English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You know that guy

You know that guy translate Turkish

2,279 parallel translation
You know that guy? I will tell you all that I know. [vomits]
Biz lanetlenmiş kişiler eskiden hepimiz normaldik ama sonra sihirbazla yollarımız kesişti.
Did you know that guy actually likes the pirates?
- Bu adamın gerçekten Pirates hayranı olduğuna inanıyor musun?
You know that guy posing as that fake cop?
Hani şu polis kılığındaki adam var ya?
Do you know that guy?
O adamı tanıyor musun?
You know that guy?
Bu adamı biliyormusun?
You know, the only reason why that guy's beating you is because he's given up sex.
Bu hayvanın seninle böyle uğraşmasının tek sebebi seksi bırakması.
Is that all you think about? You wanna know, if a guy as hot as Franco actually came on to me, I would jump at the chance, but there ain't a lot of hunks looking for soon-to-be-divorced, 45-year-old mom stinking very much like baby puke. Hmm.
Franco gibi yakışıklı bir adam bana asılırsa fırsatı kaçınmadan üzerine atlar mıyım diye merak ediyorsun ama 45 yaşında yakında boşanacak olan ve bebek kusmuğu kokan bir kadına pek fazla yakışıklı talip olmuyor.
I know how hard you've worked to be seen as that guy, the one who can carve the turkey and host Thanksgiving and provide for your daughter and hold down a real job.
Bu şekilde hindiyi dilimleyen, Şükran Gününde ev sahipliği yapan, kızı için bunları sağlayan ve gerçek bir işe boyun eğen kişi olabilmek için ne kadar çok çalıştığını biliyorum.
And I know how badly you want to prove that you are that guy to your dad.
Bu adam olduğunu babana kanıtlamak istemenin ne kadar zor olduğunu da biliyorum.
You know, he was supposed to be this perfect guy... that was our deal... and he's not.
Bilirsin, benim için mükemmel adam olması gerekiyordu... Anlaşmamız buydu. Ama değil.
You know, your nbf, the guy that you go camping with and you... you...
Anladım.
He wants you to know that you have whatever you need to catch this guy.
Adamı yakalamak için ne gerekiyorsa yapabileceğini söyledi.
You know the guy that keeps smiling at you...
Eleman sana gülümseyip duruyor.
You know that. This isn't our guy.
Aradığımız adam bu değil.
The guy who sold it to me, he was like, "well, you know, it flies like this," and I was like, "that doesn't seem exactly right," but you know what?
Bunu satan eleman "Bak, sinekler bayılıyor buna" dedi. Ben de doğru olamaz dedim. Ama biliyor musun?
Lee, I never kicked your ass for renting our house to that guy'cause you didn't know our history.
Şimdi merak ediyorum, sen geri zekalı mısın? Özür dilerim.
You may not think I'm your friend, but I am, and I am smart enough to know that you need something more in your life than a straight guy to go play golf with.
Arkadaşın olmadığımı düşünebilirsin ama arkadaşınım ve hayatınzda normal bir erkekle golfe gitmekten daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu anlayacak kadar da zekiyim.
No. That's really weird because, you know, that you wouldn't even exist if your mom hadn't raped that homeless Chinese guy.
Bu gerçekten tuhaf çünkü annen, sokakta yaşayan Çinli bir adama tecavüz etmeseydi, sen şu an var olmazdın.
- You know, just because this guy's dead doesn't mean that another guy with a tattoo isn't gonna kill you.
Bu adamın ölmüş olması dövmeli başka birinin seni öldürmeyeceği anlamına gelmez.
You know, maybe that stickup guy hits again.
Belki şu silahlı herif tekrar gelir. Sana bir şey söyleyeyim.
You know that cute guy from the real "dancing with the stars"?
Gerçek "Yıldızlarla Dans" taki sevimli elemanı bilir misin?
You know Tony, that guy in hr with the mail-order bride?
Tony'i tanırsın, İnsan Kaynakları'ndan hani şu karısını siparişle getiren adam.
I mean, uh, when it was just a dream I was, yeah, but now that it's real, am I the kind of guy that can, you know, pull that off?
Bilmiyorum. Sadece hayalken heyecanlanıyordum, evet ama şimdi gerçek oldu. Bu işi becerebilecek biri miyim ben?
You know, I trained that guy and now he can't even look me in the eye.
Boş ver onu, kuzen.
This guy's spent a decade terrorizing this area- - you think I don't know that?
İnsanlar korkuyor. Bu adam 10 yıl boyu aynı alanda terör- - Sizce bunu bilmiyor muyum?
You know, I'm a guy, we're really not that fussy.
Ben erkeğim. Fazla detaya bakmayız.
You know, Walter, I read your little movie script, and as the guy who actually designed that suit, I say you took some real liberties.
