Belki öyledir translate English
769 parallel translation
Belki öyledir, belki de değil.
Maybe it does, maybe it doesn't.
Belki öyledir.
Perhaps I don't really.
Belki öyledir, ama çok işe yarar!
Maybe it isn't but, boy, how it helps!
Belki öyledir, Dr. Parry.
Perhaps not, Dr. Parry.
Belki öyledir!
Maybe it is.
- Belki öyledir.
- Maybe so.
Belki öyledir.
Maybe we are.
Belki öyledir.
Maybe he did.
Belki öyledir, Clyde.
Could be, Clyde.
Şey, belki öyledir.
Well, perhaps it's just as well.
Belki öyledir.
Maybe he is.
Belki öyledir ama umrumda değil çünkü şu an seni seviyorum.
Maybe that's all it is. But I don't care, because I'm loving you now.
Belki öyledir.
Maybe she does
Belki öyledir, belki değildir.
MAYBE IT IS, MAYBE IT ISN'T.
Belki öyledir.
Maybe it is.
Belki öyledir, ama beni bir mermiyle öldüremezsin.
Maybe not, but it takes a lot of bullets to kill me.
Belki öyledir.
He might, though.
Belki öyledir Doktor ama bize açıklama yapsan daha mutlu olurduk.
I dare say it does Doctor, but we'd be a lot happier if you would explain it to us.
Belki de artık öyledir.
Maybe it is, at that.
- Belki de öyledir ama ben farklı bir şey istiyorum.
- Well, maybe it is... ... but there's something in me that wants something different.
Belki de öyledir.
Maybe it is.
Belki de öyledir.
Perhaps he does.
- Evet, belki de öyledir.
- Yes, that's probably what it is.
Belki de öyledir.
Well, in one way, maybe he does.
Belki de öyledir.
Perhaps it's that.
Belki artık öyledir.
Maybe you have.
- Belki de öyledir.
Maybe it is.
Ben... şey, belki de öyledir.
- Oh, no. I... Well, maybe I was.
- Belki de öyledir.
Maybe there is.
belki gerçekten de öyledir.
which may well be true.
Onu arkadaş olarak çağırıyorsun - belki de öyledir - ama bu derece tehlikeli bir düşmanımız olmasından da nefret ediyorum.
You call him a friend... maybe so... but I'd hate to have an enemy that dangerous.
Belki senin düşündüğün öyledir.
Maybe the one you're thinking of was.
Belki de öyledir.
Well, maybe so.
Belki de öyledir.
Maybe so.
Kim bilir, belki de öyledir.
Who knows, maybe it is.
Öyledir belki.
Maybe so.
Elin çok yatkın, belki Greg de öyledir.
I think you got a real gift for it, so maybe Greg has too.
Belki de öyledir.
Maybe he is.
Şey, belki, öyledir.
Well, perhaps it would.
- Belki de öyledir.
- Well, maybe he is.
Tamam, Belki de öyledir. New York City taşralı bir kız için ürkütücü olmalı.
New York City must be frightening to a girl from the country.
Belki de öyledir. Belki felaketin sorumlusu olabiliriz ama bütün suçu bilim adamlarının üzerine atmak haksızlık olur.
Maybe we were the blind mechanics of disaster, but you don't pin the guilt on the scientists that easily.
Belki yüzüm de öyledir.
Maybe the face is cracked, too.
Belki de öyledir.
Perhaps.
Belki de öyledir, ama yazık!
Maybe, but what a waste!
- Belki de öyledir.
HOW SO?
Belki de öyledir.
Maybe not.
Hey, belki de öyledir.
Hey, maybe that's it.
Belki sizin orduda öyledir, ama burada?
Maybe in your army, but here?
Belki de öyledir ama dene ve gitmiş olduğumda fark et yokluğumda oluşacak boşluğun ne kadar küçük olduğunu.
Perhaps it would, but see for yourself how little I mean to you and how insignificant the void becomes when I leave now.
Belki Yuri de öyledir.
Perhaps Yuri's got a gift.
öyledir 296
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki 3654
belki de 1259
belki bir gün 64
belki de öyle 45
belki daha sonra 97
belkide 50
belki sen 32
belki değil 57
belki mi 36
belki sonra 108
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki de hayır 17
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36
belki başka zaman 69
belki biraz 51
belki de hayır 17
belki ben 27
belki bir dahaki sefere 27
belki bu 38
belki de ben 23
belki biz 32
belki o 36