English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ С ] / Считает

Считает translate Turkish

6,388 parallel translation
Другой Рик уже не пытается нас объединить, он считает что может спасти свою шкуру убив меня этим кристаллом.
Diğer Rick artık bizi birleştirmeye çalışmıyor kristali beni öldürmek için kullanarak kendi götünü kurtaracak.
Он считает, что луна - это голограмма, которую проектирует ФБР, чтобы гипнотизировать американцев.
Adam Ay'ın FBI tarafından Amerikalıları kontrol altında tutmak için yansıtılan bir hologram olduğunu düşünüyor.
Лив считает, именно поэтому Сьюзен не утвердят.
Liv, bu nedenle Susan'ın onaylanmayacağını düşünüyor.
Так считает Оливия?
Olivia böyle mi düşünüyormuş?
Итак, если Доктор считает, что умрёт на что тогда рассчитывать?
Peki Doktor öleceğini farz ediyorsa ne olacak şimdi?
Но даже ваш собственный правительственный эксперт считает, что он был без сознания.
Ama devlet uzmanı bile uyurgezer olduğunu düşünüyor.
На самом деле Дэниел считает, что он ей подходит... а не вы.
Gerçek şu ki, Daniel Kate'in kendisiyle birlikte olması gerektiğini düşünüyor.... Seninle değil.
И прежде, чем решить, обсуждать ли известное нам в открытом суде, поймите, Реддингтон считает, что Основа доказывает существование тайной организации, и если раскрыть ее участников, посадят или казнят многих влиятельных людей.
Ve bildiklerimizi açık mahkemede tartışıp tartışmayacağımıza karar vermeden önce şunu bilmelisiniz, Reddington'a göre Mesnet, gizli kapaklı yapılan bir organizasyonun varlığının kanıtı ve eğer yaptıkları halka açıklanırsa birçok güçlü insan ya hapse girecek ya idam edilecek.
Никто не считает, что быть геем плохо.
Kimse gey olmanın yanlış bir şey olduğunu düşünmüyor.
Давай позвоним капитану и посмотрим, считает ли капитан, Что мы имеем достаточно для ордера.
Yüzbaşı'nın arama izni için yeterli sebebimiz olduğunu düşünüp düşünmediğini öğreneyim.
Однако мой хозяин считает справедливым, чтобы вы все дали такое же обещание на случай его успеха.
Ancak üstadım büyüyü yapması karşılığında her birinizden aynı sözü almanın adil olacağını düşünüyor.
Кэролайн считает, что у тебя замечательный вкус.
Caroline harika bir zevk anlayışın olduğunu düşünüyor.
Моя почти уже бывшая жена не считает меня алкоголиком.
Yakında eski karım olacak kişi, benim hiçbir zaman alkolik olmadığımı söyledi.
Наташа так не считает.
Natacha bu şekilde görmüyor.
Дитон считает, что это часть процесса превращения.
Deaton sürecin parçası olduğunu düşünüyor.
Глория считает его коллекционером.
Sanat koleksiyoncusu olduğunu sanıyor.
Хорошо. Его дневник показывает, что он страдает глубокими психотическими галлюцинациями, считает себя Хароном, лодочником Аида, перевозящим души через реку Стикс.
Evet, günlüğü de gösteriyor ki, şiddetli psikotik sanrıları var kendisi Kayıkçı, Hades'in Kayıkçı'sı ruhları Styx nehrinden taşıyan adam olarak görüyor.
Касс считает, будто Доктор говорит не то, что остальные.
Cass, Doktor'un diğerlerinden farklı bir şey söylediğini düşünüyor.
Она считает, что Каллен внутри банка.
- Callen'ın içeride olduğuna inanıyor.
Она считает, что он это говорил, не для того, чтобы умничать.
Bunları kendini zeki göstermek için söylemediğini düşünüyor.
Она считает, что это была подсказка.
Bu bir ipucu olabilirmiş.
Он считает, что может расширить их частоту.
Böylece frekanslarını koruyabileceğini sanıyor.
Ну, он считает, что все очевидно.
Kolayca sonuçlanan dosya olduğunu hissetmiş.
- Оса считает, что ты бываешь тут слишком часто.
- Asalla buraya çok geldiğini söylüyor.
Друг, который считает, что Слэйтер может быть виновен в преступной халатности, повлекшей пожар.
Arkadaşı, Slater'ın bu yangında cezai sorumlu olabileceğini düşünüyor.
