You get back translate Turkish
25,680 parallel translation
So when you get back, you have to have the talk.
O zaman ne zaman dönersin, konuşmak zorundasın.
When you get back, you have to have the talk.
Döndüğünde bunları anlatacaksın.
As soon as you get back, okay, you can have a turn.
Döndüğünüzde sıra sizde olacak. Sözüm söz.
I'll bet you get back every dollar you put into this place.
Bahse girerim buraya harcadığın her doları geri alacaksındır.
I know what you're doing, trying to take away Lucifer's home on Earth, so he can help you get back to the Silver City.
Ne yaptığının farkındayım. Silver City'e dönmenize yardımcı olması için Lucifer'ın dünyadaki evini elinden almaya çalışıyorsun.
- Would you mind if I said goodbye to my husband before you get back to your tests?
Kocama hoşçakal dememin testinize sakıncası olur mu?
When can you get back?
Ne zaman dönebilirsin?
It'll all still be here when you get back.
Döndüğünde her şey hâlâ burada olacak.
How'd you get back here?
Nasıl geldin buraya?
If you think you can get them back, why don't you go ahead and try?
Onların geri çekilebileceğini düşünüyorsan niye gidip bunu denemiyorsun?
I wish we could just go back to Mother's Day, where we disappoint you and you get mad.
Keşke senin hayal kırıklığına uğradığın ve bana kızdığın Anneler Günü'ne dönebilsek.
You know you can't get him back.
Onu geri getiremeyeceğini biliyorsun.
Right now, we just need you to have a seat, and we'll get back to you when we know something.
Şu anda sakin olup oturmanız gerekiyor. Öğrenince gelip haber vereceğiz.
If you can sneak into the service hallway, you can get back in without being caught.
Servis koridorundan gizlice girebilirsen yakalanmadan geri dönebilirsin.
I'm an expert and I don't know if you'll ever get yours back.
Bir uzmanım ama seninkini geri getirebilecek misin bilmiyorum.
You get it back.
Sonra geri alırsınız.
You don't get Jacob back.
Jacob'u geri alamayacaksın.
When I get back, you won't be able to sit for a week.
Geri döndüğümde, bir hafta götünün üzerine oturamayacaksın.
We lost a quarter of our staff, so we need you to get everyone back on the network.
Ekibin dörtte birini kaybettik, o yüzden herkesi ağa geri alman gerek.
I get paid whether I bring you back dead or alive.
Seni ister ölü ister diri götüreyim, yine de paramı alacağım.
If you get Kirk here, you get your illegal money back. I am not going to be an accomplice to murder.
Kirk'ü buraya getirirsen kirli paranı geri alırsın.
If you can get the restructure done, I'd bring Ricky back at nine a year for three.
Eğer yeniden yapılandırmayı yapabilirsen Ricky'yi yılda 9'a üç yıllığına getiririm.
He loves to get you to think a guy is playing running back when he's not.
Bir oyuncunun arkada oynamamasına rağmen orada oynuyor gibi görünmesini çok sever o.
You get nauseated, dizzy, start seeing double, you get someone to bring you back here.
Bulantı, baş dönmesi veya çift görme yaşarsan birisi seni buraya getirsin. Merhaba.
You know, I get the feeling that you've been avoiding me... since I got back.
Döndüğümden beri benden kaçıyormuşsun gibi hissediyorum.
I get my place beside Penguin back, I'll protect you.
Penguen'in yanındaki yerimi aldığımda seni koruyacağım.
Hand over the necklace and you get your friend back.
Kolyeyi ver, arkadaşını al.
Get your head out of the books and back into your life with your loved ones while you have them.
Kafanı kitaplardan kaldır ve hala onlara sahipken sevdiklerinle vakit geçir.
Fight whatever it is she wants you to do and get your life back.
Senden her ne istiyorsa savaş ve hayatını geri al.
Now, like you said... get back to work.
Şimdi, söylediğin gibi işine dön.
- Dimmer goes up, and you'll get your feelings back.
