Arayın onu translate English
574 parallel translation
Kendiniz arayın onu!
Look for yourself!
Arayın onu!
Search him!
Arayın onu.
Search him.
Arayın onu, doktor.
Get him, doctor.
- Uzakta olamaz. Arayın onu!
- He can't be far, look for him!
Arayın onu... Dikkatlice.
Search him... thoroughly.
Durmayın arayın onu.
Well, go ahead, search him.
Lütfen onu arayın!
search for her!
Onu bulmak için her yeri karış karış arayın.
Leave no stone unturned to find Conway.
Çıkın ve onu arayın.
Set out and take a look for him.
Adamınız onu orada bulamazsa, kendiniz gidip cehennemde arayıverin.
If your messenger find him not there, seek him i'the other place yourself.
Onu koştur ve beni arayıp hızını söyle.
Swing her around and phone me the time.
Onu arayın!
Look for him!
- Onu arayın. Az önce birisi beni aradı, beni Hank ile tehdit etti.
Somebody just called me and threatened me about Hank.
Onu arayın ve oğlum iyi mi öğrenin.
Call her up. See if he's all right.
Lütfen onu arayın.
Please call him.
Onu hemen arayın, dedi.
He said we should get in touch with him right away.
Onu arayıp gelemeyeceğimizi, senin de burada kalacağını söyle.
Call him and say we can't come and that you're staying here.
O zaman Gun Hill'deki şerifi arayıp onu tutuklamasını isteyelim.
Then we ll the sheriff at Gun Hill and have him hold him.
Helen arayıp onu aşağıladığını söylediği zaman öğrendim.
I knew it went wrong the minute... that Helen phoned and she said you insulted her.
Onu 0538'den arayın.
Call him.
- Fakat- - Onu arayın.
Look for it.
Ardından O, Bel-Air'i arayınca, çağrıyı iptal ettirdin ve onu alması için Eddie'yi aradın.
And when he phoned the Bel-Air, you canceled the call and phoned for Eddie to pick him up instead.
İlacın etkisiyle sabah uyanamayacağını düşündü. Santrali arayıp... ertesi sabah onu 8.30'da uyandırmalarını istedi.
He thought the sedative might make him oversleep, so he asked the exchange to give him an alarm call at 8 : 30 on the following morning.
Burada olmamın sebebi bu genç bayanın beni 5 dakika önce telefonla arayıp onu rahatsız ettiğini söylemesi.
I am here because this young lady phoned me five minutes ago and told me you were annoying her.
Onu arayın.
Call him.
Onu evden arayın.
Call him at home.
Dağılıp onu arayın
Spread out and search for her
Tek yapmamız gereken anneni arayıp onu endişelendirmeyecek şeyler söylemek arabanın uçurumdan uçması mesela.
All we have to do is call your mother and tell her something reassuring like the car went over a cliff.
Bana inanmıyorsanız onu arayın.
Call him if you don't believe me.
Onu arayın. Kirk tamam.
Be on the watch for him.
Arayın onu. Buraya gelmeli.
He must come here.
Onu arayıp mal alacaksın.
You call him up, you make the buy.
- Siz de onu arayın.
Why don't you phone her?
Onu izleyecek yegane kişiler özgürlüğü herhangi bir ahlaki sınırın dışında, bir zevk arayışı olarak görenler olacaktır.
The only people following him will be the ones who see freedom as a quest for pleasure without any moral boundaries. No.
Onu arayın, teyit ettirin.
Call her, check it out.
- Çabuk dağılın arayın bulun onu.
Hurry up, go and find him quick!
¤ Anne orada, Pafnucio. Onu arayıp, bulacaksın.
¤ There is the mother, Pafnucio.
Buluncaya kadar her karışı arayın ve onu bulun!
Search every inch until you find him!
Hemen arayıp bulun onu ve tutuklayın!
He's now in the wine house on the south side of town Arrest him now
Sizinle irtibat kurduğunda, onu orada tutmaya çalışın, ve hemen bu numarayı arayın.
In case he contacts you, try to keep him there, and call me immediately at this number.
Onu arayıp ta "Hey, beni hatırladın mı sen de devamlı gelirdin" mi demeliydim?
What am I gonna do? Call him up and say, "Hey, remember me? You used to be a regular"?
Onu hayvan inlerinde arayın!
Search him in the lair!
Onu arayıp beni aramasını sağlayamaz mısınız?
What? Well, could you, uh... could you call him, yes, and have him call me, then?
Neden onu arayıp hastalığın % 100 iyileştiğini söylemiyorsun?
Why don't you give her a call and tell her he's a hundred percent cured?
Onu arayıp, teslimat iptal edildi demişsin. Sonra da senin yakalandığını duymuş.
He said you called, postponed delivery and the next thing he heard, you were busted.
Hemen onu arayıp, bu yaptığımızın çıIgınlık olduğunu söylemeliyim.
I have to call her and say what we did was crazy.
Herneyse onu arayıp, üzgün olduğumu söyleyin tekrar olmayacağını da.
By the way... call him and tell him I'm sorry... that it won't happen again.
Bu sizde kalsın. Eğer onu görürseniz hemen arayın.
Keep this and give us a call at this number in case you do see him.
Onu arayın.
Search him.
Ayrılın ve onu arayın.
Split up and look for him.
onur 51
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
önünde 25
onun 448
onu severim 35
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onu görmek ister misin 19
onunla 141
onu bul 30
onun neyi var 30
onu buldular 16
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu bana ver 330
onu buraya getir 82
onu sevdin mi 31
onu ben buldum 23
onu bana getir 26
onu sevmiyorum 46
onu buldum 214
onun için 179
onu seviyorum 468
onu biliyorum 95
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55
onu seviyorsun 78
onu bilmiyorum 36
onu seviyor musun 173
onu duydum 61
önüne bak 138
onu sevdim 104
onun yerine 89
onun da 23
onu geri ver 55