Arabayla translate English
5,874 parallel translation
Bulduğumuz market alışveriş için kullanılan arabayla ne kadar şansımız olur bilemiyorum.
I can't imagine we'd have better luck with that grocery grabber we picked up.
Biri cesedi arabayla götürmüş olmalı.
Based on the oil stain, the guy must've drove the body away.
Slava'yı arabayla kaçırıp polis merkezine götürmeye çalıştılar.
They tried to put Slava in a car and take him to the police station.
Bir FBI ajanı evimizin yolundan arabayla geçerken Aaron odasında mı diye kolaçan eder.
An FBI agent drives down our home's driveway, trying to see if Aaron is in his room.
Yani, "Arabayla tatile giden" cinsinden fakir.
Like, "he goes on vacation in a car" poor.
Uyumakta zorlanırsa eğer arabayla ufak bir gezintiye çıkar.
And if she has trouble falling asleep, try taking her for a ride in the car.
Ekmek kamyonunu aldılar, terziyi, aşçılıar ve bulaşıkları, biraz başkalarını ve ailelerini topladılar ve onları arabayla Büyükelçilik yerleşkesine soktular.
So they took the bread truck and they rounded up the tailor, the cooks and the dishwashers, a few others and their families, and drove them into the embassy compound.
Araç aldıkları veya arabayla uzaklaştıklarını falan?
They get in any vehicle, drive away, anything like that?
Henry ile ikinizin arabayla kasaba sınırından geçişinizi izledik.
We watched you drive over the town line with Henry.
Sana yardım etmek istiyorum, Grayson gerçekten ama tek yaptığımız sen delice konuşurken arabayla dolaşmak.
I want to help you, Grayson, I do, but all we've done is drive around while you talk crazy.
Crowder'ın defalarca arabayla evinin önünden... -... geçtiğini sandığını söyledi.
She says she believes Crowder's been driving by her house.
Bana gelmesini istedim ama sanırım arabası arızalanmış bu yüzden bana arabayla ilgileneceğini söyledi. Sonra evine gitti ve kafayı vurup yattı.
I wanted him to come by, but his car had been broken into, so he said he was going to deal with that, and then head home and crash.
Folyo battaniyeyle kaldırımda oturan adamın ofisine giren arabayla bir ilgisi var mı?
Does the car in your office have anything to do with that guy sitting on the curb with a foil blanket?
Hiç arabayla yarışmadın mı? Bunu değiştirmemiz gerekiyor.
Wait, you never raced a soapbox derby?
Merak etmeyin, arabayla gidebileceğimiz bir yer olacak.
Don't worry, somewhere we can drive.
Karımla bir keresinde Norveç'e gitmiştik ve fiyortların etrafında kiraladığımız paslı bir arabayla dolaşıyorduk sonra bir travesti çıktı.
Yeah, the wife and I, we took a trip to Norway once, and we were, you know, we're tooling around the fjords in this rust bucket rental, and, uh, you know, the tranny goes out.
Polisler arabasını Keely Jones isimli bir kadının kaçırılma olayında kullanılan arabayla karıştırmışlar.
Cop mistook his car for one involved in the abduction of a Nevada woman named Keely Jones.
Malik'in arabası Keely Jones'un içinde bulunduğu arabayla aynıydı.
Malik's car matches one that Keely Jones was in.
Sürekli arabayla yolculuktaydık.
We lived, uh, out of a car off and on.
Büyük bir arabayla bir şoför geldi ve bu akşam ki tüm biletleri aldı!
A chauffeur in a big car came and bought out the whole show tonight!
Ben genelde arabayla giderken otobanı tercih ederim.
- Oh! What I like to do is just take a drive up PCH maybe.
Sen arabayla çık.
You take the car.
Etrafa bir şekilde gidiyor olmalı. Ama kiralık arabayla gitmiyor.
He's got to get around somehow, just not by rental car.
Sadece hatunun biri arabayla gezmem için bana para verdi.
Some chick just paid me to take the car for a joy ride.
Biliyorum, kulağa çılgınca geliyor ama arabayla uzaklaştığında senin hakkında düşünmeden yapamadım, bu yüzden...
I know this sounds crazy, um, but I-I couldn't stop thinking about you when I was driving away, so...
Küçük bir çocuğa bisiklet sürerken arabayla çarpmışlar.
A little kid got hit by a car, riding his bike.
Doğal olarak kızmıştım ve bunu unutmak için arabayla gezdim ve sonra Mcrib'in reklam tabelasını gördüm.
- Well, naturally, I was upset, so I drove around to get over it, and then I saw a sign advertising the mcrib.
[ANNE] Cemal emicen havaalanına bıraksın, biz arabayla İstanbul'a sonra senin yanına Almanya'ya....... Haydi, Cemal Emmin geliyor.
Once your uncle Cemal drops you off at the airport we'll drive to Istanbul and then join you in Germany. Come on now. Uncle Cemal is on his way.
Arabayla dolaşalım.
Let's go for a ride.
Büyük bir arabayla geldiler.
They've come in a fancy car
Büyük arabayla gelen mi?
The one with the fancy car?
- Arşivci bana Duncan'ın arşive arabayla geldiğini söyledi. Yani bana Andrew Peckham adında ehliyet sahibi yaşlı bir adam bulun yeter.
- The archivist told me that Duncan got to the archives by car, so just find me an Andrew Peckham somewhere within old-man-driving range.
Sonra hani arabayla çarptığın adam.
That guy you crashed into.
Hiç arabayla yola çıkmamıştım.
I've never been on road trip.
Arabayla birkaç saatlik mesafe.
It'll take a few hours to drive there.
Otla dolu bir arabayla hangi salak o hızda gider?
What kind of idiot speeds with a carload of weed?
Teksas'a arabayla gitmek için 24 saatimiz mi var?
ARCHER ". So we've only get 24 hours to drive to Texas?
Uyusun diye arabayla öylece dolanıyorduk, sonra birden kendimizi kapınızda bulduk.
I was just driving around trying to get him to sleep, and then suddenly, there we were outside your front door.
Geçen gece arabayla Park Plaza'nın önünden geçtim.
I drove by the Park Plaza the other night.
Arabayla gideceğimizi kim söyledi?
Who says we're taking a car?
Benim arabayla gidebiliriz ama benzin şirketten olacak.
We can take my car but gas is on the company.
Arabayla hiç kayalıklardan düşen oldu mu?
Anybody ever driven off the cliff?
Arabayla eve gidecek değiliz ya?
Not like we're driving home, right?
Benden olabilir ama birine ateş edip arabayla birkaç defa üstünden geçen birini hatırlardım.
Maybe it's just me, but if I saw a person gunned down and run over by a car a half a dozen times, I'd remember it.
Arabayla gitmeliyiz.
We have to drive.
Arabayla gidin.
You take the car.
Benim arabayla gidelim.
We can take my car.
Arabayla bırakır mısın?
I need a ride.
Castlemaine'den buraya arabayla mı geldiniz?
And did you drive down from Castlemaine?
- ZAFER ] Bana bak, Bir şeyler sezersen buna mesaj at 20 arabayla oradayım tamam mı?
Listen, if you sense anything odd, text me.
- Arabayla.
- Driving.
araba 243
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabası 18
arabaya 46
arabam yok 26
arabam var 42
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabası 18
arabaya 46
arabam yok 26
arabam var 42
arabayı getir 44
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba bekliyor 25
araba geldi 18
arabaya bin 384
araba nerede 43
araban var mı 39
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
arabadan in 33
araba bekliyor 25
araba geldi 18