You get the money translate Turkish
2,388 parallel translation
Wait, where'd you get the money?
Dur biraz, parayı nereden buldun?
Where'd you get the money, Tony?
Parayı nereden buldun, Tony?
Will you keep your words after you get the money?
Parayı aldıktan sonra sözünüzü tutacak mısınız?
You get the money?
Parayı aldın mı?
How did you get the money?
Parayı nereden buldun?
Where's a guy like you get the money for a beverage company?
Senin gibi bir adam bir meşrubat şirketi için nereden para alır ki?
Where did you get the money from?
Parayı nerden buldun?
Where did you get the money?
Parayı nereden buldun?
Where did you get the money from?
Parayı nereden aldın?
From where did you get the money?
Parayı nereden aldın?
Hey, did you... did you get the money that I sent over there?
Baksana, sana gönderdiğim parayı alabildin mi?
What's the matter, did you get the money?
Ne oldu? Parayı aldınız mı?
Well, I'll tell you what, partner, why don't you go down there and get the money, then we'll talk about it?
Bak ne diyeceğim ortak? Neden önce gidip parayı almıyorsun? Sonra bunu konuşuruz.
Let me put it in focus for you, you little piece of shit - either I get my fucking money or you're gonna be another shit stain on the wall.
Bu aklında kalması içindi seni küçük pislik. Lanet olası parayı getir ya da sokaklara sıçan lanet bir pislik ol.
I think I know where you can get the money.
Parayı nerede bulabileceğini biliyorum sanırım.
Talking of which, did you get the rest of the money?
Paranın geri kalanı için birşeyler bulabildin mi?
Once I get this job, baby, I'm gonna get you the best basement light bulb money can buy.
Şu işe bir gireyim tatlım, piyasadaki en iyi ampülü alacağım sana.
You could put my brain back into a human body, and I could get a job and earn some money for the family.
Senin için alnını öperim.
Look, you're a revolutionary.. .. you get in the bank, you rob money from the British.. .. and distribute it to the poor Indians.
Bak, sen devrimcisin İngiliz bankasından parayı çalacaksın ve Hintli yoksullara dağıtacaksın.
- A'ight, you remember those dave matthews tickets I was supposed to get last night to scalp for the vig money?
- İyi, şu borcu ödemek için dün akşam almam gereken Dave Matthew biletlerini hatırlıyor musun?
Dad, I know I'm late this month, but I will get you the money.
Baba bu ay geciktiğini biliyorum ama ödeyeceğim.
Dad, I know I'm late this month, but I will get you the money...
Baba, biliyorum bu ay geciktirdim ama parayı getireceğim...
Where's the three grand you saved, the money to get emancipated?
Velayetini kaldırmak için biriktirdiğin üç binlik nerede?
Cost all the money I earned this week, but it was worth it, to get you out of Jeb's life.
Bu hafta kazandığım tüm para buna gitti. Ama Jeb'in hayatından seni çıkarmak için buna değer.
And tell us what you think we should do with the money. I can get modeling classes!
Ve en doğrusunun sizinle konuşup bu para ile ne yapacağımıza karar vermemiz gerektiğini düşündük.
Now, the only thing is, you know, once we get the money, cowboy, he got to go.
Ama parayı aldığımız anda kovboyun ölmesi lazım.
You'll get the money when I get the disk.
CD'yi verdiğinde paranı alacaksın.
You'll get all the money.
Bütün para senin olacak.
You should get that money to the bank.
Bu parayı bankaya yatırmalısın. Burası bana pek güvenli gelmedi.
So where'd you get all the money you gave your landlord yesterday?
O zaman dün ev sahibine verdiğin kira parasını nerden buldun?
I'll get to keep the money I owe you and make a little extra on the side
Borcumu ödememe gerek kalmayacağı gibi, biraz da para kazanırım.
You get attacked by a few fundamentalist fucking assholes And the federal money comes raining down like rose petals.
