Anlıyoruz translate English
1,750 parallel translation
Şimdi neden şeytanların seni bu kadar istediğini anlıyoruz.
Now we know why the demons want you so bad.
Anlıyoruz ki, Valparaiso...
we figured out I had been in Valparaiso,
Ölülerin bizimle konuşamayacağını ya da hava buz gibiyken, pencereyi açmak istemeyeceklerini ya da yemeğine karışmayacaklarını ya da klozet kapağına işemeyeceklerini anlıyoruz.
We just... We understand that the dead don't talk back, or want the window open when it's freezing out, or pick at your plate, or pee on the toilet seat... You might want to keep a little mystery about yourself.
Anlıyoruz.
we understand.
- Bundan ne anlıyoruz?
- What does that say?
İşinizi bitirdiğiniz zaman... Hayır, Iütfen. Birbirimizi anlıyoruz.
We understand each other.
Sen ve ben olanları anlıyoruz, ama çocuklar...
Me and you, we understand what went down, but my kids...
Birleşik Devletler'in petrol akışını güvenlik altına almak istemesini anlıyoruz.
We understand that the United States wants to secure the flow of oil.
Ülkenizi geliştirmek için kaynak arayışınızı anlıyoruz fakat biz Araplar arasındaki bir soruna karışmak istemiyoruz. Tıpkı sizin Kuveyt ile olan sınır anlaşmazlığınız gibi.
I know you need funds to rebuild your country but we have no opinion on Arab-Arab conflict like your border disagreement with Kuwait.
Tabii ki, anlıyoruz...
Of course. We understand.
Tanrım, bu düzende basketbolun çok az önemli olduğunu anlıyoruz. Ama yerimizde olmak isteyen bir sürü insan tanıyoruz.
Lord, we understand that basketball is very small in the scheme of things, but we recognize there's a lot of people who'd like to be right here where we are.
Biraz zamana ihtiyacın olacağını anlıyoruz.
We understand that you will need some time...
Bay Clennam ve ben birbirimizi çok iyi anlıyoruz,
Mr Clennam and I understand one other perfectly,
Karanlık Madde'nin varlığını, galaksilere uyguladığı tuhaf tutuştan anlıyoruz.
We think it exists because of its apparent hold on galaxies
Ama şimdi daha iyi anlıyoruz.
But now we know better.
Bence anlıyoruz.
I think we do.
Gerçekten anlıyoruz.
I think we really do.
- Evet, anlıyoruz.
- Yes, we do.
Tamam mı? Sizi anlıyoruz.
I hear what you're saying.
- Anlıyoruz.
We get it.
Birbirimizin halinden anlıyoruz.
We have an understanding.
İşte şimdi birbirimizi anlıyoruz.
Now we're talking.
Fedakârlığa olan ihtiyacı anlıyoruz.
We understand the need for sacrifice.
Anlıyorum ve Irak'taki durumun Ürdünlü insanlara yarattığı zorlukları da anlıyoruz.
I understand. And we understand that the situation in Iraq has created many hardships for the Jordanian people.
" Olaya karışan genç kardeşin toplum için iyi bir örnek olmadığını anlıyoruz, bela çıkaranlara örnekti bu.
"We understand that the young men involved in the incident... " are not good examples of the community, but are troublemakers...
- Ama tamamen anlıyoruz.
- But we completely υnderstand.
- Evet sizi anlıyoruz.
Yes, we'll see to it.
Hepimiz kararlılığın devam etmesi gerektiğini anlıyoruz 449 00 : 35 : 43,074 - - 00 : 35 : 44,666... Biz maraşelin yerini bulana kadar. Sizi gördüğüme şaşırdım.
We all understand the need to maintain stability until we locate the sky marshal.
Bunu anlıyoruz, Faustino.
And we understand it, Faustino.
Biz birbirimizi anlıyoruz.
We understand one another.
Anlıyoruz, ama biz bu cihazı kullanmak için çok uzaktan geldik.
Oh, okay, we understand that, but we've come a very, very long way to use this device.
Patavatsız olduğumu biliyorum ama sanırım birbirimizi anlıyoruz.
I know I have a big mouth, but I think we understand each other.
Anlıyoruz.
We get it.
'Irk veya dinden dolayı değil...'... ama hepimiz insan olduğumuz için...'... ve insanı boyutunu anlıyoruz.
'Not because of race or religion,'but because at base we are all humans'and we understand human cost.
Ve gülümsüyoruz çünkü birbirimizi anlıyoruz.
And we smile because we understand one another.
Anlıyoruz.
We understand
Ama birbirimize alıştık, birbirimizi anlıyoruz.
But we get by. We understand each other.
- Çok iyi anlıyoruz.
That we completely understand.
Birbirimizi anlıyoruz.
We're just connected.
Sizi anlıyoruz.
We understand.
Anlıyoruz. Hep de böyle kalmasını istiyorum.
And I want to keep it that way.
Bunu anlıyoruz.
We appreciate this.
Jim, özel ilgini anlıyoruz ama adamını köşeye sıkıştırdık.
Jim, we all understand special consideration, but we've got your guy.
- Üzgün olduğunu anlıyoruz, Danny...
- We understand that you're upset, Danny...
Ama birbirimizi anlıyoruz, değil mi?
But we understand each other, don't we?
Anlıyoruz.
We understand.
Anlıyorum, ama sizi yine de içeri atıyoruz.
Yeah, i feel you, but we're still taking you in.
Kesinlikle anlıyoruz.
Oh, we totally agree.
Evet, anlıyorum bay Rocket fakat kayıp çantanızı bu aşamada bulamıyoruz.
MAN : Yes, l-l understand, Mr. Rocket, but at this point we just can't find your missing bag.
Esasta birbirimizi anlıyoruz.
For giving is a need.
Elbette, anlıyoruz, anlıyoruz, tamam, hazırız.
Oh. Sure, cool, cool, sure, we're all set.
anlıyorum 6300
anliyorum 48
anlıyor musun 2047
anlıyor 18
anlıyorsun 149
anlıyor musunuz 440
anlıyor musun beni 45
anlıyorsun değil mi 57
anlıyorsunuz 34
anlıyorum efendim 53
anliyorum 48
anlıyor musun 2047
anlıyor 18
anlıyorsun 149
anlıyor musunuz 440
anlıyor musun beni 45
anlıyorsun değil mi 57
anlıyorsunuz 34
anlıyorum efendim 53