Наркоторговец translate Turkish
177 parallel translation
На прошлой неделе один наркоторговец прислал ребят с деньгами. По 40 штук каждому.
Geçen hafta bir uyuşturucu satıcısı bu adamlara kişi başı 40,000 $ verdi.
И он отнюдь не рядовой наркоторговец.
Sıradan bir uyuşturucu satıcısı değil.
Наркоторговец предложил мне выбирать :
Bu büyük eroin satıcısı benden bir seçim yapmamı istedi...
Серрано и есть тот наркоторговец, о котором ты рассказывал в Чикаго?
O bahsettiğin Chicago'daki eroin satıcısı, Serrano muydu?
А следующий налёт или груз, или Южно-африканский наркоторговец.
Yeni tutuklamalar, yeni mallar, uyuşturucu kaçakçıları.
Я наркоторговец.
Ben uyuşturucu satıyorum.
И ты не ослышался. Ты, старый наркоторговец!
Doğru duydun, şantajcı.
Это то, как наркоторговец получает его деньги, на возвратах.
Uyuşturucu satıcısı da böyle para kazanır, hep geri gelen keşler sayesinde.
Я не наркоторговец.
Uyuşturucu satıcısı değilim ben.
Факт 5. Наркоторговец "
Uyuşturucu Erişimi "
Её приятель - наркоторговец.
Erkek arkadaşı bir uyuşturucu satıcısı.
Какой наркоторговец?
Hangi uyuşturucu satıcısı?
А когда ты не берёшь трубку,... он подсовывает всякое дерьмо тебе под дверь, чтобы тебя напугать,... впаривает тебе о том, что Джон Г - это местный наркоторговец Джимми Грантс.
Bu yüzden seni arayıp duruyor. Bazen telefona cevap vermiyorsun. O da seni korkutmak için kapının altına zarflar bırakarak cevap vermeni sağlamaya çalışıyor.
Я ли наркоторговец?
Ben uyuşturucu satıcısı mıyım?
Большой, уродливый, демон-наркоторговец, который думает, что он страшнее, чем есть на самом деле.
Bağımlı bir iblis, kendisini olduğundan daha korkutucu zannederse mi?
- Он проклятый наркоман. - А ты проклятый наркоторговец.
O lanet olası bağımlı sende lanet olası satıcısın.
Он наркоторговец.
Uyuşturucu satıyordu.
Наркоторговец по имени Чиз забрал его машину, сжёг её.. теперь говорит, что замочит Зигги, если тот не заплатит.
Cheese adında bir uyuşturucu dağıtıcısı, arabasını alıp yakmış eğer ödemeyi yapmazsa Zig'i öldüreceğini söylüyor.
Наркоторговец среднего звена со склада.
Deponun uyuşturucu sorumlusu.
Тот самый Соботка-наркоторговец?
Uyuşturucu tarafındaki Sobotka'nın yüzü değil mi bu?
Он наркоторговец.
- Koltuğumun altında bir de silahım var. - O bir uyuşturucu satıcısı.
ѕохоже, что — трингер Ѕэлл хуже, чем наркоторговец.
Görünüşe göre Stringer Bell uyuşturucu satıcısından bile beter.
Колумбиец Хосе Иеро. Наркоторговец.
José Yero adında Kolombiyalı biri.
Наркоторговец, ваш пациент, жестоко убивает свою подружку.
Büyük bir uyuşturucu satıcısı, sizin gözetiminizde, sonunda sevgilisini öldürüyor.
Я знаю, что он наркоторговец.
Uyuşturucu satıcısı olduğunu biliyorum.
Я не наркоторговец, Бутч.
Ben torbacı falan değilim, Butch.
Мелкий наркоторговец.
Ufak çaplı uyuşturucu satıcısı.
Даг, может я и наркоторговец, но я не казнокрад.
Uyuşturucu satıcısı olabilirim ama zimmetine para geçiren biri değilim.
моя мама... наркоторговец?
olduğunu biliyor musun?
Все в порядке? Он наркоторговец.
Uyuşturucu satıcısı.
Это тот подонок-наркоторговец?
Kötü uyuşturucu satıcısı adamı mı?
В помещении компании Дандер-Миффлин находится наркоторговец.
Bir uyuşturucu satıcısı Dunder Mifflin'in alanında.
Где Рэндалл Карлсон, этот слизняк-наркоторговец, расположился как у себя дома.
Üçkağıtçı uyuşturucu satıcısı Randall Carlson o caddede park halinde.
А, кстати, пищалка эта... Ты что, наркоторговец?
Ve, bu arada, nesin sen, "Miami Vice" daki uyuşturucu satıcısı mı?
Так это ты тот самый Джо, наркоторговец?
Sen Joe, KL de cop.
Наркоторговец.
Bir uyuşturucu satıcısı.
Наркоторговец.
Kendisi uyuşturucu satıcısı.
есть... о чём ты не знаешь... что ты наркоторговец?
Bak hakkımda bilmediğin bazı şeyler var ve... Uyuşturucu satıcısı olman gibi mi?
- Наркоторговец?
- Uyuşturucu satıcısı mı?
Это его страница на MySpace, и я скажу он не выглядит как наркоторговец.
İşte MySpace sayfası ve bence, uyuşturucu satıcısına benzemiyor.
Нарко-контроль говорит, что сводный брат Тримбла - известным наркоторговец.
Uyuşturucu İnfaz Teşkilatı Trimble'ın üvey kardeşinin bilinen bir satıcı olduğunu söyledi.
Касл, психованный наркоторговец размахивал пушкой перед ними.
Castle, kaçık bir uyuşturucu satıcısı silah sallıyormuş.
Фредди Росс, наркоторговец?
Freddie Ross, uyuşturucu satıcısı mı?
Джаспер не наркоторговец!
Jasper uyuşturucu satıcısı değildir!
Так этот парень, Тэк, наркоторговец.
O zaman bu Tek denen adam uyuşturucu satıcısı.
Тот наркоторговец - я знаю, где искать его.
Uyuşturucu satıcısını nerede bulabileceğimizi biliyorum.
Единственное, что я могу доказать, так это то, что он наркоторговец.
Ama onun bir uyuşturucu satıcısı olduğunu ispatlayabilirim.
Этот парень - наркоторговец?
O çocuk uyuşturucu satıcısı mıymış?
Он наркоторговец, Энни.
O bir uyuşturucu satıcısı Annie.
Ты - наркоторговец.
Uyuşturucu satıyorsun.
Леонард, Джимми - местный наркоторговец.
- Leonard, Jimmy uyuşturucu satıcısı.
наркоман 130
наркотик 69
наркотики 875
наркодилер 52
наркоманка 78
наркоманы 62
наркомана 18
нарко 27
наркоманов 17
наркоша 37
наркотик 69
наркотики 875
наркодилер 52
наркоманка 78
наркоманы 62
наркомана 18
нарко 27
наркоманов 17
наркоша 37
наркота 103
наркотиков 37
наркоту 21
наркотикам 21
наркотиками 43
наркодилеры 21
нарколепсия 17
наркоконтроль 16
наркоторговцы 29
наркотиков 37
наркоту 21
наркотикам 21
наркотиками 43
наркодилеры 21
нарколепсия 17
наркоконтроль 16
наркоторговцы 29