Birkaç aşırı tutucu kahrolası pisliğin saldırısına uğradınız ve Federal para gül yaprağı gibi tepenizden yağmaya başladı.
10 percent of all future profits from his solo venture is money you get paid for walking down to the mailbox.
Tek yapacağı işlerden sana 10 % kar. Bu, posta kutusunu açıp içinden alacağın bir para.
"30, the promise of a decade of loneliness. " A thinning list of single friends. You get any money from that tattoo place?
" 30, yalnızlığın on yılının sözü bekar arkadaşların, listesine bir inceltme...
OK, Tom, you can still get out of this with the money. Do you understand me? No, no, look, I'm sorry, no, I don't understand, I don't get it.
Peki Tom bu işten parayı da alıp hala kurtulabilirsin.
Floria told me you paid her a lot of money to get her to change her testimony in the Rick Zuman trial.
Floria bana, Rick Zuman davasında ifadesini değiştirmesi için ona oldukça yüklü bir meblağ para verdiğini söyledi. Floria'a bir kuruş bile vermedim!
Yeah, and if you wanna get something for each other or your friends, you can earn the money.
Evet ve birbirinize ya da arkadaşlarınıza bir şeyler almak istiyorsanız, kendi paranızı kazanabilirsiniz.
You know, you better get used to the lingo, because if you can come up with the money for a ticket, you are going.
Biliyor musun, bu dile alışman gerek. Çünkü bilet paranı ayarlarsan, gidebilirsin.
And McCardle didn't get the money for the surgery until after you got out of prison.
McCardle da ameliyat parasını sen dışarı çıkmadan alamadı.
I've got the money to pay for it, but it's become a risky business. You get it for me,
Para var da, iş biraz riskli.
We get them to collaborate with you, and game over, bingo, done-zo, back up the money truck!
Onlarla işbirliği olmalı, yoksa oyun biter, bingo, done-zo, paralar ger gider!
Okay, Josh, we're gonna help you get your money back, but only if you let us call the shots.
Pekala Josh, paranı geri almana yardım edeceğiz ama, kontrolü sadece bize bırakman şartıyla.
One thing's for certain, tonight I can tell everybody that the deal's gonna be signed and, you know, maybe when people find out how much money they're gonna get...
Kesin olan birşey var ki, bu anlaşmanın imzalandığını bu gece herkese söyleyeceğim, ve, belkide insanlar ellerine nekadar para geçeceğini - gördüklerinde...
But if you can get the money, you'd expand now?
Ama parayı bulabilirsek, şimdi büyürdük öyle mi?
Maybe I can get you the money.
Belki ben parayı bulabilirim.
You think I'm gonna give you the money to get you to stop making that noise?
Bu sesi çıkarmaman için parayı sana vereceğimi mi sanıyorsun?
I told you I'd get the money.
Sana parayı alacağımı söylemiştim.
Where do you think I get the money to pay for that, you half-wit? !
O zaman parayı nereden buldum, seni yarım akıllı?
I'll get you the money!
Sana parayı vereceğim!
I wanted to get you something nice... I didn't have the money.
Sana güzel bir şey almak istemiştim ama param yoktu.
I apologize. Verna, you have a very simple decision to make. Quit, don't get paid, and drive around with one headlight out, or swallow your pride and get the money you need tomorrow.
Verna, gayet basit bir seçim çıkarsan, para alamazsın, ve tek farlı bir araçla dolaşırsın yada, gururunu yutar, ve paranı yarın alırsın.
you get me 124
you get what you pay for 29
you get away from me 19
you get used to it 162
you get what i'm saying 29
you get the idea 54
you get 202
you get some rest 46
you get the point 20
you get up 32
you get what you pay for 29
you get away from me 19
you get used to it 162
you get what i'm saying 29
you get the idea 54
you get 202
you get some rest 46
you get the point 20
you get up 32