English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Ama öyle değil

Ama öyle değil translate English

3,847 parallel translation
Ama öyle değil.
" you do not.
Akla öyle geliyor ama öyle değil aslında.
You would think that's what it meant, but, no.
Tamam, nasıl göründüğünü biliyorum, ama öyle değil.
Okay, I know what this looks like, but it isn't that.
Büyük bir kuyruğu olduğunu sanıyor ama öyle değil.
He thinks it's a big tail, but it's not.
Ben de terslik olmasın isterdim ama öyle değil işte.
I want it to be but it isn't.
Ama öyle değil.
But it is not.
Ama Amerikalı değilsin, öyle değil mi?
Except you're neither, are you?
Tamam ama her şey olabilir öyle değil mi?
Okay, but that could be anything, right?
Ama sen öyle değildin, değil mi Ray?
But you weren't like that, were you, Ray?
Öyle birisi olacak değil ama bu aklımı kurcalıyor.
Not that he's gonna become one, But you know, in the back of my mind,
Aklıma gelmedi değil ama sence bize de mi öyle söylüyor?
I mean, it's- - it's crossed my mind, yeah, but... do you think that's us?
Öyle görünür bir şekilde değil ama onu iade etmeden önce içini dışını öğrenecekler.
Not in any visible way, but they'll learn her inside and out before they hand her back.
İnsan değil derler ama açıkçası ben hiç öyle görmedim.
Hardly Human, but frankly, I haven't seen that.
Öyle. Ama işlerimiz hiç olması gerektiği gibi değil. Böyle olunca, telefonu meşgule almak biraz zor geliyor.
We are, but our business is nowhere near where we need it to be, and when it comes to ignoring a call, it's kind of hard.
Öyle değil ama.
It's not an amusement park, okay?
Evet, ama İsa şu anda ofisinde beliriverse, o zaman inanırdın, öyle değil mi?
Yes, but if Jesus were to show up in your office right now, you'd believe in him, wouldn't you?
Ama bu-bu hiç mantıklı değil çün... Çünkü Wanda asla öyle bir şey demez... Demez...
But that-that doesn't make sense beca... because Wanda would never say something like that... that...
Öyle ama, değil mi?
Well, it's true, isn't it?
Biliyorum ama duygulanacaksın, öyle değil mi?
I know but... you will get emotional, right?
Ama sen patronsun, öyle değil mi?
You are a'Manager'aren't you?
Genelde öyle ama bu günlerde çok değil.
Usually, but not so much these days.
Yetki bende diyen Al Heig'e göre öyle değil ama.
Well, not according to Al "I'm in control here" Haig.
Şimdi hiç öyle bir havası yok ama değil mi?
Hmm, but he's certainly changed his tune now, hasn't he?
Ama ben biliyorum ki o gece orada iki tane klon vardı. Öyle değil mi?
I know there were two clones there that night, weren't they?
Ama artık o dizilimi bulamıyorsun öyle değil mi?
Yes, but you... You can't find that sequence anymore, can you?
Hayır, ama bu öyle bir şey değil.
Yeah... no, but it's not like that.
- Ama oksikodonun etkisi altındaydınız öyle değil mi?
But you were under the influence - of oxycodone?
Hayır, O kadar basit değil.Senin fildişi kulenden öyle görünüyor olabilir ama benim geldiğim yerde, yaklaşımlar farklı.
It isn't that simple. Where I come from, they think very differently.
Yani bizim değil, ama bir arkadaşımızın başına öyle korkunç bir olay geldi ki yıkıldık.
Well, not us, but a new friend of ours had a gruesome accident, and we are just devastated.
Ama bu bir kural değil, öyle değil mi?
But that's not like, a rule, is it?
20'li yaşlarının başında birilerini ama.. ... öyle Kash yahut Ned gibi morukları değil.
And someone in his early 20s, not some old dude like Kash or Ned.
Ama Klaus çocuk olmadan daha iyi değil Rebekah ve biz de öyle.
He's not better off without that child, Rebekah, and neither are we.
Öyle düşünüyorsun. Ama yaptığın zaman o kadar da kötü değil.
You think that, and then you do it, and it's not so bad.
Sıradan bir çocuk parayı seçerdi ama sen sıradan bir çocuk değilsin, öyle değil mi?
Any ordinary child would have taken the money, but you're no ordinary child, are you?
Haberler iyi. Ellerimizin haddinden fazla bağlı olduğunu biliyorum, ama artık öyle değil.
I know our hands have been tied, to a degree, but not anymore.
Sihir değil. Ama öyle olsun bari.
It's not magic, but it might as well be.
Öyle ama bu yılın maçı yani takımı değil sporu sevme zamanı.
The Jets are my team, okay, but this is the one game of the year where I just get to be a fan, a fan of the sport.
Ama tabii ki de öyle değil.
Which of course you don't.
Ama bu sefer öyle değil.
But it is not in this case.
- Ama o öyle düşünmüyor, değil mi?
He's not going to see it that way, is he?
- Öyle ama deniz suyunda değil.
- Yes, but not from seawater.
Öyle ama sana göre değil.
He is, just not for you.
Ama sen... öyle düşünmüyorsun değil mi?
But you... you think he does?
Ama o bilmiyor, öyle değil mi?
But HE doesn't, though, does he?
- Ama öyle değil.
But I'm not.
Yeşil alanları korumak isteyenler arasında pek popüler değil tabii. Ama yükselen itirazları öyle ya da böyle hâllettiler.
Not been very popular with the Rural England brigade, but most objections have been dealt with, one way or another.
Öyle sahnede durmak dünyanın problemlerini çözmüyor ama sonuçta, değil mi?
But that doesn't get all the problems sorted in the world, does it, standing on stage?
Ama öyle devletin hemşireleri gibi değil.
But not... Not NHS, you know what I'm saying?
Hakkımda ne düşündüğünü biliyorum ama öyle bir adamla yaşamak kolay değil.
Look, I know what you must think of me, but... it ain't easy living with a man like him.
Uykusunda söylediği şey öyle değil ama.
That's not what he says in his sleep.
Ama sana giymeni söylediğim jartiyeri giymenin sebebi bu değil, öyle değil mi?
But that's not why you're wearing the thigh-high stockings I told you to wear is it?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]