Acele edelim translate English
698 parallel translation
Haydi, acele edelim.
Come on, let's go fast.
Mümkün olduğunca acele edelim Iütfen. Herkes gülsün.
Just as quickly as you possibly can, please, and everyone look happy.
Acele edelim. Geç oluyor.
Hurry it's getting late
Hadi acele edelim. Misafirlerimiz acıkmışlardır.
Hurry, our guests will be hungry.
Acele edelim.
Let's hurry.
- Acele edelim.
- Well, let's not waste time.
- Hadi acele edelim.
- Come on, let's hurry.
Acele edelim.
We'd better hurry.
Acele edelim!
Lets hurry!
Büyücüyü göreceksek, acele edelim!
We better hurry if were gonna see the Wizard!
Acele edelim.
We'd better run along.
- Acele edelim.
- Hurry.
- Öyleyse acele edelim.
- Then we'd better hurry.
- Evet, acele edelim.
- Yeah, quick is right.
Çabuk ol, acele edelim.
Come on, let's hurry.
Haydi, acele edelim.
Let's go together quickly.
Acele edelim Carol.
We must get on, Carol.
Acele edelim!
Let's hurry!
- Hadi, acele edelim o halde.
- Come on. We must run.
Acele edelim biraz, yoksa konseri kaçıracağız.
Let's hurry or we'll miss the concert.
- Evet. Acele edelim. Yoksa Horfield zavallı Sophie'ye yapmadığını bırakmaz.
Let's hurry, or Horfield will take it out on poor Sophie.
Tamam, acele edelim.
Alright, come on. Let's hurry.
Biraz acele edelim.
Let's run it up a little.
- Haydi acele edelim.
- Oh, do let's hurry.
Acele edelim.
We better hurry.
- Acele edelim.
- Let's hurry
Acele edelim, maç başlamak üzere.
Let's hurry, guys, the match will have started
Acele edelim, geç oldu.
Let's hurry, it's late
Acele edelim.
Let's move.
acele edelim.
Let's hurry!
- Acele edelim! Büyükannen dırdır etmesin.
- Hurry, grandma will grumble.
Gidelim. Acele edelim.
I hope I don't end up like that.
O zaman acele edelim.
Well, in that case, we should hurry.
Acele edelim.
We must hurry.
Acele edelim.
We'll be quick.
Haydi acele edelim de baba uçaktan inerken görelim.
Let's hurry up real fast and see daddy come off the airplane.
Bunun için acele edelim.
I'll get them for this.
Haydi kızlar, acele edelim.
Alright, girls, we've got to get cracking.
Acele edelim.
We'll have to hurry.
Majeste, acele edelim, komisyon çocuğa rastlamasın.
We don't want the Commission to arrive while that boy's there.
Lütfen acele edelim hanımlar.
Please, ladies, please. Time is getting short.
- Acele edelim.
- Let's hurry.
Acele edelim.
- Hurry up.
- Acele edelim, geç kalıyorum.
- Let's hurry. I'm running late.
- Acele edelim çocuklar.
- Hurry it up.
Öyleyse acele edelim.
Well, let's hurry then.
Bu yüzden biraz acele edelim, olur mu?
So let's hurry things up. Shall we?
Bağdat'a gitmek için acele edelim.
Let us haste to Bagdad.
Acele edelim, haydi.
Hurry, come with me.
- Acele edelim.
- Come on, George, let's hurry.
Acele edelim, geldi!
( Bell rattles )
acele 140
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41
acele etmene gerek yok 16
acelem var 277
acele et 3198
acele edin 1685
acelesi yok 54
acele etme 360
acelem yok 70
acele etmeyin 121
acelen mi var 41