You answer it translate Turkish
1,728 parallel translation
Let's skip the greeting and move to the part where you answer it.
Sarah. Lütfen cevabı vereceğin kısımdan devam edelim.
- Why didn't you answer it?
- Neden kapıyı açmadın?
I ask a question, you answer it.
Ben bir soru sorarım, siz cevap verirsiniz.
I don't want you to answer until after midnight,'cause I want to give you, like, a symbolic year to think it over.
Çünkü sana düşünmen için, 1 yıl süre tanımak istiyorum.
I'll answer that question so we can put it to bed and you can focus on your work.
Sırf yapman gerekenlere odaklan diye bu soruyu da cevaplayacağım.
Whatever I ask you, you spontaneously answer it.
Her ne sorsam, anında cevap veriyorsun.
Oh, boy, uh... when you think about it, there's really... no answer.
Oh, oğlum, uh... etraflıca düşünürsen anlıyorsun ki... verilebilecek bir cevap yok.
Once you get to my age, you'll find it a lot easier to believe that god really does answer prayers.
Benim yaşıma geldiğinde, Tanrı'nın dua edenlere cevap verdiğini daha kolay anlayacaksın.
You will answer me. Is it true?
Cevap verin, doğru mu?
And I know you have a lot of people to answer to, and it's not fair to you.
Bu konuda... açıklama yapman gereken bir çok insan olduğunu da biliyorum. Ve bu hiç adil değil.
It's very important that you answer me as honestly and as clearly as you can.
Bana olabildiğince açık ve dürüst cevap vermen, çok önemli.
Aren't you gonna answer it?
Cevap vermeyecek misin?
It may seem a little odd, but you must carefully distinguish between the question being asked and the answer being given.
Biraz karşık gelebilir ancak soru sorarken ve cevap verirken dikkat etmeniz çok önemli.
And if somebody asks you about it, don't answer them.
Birileri bu konuda bir şey sorsa bile onlara sakın cevap verme.
I'm gonna ask you a question, and you probably should answer it.
Sana muhtemelen yanıtlamak isteyeceğin bir soru soracağım.
Why would you be calling, leaving your name and number when the person who lost this phone is just gonna call their phone number and expect somebody to answer it?
Neden arayıp ismini ve numaranı veriyorsun ki? Nasılsa telefonu kaybeden kişi kendi numarasını arayacak ve birinin açmasını bekleyecektir.
If I ask you not to answer my phone, you shouldn't answer it.
Açma dediysem açmaman gerek.
It was a rhetorical question, it was very rude of you to answer it.
Cevabı içinde saklı olan bir soruydu cevaplaman çok kabacaydı.
One day you are going to answer to a higher power until then it is me.
Bir gün zorla cevap vereceksin ve onlara diyeceksin ki "O benim."
And, of course, the first answer is... it'sjust the stuff that makes up you and me... but it's not shining.
Ve tabiki ilk cevap... seni ve beni oluşturan şey olduğuydu. Sadece parlamıyordu.
- Do you want me to answer it?
- Açmamı ister misin?
You can't answer it, can you?
Cevap veremiyorsun değil mi?
It's a good thing you didn't answer any of her questions.
Aslında sorularını yanıtlamamamış olman bir bakıma iyi olmuş.
Why don't you just tell me what the answer is, and I'll repeat it back to you, and you can put a Gold Star on my forehead?
Cevabı sen bana söylesen de ben de senin ardından tekrarlasam, sonra da boynuma madalyamı taksan olmaz mı?
I bet you're clueless when it comes to questions science can't answer.
Bilimin bile cevaplayamadığı sorularla karşılaşırsan çaresiz kalacağına eminim.
You want me to answer it?
Bakmamı ister misin?
And the answer is so simple, it will make you cry.
Ve cevabı o kadar basit ki, seni ağlatacak.
You think you can answer it?
Sen cevap verebilir misin sence?
