Bana yardım edeceksin translate English
661 parallel translation
Ve bence bu yarışmayı kazanmamda bana yardım edeceksin.
_
Çıkamazsam bana yardım edeceksin değil mi?
If I don't resurface, you'll pull me out of the water, right?
Uyuması için yardıma gideceğim, sen de bana yardım edeceksin.
And I'm going to help her, and you're going to help me.
Bana yardım edeceksin değil mi?
You will help me, won't you?
- Sen de bana yardım edeceksin.
- And you're going to help me. - l am?
Onları kazanmam lazım, bana yardım edeceksin değil mi?
Oh, I've got to earn them, and you'll help me, won't you?
Bu konuda bana yardım edeceksin.
You're gonna help me.
amerikanın fethinde bana yardım edeceksin.
To aid me in my conquest of the Americas.
önümüzdeki ay eyerimi satmamda bana yardım edeceksin.
This time, next month you'll be helping me to sell my saddle.
Bir gün bunu giyeceğim. Sende bana yardım edeceksin.
I'm going to wear that cap some day, and you're going to help me.
Burada kalacağım ve sen bana yardım edeceksin.
I'm gonna stay out and you're gonna help me.
Bana yardım edeceksin Paul, ne dersen de.
You're going to help me, Paul, whatever you say.
Bunun karşılığında, muharebenin sonuna kadar burada bizimle kalacak... Spartacus'u teşhis etmek için bana yardım edeceksin.
In return, you will remain here with us until after the battle... and aid me in identifying Spartacus.
Öğreneceğim ve sen de bana yardım edeceksin.
Well, I'm going to find out, and you're going to help me.
Bana yardım edeceksin değil mi?
You'll help me, won't you?
Ve sen bana yardım edeceksin.
This is the only way out, and you're gonna help me.
Ceza olarak mükemmel bir eser yaratmaya mecburen bana yardım edeceksin.
As punishment I'll force you to cooperate on something extraordinary.
- Bana yardım edeceksin.
- And you're gonna help me.
Ve şimdi iniş takımlarını greslemekte bana yardım edeceksin.
And now you're going to help me grease the undercarriage.
- Korkarım bana yardım edeceksin, Peder.
- I'm afraid you'll have to help me, Father.
Ve sen de bana yardım edeceksin.
And you're going to help me.
Ama bir daha böyle bir şeye maruz kalmaması için bana yardım edeceksin.
But I would like you to help me never to expose him to this sort of thing again.
- Bana yardım edeceksin, tabi.
- You'll help me, of course.
Julie, bana yardım edeceksin.
Julie, you'll help me.
Bana yardım edeceksin, Julie.
You'll help me, Julie.
Bana yardım edeceksin, Sarah.
You will help me, Sarah.
Eminim bana yardım edeceksin ve bu bilgiyi bana vereceksin.
I know you're gonna help me out. You're gonna get me that information.
Ve sen de bana yardım edeceksin.
And so you say you'll help me?
Evet ama... Tek istediğim sensin... Bana yardım edeceksin, tamam mı?
Yes, but... you see all I want is that you... that you'll help me a bit, you know?
Bana yardım edeceksin?
You gonna help me?
Onu eski günlerdeki gibi öldüreceğim. Sen de bana yardım edeceksin.
I will kill him like in the old days with you assisting me.
Onu eski günlerde olduğu gibi öldüreceğim. Sen de bana yardım edeceksin.
I will kill him like in the old days with you assisting me.
Jensen, sen de modellerle olan toplantıda bana yardım edeceksin.
Jensen, you help me with the modelling session.
o zaman bana yardım edeceksin?
Then you'll help me?
Evet, yanına geleceğim ve sen de onu doğurmamda bana yardım edeceksin.
Yes, I'll come to you... and you'll help me give birth to him.
Bana yardım edeceksin.
You will assist me.
- Öyle ya da değil, bana yardım edeceksin.
- Well, ugly or not, help me!
Ve sen de bana yardım edeceksin.
And you're gonna help me.
Burada, çiftlikte çalışacak... kasabadaki atölyemde bana yardım edeceksin.
You're to work here on the farm and lend a hand at my workshop in town.
Herman konusunda bana yardım edeceksin, değil mi?
You're going to help me with Herman?
- Bana yardım edeceksin.
- You're gonna help me.
Bana da asil olmamda yardım edeceksin.
And help me keep dignified?
Bana yine yardım edeceksin Danny.
You're going to help me again, Danny.
Bana nasıl yardım edeceksin?
How can you help me?
Bana büyük bir yardım edeceksin...
You know, you're gonna be a great big help...
Sabâ'yı cezalandırmama yardım edeceksin,... bana ihanet etti.
You will be the instrument of my punishment of Sheba for her betrayal of me.
Ama bana o ata maloldun, ve onu geri almama yardım edeceksin.
But you cost me that horse and you're gonna get it back for me.
Sen burada kalıp, bana şu işte yardım edeceksin.
You're going to stay and help me with that thing tonight.
Bana yardım mı edeceksin?
Are you assisting me?
Bana nasıl yardım edeceksin?
How will you help me?
- Bana yardım mı edeceksin?
You want to help me?
bana yardım et 686
bana yardım eder misin 113
bana yardım eder misiniz 34
bana yardım edebilir misin 55
bana yardım edin 233
bana yardım edebilir misiniz 24
bana yardım etmelisin 207
bana yardım etmeni istiyorum 22
bana yardım edebilirsin 27
bana yardım edersen 16
bana yardım eder misin 113
bana yardım eder misiniz 34
bana yardım edebilir misin 55
bana yardım edin 233
bana yardım edebilir misiniz 24
bana yardım etmelisin 207
bana yardım etmeni istiyorum 22
bana yardım edebilirsin 27
bana yardım edersen 16
bana yardım etti 16
bana yardım edecek misin 70
bana yardım edecek misiniz 19
bana yardım etmek zorundasın 21
bana yardım etmelisiniz 55
edeceksin 27
bana bunu yapma 64
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana yardım edecek misin 70
bana yardım edecek misiniz 19
bana yardım etmek zorundasın 21
bana yardım etmelisiniz 55
edeceksin 27
bana bunu yapma 64
bana uyar 325
bana ne 176
bana yalan söyleme 146
bana göre 203
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana yalan söyledin 158
bana gel 139
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38
bana öyle bakma 161
bana bak 1395
bana yalan söyledin 158
bana gel 139
bana bir sigara ver 29
bana güven 272
bana biraz para ver 28
bana sorma 88
bana biraz zaman ver 38