Biliyor musun Walter, o küçük film senaryonu okudum ve giysiyi aslen tasarlayan kişi olarak demem gerekir ki bayağı bir cüretkâr davranmışsın.
You know, I used to think that you were just some creepy guy at the club whose parents had buckets of money.
Biliyor musun, önceden senin ailesi kovayla parası olan sinir bir tip olduğunu düşünüyordum.
You know that just'cause you're working with a black guy doesn't make you black by association.
Siyah birisiyle çalışıyor olman seni siyah yapmaz.
You know that's just the kind of risky guy I am.
Sen zaten benim ne cüretkar bir adam olduğumu bilirsin.
You know what I do if I'm with a guy that's not getting it?
Çıktığım erkek bir türlü anlamazsa ne yapıyorum biliyor musun?
What's happening with that editing thing, the job with the guy, you know, and the...
O adamla işler nasıl gidiyor?
It's like that movie I Know What You Did Last Summer, except instead of a guy with a hook, we have a young monkey with a shared hatred for Andre's taste in music.
Bu aynı Geçen Yaz Ne Yaptığınızı Biliyorum filmi, gibi sadece kançalı adam yerine, Andre'nin müziklerinden nefret eden bir maymun var.
You know? Like, what if I was that guy?
Ya gerçekten öyle bir adam olsaydım?
But that is a myth, because you know what, he is not necessarily a big fat guy with a beard. He's not necessarily an old guy.
Fakat bu bir efsanedir çünkü ille de sakallı, şişman ve yaşlı bir adam olacak diye bir şey yok.
Look, I know that it sounds ridiculous, okay, But I think that you got the wrong guy.
Bak, saçma geldiğini biliyorum ama bence yanlış adamı yakaladın.
And, you know, when I was younger, there was a special little guy that needed me.
Ben daha genç iken, bana ihtiyacı olan, çok özel bir, ufaklık vardı.
Did you know that Barney is French for "sad little guy who works way too hard to get laid".
Peki sen Barney'in Fransızca'da "sevişebilmek için çok uğraşan, zavallı küçük adam" demek olduğunu biliyor musun?
Do you know that some other guy was hit in the same way as you were?
Seninle aynı şekilde yaralanan diğer adamı tanıyor musun?
You know, but it was just barely a loss, and I can't think of another production truck on the planet that would have been within a mile of that halo guy.
Bilirsin, ama bu ucu ucuna bir kayıptı, ve o Halo atlayıcısının bir mil içinde yaptığını bu gezegende başka bir kamyonun yapacağını sanmıyorum.
But now that we do know each other know that if you ever come near me with that Yankee Doodle, tough-guy bullshit you will be fed to my dogs.
Ama artık birbirimizi tanıdığımıza göre bu Yankee Doodle, sert adam ayaklarında yanıma yaklaşırsan köpeklerime yem olacağını bil.
You know, Hong Tae Seong, that guy...
Biliyorsun, Hong Tae Seong, o adam...
You know, what we have is really fun and easy, but I don't want to be that, like, 50-year-old guy who's just hanging out, you know?
Yaşadıklarımız oldukça eğlenceli ve huzurluydu ama 50 yaşına geldiğimde öylesine etrafta takılan bir adam olmak istemiyorum.
You know, if you could clear out all that space in your mind that you're using to obsess over this guy and your failed marriage, you'd have a vacuum with a doorway.
Biliyor musun, aklında yer eden her şeyi temizlersen bu çocuğa olan takıntını ve evlilikteki başarısızlığını, bir kapı aralığı ve boşlukla karşılaşırsın.
I know. Why did you tell that Buzz guy I shaved my ass hole?
Niye Buzz a öyle birşey söyledin?
You know he's all about family, that guy.
Tam bir aile adamı. Aileleri bir arada görmekten hoşlanıyor.
You know, the guy she met at that party?
O partide tanıştığı adam, hatırladın mı?
more about who you could hang out with, you know, more so than, like, trying to find the best guy that did this or that.
Ama sanırım nitelik... kiminle takıldığınla ilgili. Bunu yapacak en iyi adamı... bulmaya çalışmakla ilgili.
You used to know that before you got all goosebumpy about this guy.
O adam için bu kadar heyecan duymadan önce de bunu biliyordun zaten.
I mean, I look at this guy's face, and I think, you know, he blames everything and everyone, but somewhere inside of him, he is pointing that finger right at himself.
Yani, bu adamın yüzüne bakıyorum, ve bence,... her şeyi ve herkesi suçluyor ama içinde bir yerlerde,... parmakla kendini işaret ediyor.
You know, why someone took so long to hire that guy is beyond me.
Bilirsin, Neden bunca zamandir benden baska kimse bu adami ise almamis ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]