- They keep calling, you better answer it.
Cevap versen iyi olur.
It's okay, you don't have to give me an answer now.
Tamam, bana şimdi cevap vermek zorunda değilsin.
I give you 10 seconds to answer it.
Bunu cevaplaman için sana 10 saniye süre.
You know damn well what they'll answer and they won't have to think about it for a second.
Cevabı çok iyi biliyorsun. Bir saniye bile düşünmezler.
Let it be You wouldn`t help me even if you knew the answer
Senin bana yardım etmeyecek olduğunu biliyordum, cevabı bilsen bile
You can get up, disappear... and not even answer the phone if you don't feel like it.
Öylece kalkıp, kaybolabilirsin... telefona bile cevap vermeyebilrsin canın istemiyorsa.
You know, and having a smart answer to every question - it's not going to change the facts.
Her soruya verecek iyi bir cevabın olması gerçekleri değiştirmeyecek.
Well, you'd have to ask a doctor to get that answer, but it could be a lot of things.
Eh, bunun cevabını alabilmek için bir doktora sormalısın, fakat pek çok şeyden olabilir.
You don't take favors with a man's wife and not answer for it!
Bir adamın karısına asılıp hesap vermezlik edemezsin!
You don't answer it, they're gonna call in the SWAT team.
Açmazsan Özel Tim'le gelirler.
It is a health organization designed to answer exactly the kinds of questions you are having.
Bu senin sormak istediğin sorular için açılmış bir sağlık teşkilatı.
Aren't you going to answer it?
Cevap vermeyecek misin?
You're never gonna answer for it.
Onun için hiçbir zaman cevap vermeyeceksin.
If you've any questions, come back and find me or Timothy here will be happy to answer it for you.
Sorularınız olursa, gelip beni bulabilirsiniz ya da Timothy sizleri cevaplandırmaktan mutluluk duyacaktır.
I know the answer. I'm just not wasting it on you.
Cevabı biliyorum, ama seninle harcamayacağım.
If you just answer my questions, I'll get on with it.
Eğer soruma cevap verirseniz, işimin başına döneceğim
You wanted your Supermax answer, you got it, Richard.
Ağır gözetim hikâyesini soruyordun, cevabını aldın, Richard.
So, unless you answer the questions, We're gonna tow this boat and everybody in it away.
Yani ya sorulara cevap verirsiniz ya da içindekilerle beraber bu tekneyi çektiririz.
It depends. I'm not sure I can answer you.
Soruya bağlı Cevap verip vermeyeceğimi bilmiyorum
If you have something in your mouth, you spit it out and answer, when you're working, you stop and answer!
Sen ne yapıyorsun?
I'm sorry that it's taken me so long to give you an answer.
Cevabım bu kadar geciktiği için kusura bakmayın...
And as such, it falls to you to answer the charges.
Bu yüzden suçlamalara cevap vermek size düşüyor.
I'll be happy to answer your questions once you've read the brief, but for now, why don't we all go back out to the lobby where hot cocoa is waiting,'cause it's about to get very cold in here.
Şimdi, siz belgeleri okuduktan sonra bütün sorularınızı cevaplamaktan memnun olacağım, ama şimdilik, hepimiz lobiye dönelim. Orada bizi sıcak çikolata bekliyor, çünkü birazdan burası çok soğuk olacak.
you answer 46
you answer to me 18
answer it 300
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
you answer to me 18
answer it 300
it's fine 7136
it is 11007
it's not fair 795
it's friday 105
it's done 1271
item 93
it's been so long 173
it's over 4654
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
it's cold 680
it is good 116
it's okay 22028
it's ok 4874
it's warm 139
itchy 49
itis 22
it's me 10254
italy 247
italian 217
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584
it was 5878
it's not 5855
it's all right 8832
itch 25
it's about damn time 34
itself 24
items 25
it's a boy 347
it's cool 1584