Это дар translate Turkish
691 parallel translation
Говорю Вам, умение извиняться - это дар.
Özür dilemek onu ödüllendirmek sayılır.
Эта голова для зверя. Это дар.
Bu kelle, canavar için... bir armağandır.
Невинность - это дар.
Saflık bizim ödülümüzdür.
Аккуратность - это дар женщин. Ты же это проповедуешь?
Titizlik kadınlara mı özgü, burada bunu mu uyguluyorsun?
А умение видеть - это дар от бога.
Ama altıncı his her şeyi gören Tanrı'nın bir hediyesidir.
Жизнь - это дар, миссис Ричардс.
Hayat bir armağandır, Bayan Richards.
Я всегда думал, что мой дар это проклятие, но теперь я вижу, что это дар.
Her zaman gücümün bir lanet olduğunu düşündüm, fakat şimdi bunun bir hediye olduğunu görebiliyorum.
Свобода - это дар Господа.
Özgürlük için yine mücadele etmemiz gerekebilir.
Вера Сола, это дар.
- Sol, inancın bir lütuf olduğunu düşünüyor.
Жизнь - это дар. Жизнь - это свобода. Жизнь - это чудо.
Benim hissettiğim, yaşama sevinci, yaşam armağanı, yaşama özgürlüğü!
Это дар.
Bir yetenek.
Это дар божий. Любите его как брата.
- Ona yeni kardeşiniz gibi davranın.
Кузнечное мастерство - это дар.
Metal işleri de oldukça iyidir.
Понимаешь, это дар.
Allah vergisi.
Его музыка - это дар свыше!
Dünyanın duyguları harekete geçiren en harika sesi onda.
Постойте, минуту. Вы сказали, что это дар Бога.
Tanrıdan bir hediye demiştin.
Откуда вы столько знаете обо мне? Это дар.
Nasıl olur da, hakkımda bu kadar çok şey bilebiliyorsunuz?
Это мой последний дар, вам, Мэделин, перед тем, как я потеряю вас навеки.
Seni ebediyen kaybetmeden önce son bir hediyem olacak.
Это дар Лэндру для вас.
- Bu Landru'nun hediyesidir.
Это мой последний дар.
Bu benim son hediyem.
Что любовь к жизни - это величайший дар.
Yaşam sevgisiyse, en büyük hediyeydi.
Это божий дар. И мы не должны его оскорблять ".
Bu bize Tanrının bir hediyesi ve bunu asla alçaltma. "
Поскольку мы в это верим... то вы получаете сегодня от нас редкий дар... смерть мученика.
Yaptığın şeye inandığın için, sana bugünlerde az bulunur bir hediye bahşedeceğiz : Bir şehit ölümü.
- Это - дар Божий!
- O Tanrı'dan bir armağan!
Это твой дар, хотя, ты знаешь, иногда правильнее отвернуться.
Senin armağanın bu... Ama bazen bu armağana sırtını çevirmelisin.
Я говорю, позвольте всему быть вашей Библией, принимайте как дар каждую информацию, каждого человека, каждое событие или сценарий или ситуацию с чистым и открытым умом. Поскольку это - ваша ответственность отвечать чему-то на вашем жизненном пути. Не следуя за толпой, не следуя обычаю, это - ваша ответственность.
Ben derim ki, inciliniz "her şey" olsun her türlü bilgiye, her insana, her olaya, her senaryoya ve her duruma açık görüşlülük ve dürüstlükle yaklaşın çünkü bütün bunları nasıl değerlendireceğiniz tamamen sizin seçiminiz çobanları takip etmeyin, gelenekleri takip etmeyin, bu sizin meseleniz
Он тоже потерял дар речи, так что, это получилось
Moriyama-kun da epey suskundu zaten... Onu da etkilemiş olmalı.
- Это подарок... удивительный дар.
Bir armağandır. Bir ödüldür.
Мой особый дар, это невозможные отношения.
Benim özel yeteneğim imkansız ilişkilerdir.
Это просто дар.
Büyük bir yetenek aslında.
Ну, разве это не дар божий?
İyi, eğer o, Tanrı'nın kokpite hediyesi değilse.
У дар не получился! Знаете, что мы говорим в таких случаях : " Хорошо, что Барт это сделал.
Bu iyi değil Ve biliyorsunuz... ne zaman tuhaf bir şey olsa iyi ki Bart bunu yaptı deriz
Это действительно дар - хорошо делать свое дело.
Bu gerçek bir armağan. Güzellikleri yaşamak.
Свобода - это не дар, Бэй Ли.
Özgürlük asla bir hediye değildir be Ly.
Снегопад - это просто дар божий.
Bir kar fırtınası insana Tanrının lütfu gibi gelir. Gardiyanlara atmayın!
Мой отец говорит Что это темный дар, И день когда я задумаюсь об этом слишком серьезно будет моим последним.
Babam gizemli bir yetenek olduğunu söylüyor ve nefes almayı bırakmayı kafama koyduğum gün benim sonum olacakmış.
У него дар, и когда вы это признаете, тогда может быть, у нас будет о чем поговорить.
Yeteneği, ve bunu anladığınızda, belki o zaman konuşacak bir şeyimiz olacak.
Потому что это твой дар.
Çünkü senin işin bu.
Это мой дар?
Bu mu benim işim?
Да, это твой дар.
Evet, bu.
Это природный дар.
Yetenek.
- Это как дар.
- Bu benim yeteneğim.
- Это мой дар.
- Tanrı vergisi.
Это мой дар :
Yetenek benim.
А могу я спросить, такие приятные моменты, это природный дар или же это результат самовоспитания?
Acaba bu tutumunuz doğaçlama mı, yoksa önceki çalışmaların bir sonucu mu?
И, хотя это природный дар, постоянная работа над собой позволила мне, смею сказать, довести это умение до совершенства.
Bu doğanın bir armağanı olsa da öyle inanıyorum ki sürekli çalışmam, bunu bir sanata dönüştürdü.
Я думаю, что сексуальность это Божий дар.
Çünkü bence cinsellik Tanrı tarafından verilmiş bir hediyedir.
Это наш Дар.
Bu bizim yeteneğimiz.
Это мой дар.
Bu Tanrı vergisi.
- Это твой дар.
- Bu senin yeteneğin.
- Это не дар, это мозг.
- Bu bir yetenek değil.