dönüşür tıpkı bir rüya gibidir ancak bu sefer kontrol sendedir.
( JP ) You are too kind to greet me this way upon my arrival, ( JP ) when the journey has left me so unkempt.
Yolculuk sebebiyle bu kadar derbeder bir hâldeyken beni bu şekilde karşılamanız büyük bir nezaket.
- When are you getting him settled for?
Ne diye duruyorsun
Are you excited to see everyone when you get home?
Eve dönünce herkesi göreceğin için heyecanlı mısın?
- Okay. And when you get home, we are gonna go on a little trip.
Ve eve döndüğünde, biraz gezmeye gideceğiz.
When you write back, tell them we are living the way most people live in our country.
Cevap yazdığında çoğu insanın ülkemizde yaşadığı şekilde yaşadığımızı söyle.
Who are you gonna spar with when Ned goes off to the Eyrie?
Ned, Eyrie'ye gittiği zaman kiminle çalışacaksın?
When you take the black, all your crimes are forgiven.
Siyahlara büründüğün zaman tüm suçların affedilir.
- When are you getting married?
- Ne zaman evleneceksin?
What are gonna do when you get out of here... You find the first restaurant, and I'll meet you there.
Yapman gereken şey, buradan çıkar çıkmaz gördüğün ilk restorana girmek.
When are you-- - When are you coming back?
Ne zaman... Ne zaman döneceksiniz?
Okay, when are you going to Ranchi?
Tamam, Ranchi'ye ne zaman gideceksin?
When are you coming to Ranchi?
Ranchi'ye ne zaman dönüyorsun?
When the lights are on... you really can see things for what they are.
Işıklar yanınca her şey kabak gibi ortaya çıkar.
He'll fire you when I tell him how fuckin'useless you are.
Ne kadar işe yaramaz olduğunu anlattığımda, eminim, kovacak.
When are you due?
Ne zaman öğrendin?
So when are you leaving?
Peki ne zaman gideceksiniz?
When are you guys gonna let me come fight crime with you?
Ne zaman sizinle birlikte suçlara karşı mücadele vereceğim?
I presume you are talking about the large bed of colored roses that when seen from above is in the shape of our national flag?
Yukardan bakıldığında bayrağımızı oluşturan geniş, renkli gül tarhından bahsediyor olmalısınız.
When we are finished with you, you will no longer be David Webb.
Seninle işimiz bittiğinde artık David Webb olmayacaksın.
Well, then you tell that to your people when the fairy tales are ripping out their throats!
Masallar boğazlarını keserken halkına anlatırsın artık bunu!
When are you back?
Ne zaman dönüyorsun?
What are you gonna do when this is all over?
Her şey sona erdiğinde ne yapacaksın?
It's when everyone around you thinks they know who you are and they try to lay claim to you and... Then you're trapped.
İnsanların arasındayken seni tanıdıklarını sanırlar ve sana sahip olmak isterler sonra kapana kısılırsın.
When are you leaving?
Ne zaman dönüyorsun?
Kade, when you wake up, are you always in the same place?
Kade, uyandığında, sürekli aynı yerde mi oluyorsun?
♪ you make my happy when skies are gray ♪
♪ gök gri olduğunda beni mutlu ediyorsun ♪
Tony are you going to skip the pickles when we're really doing it?
Tony gerçekten yaparken de turşuları koymayı geçecek misin?
When i give you a hung jury... You are going home.
Kararı bozan bir jürimiz olunca sen de eve gidersin.
So then, Ms. Lopez, could you please explain to the court why you are filing for unemployment when you say you're leaving the country forever?
O zaman, Bayan Lopez mahkemeye ülkeden çıkacağınızı söylemenize rağmen neden işsizlik maaşına başvurduğunuzu açıklar mısınız?
And every week, they ask me, " Dad, when are you coming home?
Ve her hafta bana "Baba, eve ne zaman dönüyorsun?" diye soruyorlar.
When you've spent your life being judged for who you are, you try to keep an open mind about people.
Hayatını kim olduğun konusunda yargılanarak geçirince insanlar hakkında daha açık görüşlü olmaya çalışıyorsun.
- Wait, so when are you telling these jokes, like, during the ceremony?
Bu esprileri ne zaman yapacaksınız? - Törende mi?
And you on bass, when I say harmony, are you hearing that as a spiritual term or do you get that I mean sing the high part? Okay?
Ve sen bastaki uyumlu dediğim zaman bunu bir espri olarak mı anlıyorsun yoksa yüksek kısımdan çal demek istediğimi mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]