English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Не думал

Не думал translate Turkish

11,560 parallel translation
Никогда не думал, что услышу вашу ругань, мисс Граймс.
Hiç ağzınızı bozduğunuzu görmemiştim Bayan Grimes.
Никогда об этом не думал.
O kısmı hiç fark etmemiştim.
Я не думал, что это произойдёт.
Böyle olsun diye uğraşmadım.
я даже не думал об этом, — в € той ќтец.
Aklımdan bile geçmez, Kutsal Babamız.
Я не думал, что Вы будете управлять страной так долго.
Bu kadar uzun süre hükümette kalacağınızı sanmıyordum.
Погоди, ты же не думал, что они сражаются за тебя, потому что любят тебя?
Bekle, seni sevdikleri için uğruna savaşacaklarını düşünmüyorsun, değil mi?
Знаешь, никогда не думал, что услышу от себя такое но я всем сердцем согласен с Никлаусом
Biliyor musunuz, bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama Niklaus'a yürekten katılıyorum.
Никогда не думал, что до этого дойдет.
İşlerin bu noktaya geleceğini hiç düşünmemiştim.
Если ты не думал, что я останусь здесь
Tabi burada kalıp onu tamamen..
Никогда не думал о женитьбе.
Hep evlenmek bana göre değil derdim.
Никогда не думал, что буду стоять здесь делая это.
Burada durup bunu yapacağımı hiç düşünmezdim.
О, я... никогда не думал об этом.
Hiç düşünmemiştim.
Никогда не думал, что снова найду свою.
Benimkini bir daha bulabileceğimi sanmıyordum.
Никогда не думал, что скажу это, но слава Богу, что это ты.
Bunları söyleyeceğim aklıma dahi gelmezdi ama Tanrı'ya şükür sensin.
Не думал, что ты рано встанешь на ноги.
Bu kadar çabuk gelmeni beklemiyordum.
Ты никогда не думал,
Bir saniye bile oturup da...
Я никогда не думал, что такое произойдет.
- Bunların olacağını düşünmedim.
Никогда не думал что... для нее никакого завтра не будет.
Onun için yarın olmayacağını asla düşünmedim.
Ты никогда не думал, что это все от слишком усердного посещения тусовок может быть это попытка заполнить пустоту?
Bu ayarsız partileri bir boşluğu doldurma girişimi olarak gördüğün oluyor mu? Girişim mi?
Зуб даю, ты даже не думал, что это понадобится тебе так скоро.
Eminim bu şeyi bu kadar çabuk özlemeyi beklememişsindir.
Я и не думал, что будет легко.
- Olacağını sanmamıştım.
Ты не думал, что это я прикрывал тебя, когда ты спал с Рэйчел Грей?
- Her şey ne be? - Sen Rachel Gray'le yatarken seni kollamadım mı sanıyorsun?
Ты никогда не думал поговорить об этом с кем-нибудь?
Bu konuyu biriyle konuşmayı düşündün mü hiç?
Я уже думал, ты не появишься.
Gelemeyeceğini düşünmeye başlamıştım.
Я думал, ты никогда не попросишь.
Hiç sormayacaksın sanıyordum.
Я думал, может потому, что ты пришла ко мне и просила жениться на себе ради страховки, возможно, ты не в порядке.
Evime gelip sigortam için benimle evlenmeyi istedikten sonra iyi olmayabilirsin diye düşündüm. - Evet, iyiyiz.
Я думал о твоих словах, что с одной стороны, быть Флэшем - значит делать потрясающие вещи, которые больше никто не может делать.
Söylediğin şeyi düşünüp duruyordum. Flash olmanın getirdiği şeylerden biri kimsenin yapamayacağı inanılmaz şeyleri yapabilmek demiştin.
Я просто думал, что ты не хотела.
Çıkarmak istemediğini sanmıştım sadece.
Я думал, ты понятия не имел, где он.
Nerede olduğuna dair hiçbir fikrinin olmadığını sanıyordum.
- Сизз, твою мать, вставай. Спенс! - Я думал, старички так не делают.
O bu tarz şeyler için biraz yaşlı değil mi?
Я думал, мы пока не будем на ней светиться.
Lada'yı trafikten sakladığımızı sanıyordum.
Какое-то время я думал о том, не стать ли "голубым".
Hatta bir anlığına kendimi de bir eşcinsel olarak düşündüm.
Я думал, Коаус позаботился о ней.
Klaus onun icabına baktı sanıyordum.
Даже думал о том, чтобы сделать всё, чего никогда не делал, пока болезнь не усугубилась.
Hastalığım daha da ilerlemeden önce yapma fırsatı bulamadığım şeyleri yapmaya çalışıyordum.
Оказалось не тем, что ты думал.
- Sandığın gibi değil.
Ты думал, что я никогда не узнаю?
- Hiç öğrenmeyeceğimi mi sandın?
ј € думал, ты не станешь этого делать.
Öyle bırakacaktın hani?
Ну, я.... я думал нам не помешала бы помощь с бандой Стилвотер.
Stillwater çetesi için yardıma ihtiyacınız olabilir dedim.
Раньше я думал, что Нобу был оружием, которое Фиск использовал для моего убийства, что здание нужно было Фиску, но, возможно, это было не так.
Ben her zaman Fisk'in binaları ele geçirmeye karşı olan ilgisinden ötürü Nobu'yu beni ortadan kaldırmak için gönderdiği bir silah olarak düşünmüşümdür fakat belki de bunu hiç istemedi.
А я-то думал, мы совсем не похожи.
Bana benzemediğini sanıyordum ben de.
Когда я потерял Анну, я думал, что... Я никогда не смогу найти того, с кем бы я мог провести остаток своей жизни.
Anna'yı kaybettiğimde, hayatımın geri kalanını beraber geçirebileceğim birini bulamayacağımı düşünmüştüm.
По крайней мере, я думал что так делал.
En azından gördüğümü sandım.
Я думал, что это веселье никогда не кончится. А потом...
Eğlencenin hiç bitmeyeceğini sanırdım.
Я думал, что это что-то особенное, но я понятия не имел, что это так работает.
Özel bir şey olduğunu anlamıştım ama işe yarayacağını bilmiyordum.
Думал, мы ещё долго не увидимся.
Gerçi pek kalıcı olmadı.
Я думал, что ничего не выйдет из-за моего груза.
Benim yüzümden yürümez sanmıştım.
Ты думал о ней, как о своей единственной, ты же был для неё одним из многих
Sen, Rachel Gray'i hayatının kadını olarak görüyordun. O ise seni bir tane daha diye görüyordu.
Но я думал, что то, что я твой сын, значит, что я не могу разговаривать с преступниками, когда... когда..
Ama oğlun olmamın, suçlularla konuşamayacağım anlamına geldiğini sanıyordum... şeyken...
Я просто думал, что это не моё дело Себе ты можешь говорить, что угодно
Kendine istediğini söyleyebilirsin, ama sen bir taraf seçtin.
Но если я тебе скажу... что это не будет старт с нуля? Что бы ты там себе ни думал, у тебя ничего нет.
Ama sana ya başlangıç noktasında... olmadığımızı söylersem?
Я думал, что они тебе не нравились.
Onlardan hoşlanmadığını sanıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]