И почему он так считает?
Bu kişi bunu nereden biliyormuş peki?
Имею ввиду, что она считает себя неуязвимой, а меня параноиком, да ты и сам знаешь, по ночам тут небезопасно.
Yani, yenilmez olduğunu sanıyor ve ben paranoyak oluyorum, ama bilirsin işte oralar genç kızlar için güvenli değil.
Они загоняли моего Джона до смерти, а теперь моя родная дочь считает их хорошими.
Zavallı John'umu ölüme götürdüler şimdi de onun öz kızı gelmiş "Onlar iyi insanlar" diyor.
Исправившегося потрошителя, который считает, что эти отношения стоит сохранить.
Bu ilişkinin kurtarılmaya değer olduğunu düşünen ve iyileşen bir deşici.
Когда твоя семья считает тебя безнадёжным и бесполезным мусором, мне... Остаётся лишь доказать, что они не правы, да?
Ailen senin işe yaramaz bir çöp olduğuna karar verdiğinde sanırım yapılacak en iyi şey haksız olduklarını kanıtlamaktır değil mi?
Да, но Баш считает, что, как брат короля, он может добиться аннулирования брака.
Evet, ama Bash'a göre, kralın kardeşi olduğu için, bir boşanma ayarlayabilir.
Так считает полицейский участок ЛА.
- Teşkilat buna inanıyor.
Элеанор проявляет себя, когда считает, что ее жизнь - одна сплошная несправедливость.
Elanor hayatının adil olmadığını anladığında elinden gelenin en iyisini yapıyor.
Он считает, что мы с тобой спим.
Yattığımızı düşünüyor.
Даже считая себя защитником, он не считает, что все мы в одной команде и вместе ловим плохих парней.
İntikamcı olsa da aynı tarafta olduğumuzu düşünmeyebilir.
Он не считает, что они нужны ему.
Onlara ihtiyacının olmadığını düşünüyor.
Только то, что его используют на церемонии, которая, как она считает, оскорбляет ее религиозные убеждения.
Sebep, pastanın, dini inancına leke süreceğine inandığı bir merasimde kullanılacak olması.
Она просто не будет делать то, что ее религия считает грехом.
Sadece inancının günah olduğunu söylediği bir şeyi yapmıyor.
Эдвард Сноуден считает, что разведка США частенько вскрывает эти кабели в местах подальше от официальных подключений, чтобы следить за гражданами Америки.
Edward Snowden'a göre Amerikan Gizli Servisleri düzenli olarak resmi bağlantılarının veri akışını bu kablolara bağlayıp Amerikan vatandaşlarını daha iyi izleyebiliyorlarmış.
Гиббс попросил меня помочь до тех пор. По-видимому, он считает, что сами вы не справитесь.
Tek başına halledemeyeceğini düşünüyor sanırım.
И папа минуты считает.
# Babam zemini ölçüyor #
Я знаю, что отец считает меня обиженной жизнью маленькой девочкой, неспособной сохранить отношения.
Babam beni ilişkiyi sürdüremeyen küçük, yaralı bir kız olarak görüyor.
А какой верный способ уничтожить авиакомпанию, которая, как она считает, разрушила ее жизнь?
Ayrıca hayatını mahveden havayolu şirketini yok etmekten daha iyi ne yapabilir ki?
- Почему? - Она считает, что у нас нет на это права.
- Hakkımız olmayan bir şeyi elde etme çabasında olmak istemiyor.
- Миссис Хьюз считает иначе.
- Sen Bayan Hughes'u bana bırak.
Леди Мэри считает, что моё бракосочетание должно отмечаться в этом доме.
Leydi Mary, benim düğünümün bu evde gerçekleşmesinin doğru olacağını düşünüyor.
Согласна. Кто-то, может считает, что для неё это игра, но это не так.
İnsanlar çiftçilik oynadığını düşünüyor olabilir ama o öyle olmadığını gösteriyor.
А бабушка считает, что это Изабель переманила вас на темную сторону.
Büyükannem seni karanlık tarafa çektiği için Isobel'i suçluyor doğal olarak. Hayır hayır.
- Тим считает, что мне нужно развеяться.
- Tim kendime bir gün izi vermem gerektiğini düşündü. - Çok haklı.
Кора считает, что ты не права.
- Cora senin yanıldığını düşünüyor.
Фоун считает, у меня зубы иммигранта.
Fawn bir göçmenin dişlerine sahip olduğumu söylüyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]