Şalter tam olarak açıldığında, duygularına tekrar kavuşacaksın.
You know, when we get them back, I'm taking them away.
Biliyor musun, onları geri aldığımda,... ikisini de götüreceğim.
I just fought so hard to get you back, and... here you are, still suffering for what Sybil put you through.
Sadece, seni geri kazanmak için o kadar savaştım ki, ve şimdi buradasın ama Sybil'in sana yaptıkları yüzünden hala acı çekiyorsun.
I hope you know how much I appreciate how hard you fought to get back to me.
Beni geri kazanmak için gösterdiğin mücadeleye ne kadar minnettar olduğumu biliyorsundur umarım.
But I have a really bad feeling about what you had to do to get my daughters back... so if you could just... tell me.
Ama içimde kızlarımı geri getirmek için kötü bir şey yapman gerektiğine dair kötü bir his var. Eğer anlatabilirsen yara bandı çeker gibi.
Right, whilst you do that, I'll get back to the detective.
- Harikulade. Sen onunla uğraşırken ben de dedektifin yanına döneyim.
So, a choice : willingly help me get the blade back, or I'll send Maze over here to give you some inspiration.
Sana bir seçenek sunuyorum. Ya isteyerek bıçağı bulmama yardımcı ol. Ya da aklını başına getirmesi için Maze'i buraya göndereyim.
Whilst you do that, I'm gonna return to Eleanor Bloom's office and get my home back.
Sen bununla uğraşırken ben Eleanor Bloom'un ofisine dönüp evimi almaya çalışayım.
Now, if you'll excuse me, I have guests to get back to.
Şimdi izninizle misafirlerimin yanına döneceğim.
She's how you'll get your wings back.
Onun sayesinde kanatlarını geri alacaksın.
Until you forced me to get back in the game, I'd tried to forget about Lucifer.
Beni oyuna geri döndürmeye zorlamadan önce Lucifer'i unutmalıyım.
Will you go get me those traffic citations... from the back of my Jeep? Thank you.
Gidip jipin arkasındaki şu trafik kayıtlarını getirir misin?
You need to get a better lock on your back door.
Arka kapıya düzgün bir kilit almalısınız.
Now, I'm gonna be gone for a day or two, but when I get back, you are gonna be so proud, because your mom doesn't walk away when things get bad, all right?
Şimdi, ben bir yada iki günlüğüne gideceğim ama döndüğümde benimle gurur duyacaksın çünkü annen işler kötüye gittiğinde kaçıp gitmedi, tamam mı?
OK, I can send you an override patch to get Mia back.
Tamam, Mia'yı geri getirmesi için size bir yama yollayacağım.
- We must fight back. - Well, then you need to be smarter about it before you get yourself and him killed.
- O zaman kendinizi öldürtmeden önce daha zeki davranmalısınız.
Let's get you back to camp.
Hadi gel.Seni kampa götüreyim.
So you tell me, what's it gonna take. To get you back on xander's dick. Before that skank gets there first?
Söyle bana öyleyse, kevaşe oraya gitmeden önce Xander'in aletini geri alman için ne gerekiyor?
If we don't get it back, you owe me a billion dollars.
Geri alamazsak bana bir milyon dolar borçlusun. ( Dolarda 3 buçuğu gördü zor iş )
You didn't get back the medallion.
Mısır yetkilileri arasında bir kaç tane izleyicilerimiz var. Madolyonu geri götürmedin.
We get the scroll, find a buyer, we sell it, you go back and pay Alfonso.
Parşömeni alacağız, alıcı bulup satıcaz ve Alfonso'ya ödeyeceksin.
you get back here 37
you get me 124
you get what you pay for 29
you get away from me 19
you get used to it 162
you get what i'm saying 29
you get the idea 54
you get 202
you get some rest 46
you get the point 20
you get me 124
you get what you pay for 29
you get away from me 19
you get used to it 162
you get what i'm saying 29
you get the idea 54
you get 202
you get some rest 46
you get the point 20