Я тебе покажу translate Turkish

Я тебе покажу сукиного сына! ...

- Sana şerefsizi gösteririm!

Пошли. Я тебе покажу.

- Gel, göstereyim.

Я тебе покажу, что такое шутка, когда вырву твоё чертово лицо с твоей ебаной головы!

Suratını dağıtınca neyin komik olduğunu göreceksin!

Я тебе покажу пунийцев.

Sana Kartacalıları anlatacağım.

Я тебе покажу...

Niye, ben...

Я тебе покажу.

Göstereceğim.

Иди сюда, я тебе покажу кое-что.

Buraya gel. Sana bir şey göstereceğim.

Я тебе покажу!

Sana gününü göstereceğim!

Нет, все совсем не так, как кажется Я тебе покажу

- Hayır, göründüğü gibi değil. Gel de gör.

Позволь, я тебе покажу.

Bırak sana göstereyim.

Давай я тебе покажу.

İzin ver de göstereyim.

Я тебе покажу.

Bu sana öğretir.

Сейчас я тебе покажу мусорение, сучка!

kaltak.

Смотри, что я тебе сейчас покажу.

Bak şimdi sana ne göstereceğim.

Я покажу тебе трюк, которому меня научила бабушка.

Bana büyükannemin öğrettiği bir numara göstereceğim sana.

Я тебе завтра все покажу, когда все это закончится.

Yarın normale döndüğümüzde sana eşlik ederim.

- Тедди не разрешает мне работать в кардио, где я могу показать, на что способна, так что я покажу это тебе.

Bunun bir aile yemeği olacağını sanıyordum.

Я тебе кое-что покажу.

Sana bir şeyler göstermek istiyorum.

Можно я тебе кое-что покажу?

Size bir şey gösterebilir miyim?

Я покажу тебе, в чем дело

Nasıl bakılacağını göstereyim.

Повернись, и я покажу тебе.

Dön ve sana göstereyim.

Ладно, я покажу тебе что собираюсь сделать.

Tamam, sana ne yapacağımı göstereceğim.

Давай я покажу тебе тут все, проведу дешевенькую экскурсию?

İstersen beş sent karşılığı sana etrafı gezdirebilirim.

Слушайте, пожалуйста... - Иначе, богом клянусь, я опять разденусь, и всё покажу тебе ещё раз.

Çünkü Tanrı'ya yemin olsun, soyunup hepsini baştan gösteririm.

Пошли. Я тебе кое-что покажу.

Bir şey göstermek istiyorum sana.

Пойдем, я покажу тебе.

- Gel göstereyim.

А если ты приедешь в офис, я покажу тебе истинный мотив этого преступления. И это не деньги.

Baksana, neden ofise gelmiyorsun, böylece olayın arkasında aslında neyin olduğunu sana açıklarım.

Я покажу тебе, чему посвятил свою жизнь, почему люди увлечены моими трудами, даже американцы.

Sana hayatımı neye adadığımı göstereyim, insanların, hatta Amerikalıların neden çalışmalarımı takip ettiğini...

Я покажу тебе Рим.

Sana Roma'yı gösteririm.

Я покажу тебе, как это делается.

Nasıl yapıldığını gösteririm sana.

Только это я тебе и покажу.

Hiçbir şey gösteremeyeceğim yani.

Я тебе покажу женщину средних лет!

Orta yaşlı bir kadının üç katlık yükseklikten korktuğuna inanamıyorum.

Я тебе потом покажу.

Ben sana anlatırım.

Я покажу тебе былые времена.

Sana iyi zaman nasıl geçirilir göstereceğim.

Если ты не собираешься быть вежливой, я не покажу тебе, где находится блок предохранителей.

Nazik davranmayacaksan eğer sigorta kutusunun yerini göstermem.

Пойдём, я покажу тебе твою комнату.

Hadi, sana odanı göstereyim.

Так что заходи, и я всё тебе покажу.

Uğra da sana etrafı gezdireyim.

Я покажу тебе на что способен выпускник Гарварда.

Sana Harvard avukatının neler yapabileceğini göstereceğim.

Всё, с меня хватит, мой адвокат позвонит тебе завтра, и тебе лучше не бороться иначе я покажу те фото всем в этом округе.

Tamam, benden buraya kadar. Avukatım yarın seni arar ve karşı koymasan iyi edersin. Yoksa o fotoğrafları bölgendeki herkese yayarım.

Я покажу тебе.

Hemen göstereyim.

Опусти свою голову на мой придаток завтра, и я покажу тебе "возап"

Yarın kafanı benim uzantıma getir ve sana "n'aber" i göstereyim.

Я покажу тебе, почему нельзя бежать к боковой линии.

Sana neden kısa tarafa koşmamak gerektiğini anlatayım.

Я покажу тебе волшебную комнату...

Sana sihir odamı göstereceğim.

Я покажу тебе кое-что.

Sana bir şey göstereceğim.

Я покажу тебе, как убегать от меня.

Sana benden kaçılmayacağını öğreteceğim.

- Идём, я покажу тебе.

- Hadi gel, sana göstereyim.

Я покажу тебе, как складывать вещи так, чтобы это больше никогда не повторилось.

Bunun bir daha olmaması için "dolap nasıl doldurulur" sırrımı sana göstermem lazım.

Я покажу тебе.

Senin için öğreneceğim.

Я покажу тебе, что такое "хватит".

Ne kadar çok olduğumu göstereyim.

Я кое-что тебе покажу.

Sana bir şey göstereceğim.

Я покажу тебе, насколько ты ошибаешься.

Ben de sana ne kadar yanıldığını göstereyim.