Belki de daha fazla translate English
549 parallel translation
Anne seni çok üzdüm... belki de daha fazla üzdüm.
Madre, I've hurt you a lot... and maybe I'll hurt you some more.
Ortalama bir öküz 15 ya da 18 dolara satılıyor. Belki de daha fazla.
That means the average steer should bring $ 15, $ 18 a head, maybe more.
Motorlarına en az bu kadar, belki de daha fazla devir yüklemek zorundasın.
You'll have to rev your motors at least that high and maybe higher.
Evet, belki de daha fazla.
Yeah, maybe more.
ªimdi benim yüzümden belki de daha fazla kan dökülecek.
Now there may be more bloodshed all because of me.
Belki de daha fazla onun yanında olabilseydim... bunlar başımıza gelmeyebilirdi.
Maybe if I'd had a chance to be with him more some of these things wouldn't have happened.
Evet, orada bütün bir müfrezeyi devirirsin, ya da biri bir bomba icat eder ve şıp diye 100000 kişiyi öldürür ve belki de daha fazla madalya alır.
Over there you can knock over a whole platoon. Or a guy invents a bomb and kills 100,000 people just like that. And maybe he gets more medals.
belki de daha fazla.
There's enough grass in Wyoming to hold a million head, perhaps more.
Uzun bir yıl didinmem gerekecek, belki de daha fazla.
Now I have to fight through another long year or even longer alone.
Bir ay belki de daha fazla.
A month, maybe more?
Benim saatim bin dolar eder, belki de daha fazla.
Do you realize that my time is worth $ 1000 an hour, maybe more?
Belki de daha fazla vakit kaybetmeden bunu sona erdirmek en iyisidir.
Maybe we'd better break this up. It's getting late.
2000 sene belki de daha fazla.
Some 2,0 years or more.
Birkaç milyon yıl... belki de daha fazla.
A couple of million years. Maybe longer.
Bir ay belki de daha fazla yetecek kadar yiyecek.
Enough food for a month or more.
Belki 1000 £, belki de daha fazla.
I thought perhaps £ 1000, maybe more.
Belki de daha fazla.
maybe even longer -
Buraya dönmek için haftalarca koruma bulamayabilirsin, belki de daha fazla.
You might not be able to get any kind of an escort back here for weeks.
Belki de daha fazla.
Maybe more.
Belki de daha fazla.
Possibly more.
Belki de daha fazla, çatıda.
Maybe more, there, on the roof.
Belki de daha fazla.
Maybe even closer.
Belki de daha fazla kendimi tutmalıydım.
I should have held back more.
Evet, belki de daha fazla.
Probably more, yes.
Belki de daha fazla.
And maybe more.
- Belki de daha fazla.
- Maybe more.
- Belki de daha fazla.
- Maybe longer.
180 dolar, belki de daha fazla.
A 180 dollars, maybe even more
Belki de daha fazla.
Probably more.
Richter ölçeğiyle yedilik, belki de daha fazla.
A seven on the Richter scale, possibly higher.
Hatta belki de daha fazla.
Maybe even more so.
Evet, belki de daha fazla.
- Oh, yeah. Maybe more.
Belki de daha fazla.
Half a mile, maybe more.
Üç tümen, belki de daha fazla.
Three divisions, perhaps more.
Belki de daha fazla.
More, perhaps.
Belki de düşündüğünden daha fazla nedeni vardır.
Maybe I have more reason than you think.
Belki de bundan sonra liderimizi daha fazla sever, değil mi?
And then maybe he will like the Führer a little better, won't he?
Belki de, onu, bizi korkuttabileceğinden daha fazla korkutabiliriz.
Maybe we can scare him more than he can scare us.
Bir kadının ona verebileceğinden daha fazla şey istiyordur belki de.
Perhaps he wants more than what that woman can give him.
Hiç durup düşündün mü bilmem, belki de sürekli kaçarak... kalıp onunla savaşmaktan daha fazla çaba harcıyorsundur.
You know, did you ever stop to figure that maybe it takes more energy... to keep running away than it does to stop and fight it out?
Belki şansınız iyi gider de dükkanınıza daha fazla sakar kadın girer.
Perhaps you'll be fortunate enough to have more clumsy women enter your shop.
Ben de yaklaşık 5 dolar var, belki biraz daha fazla
Well I have about five, maybe a little over.
Bozuklukları buna harcadım,... belki de ilgini biraz daha fazla çekebilecek bir şeye.
I expended it on this, a little extra token I thought you might fancy.
Belki daha fazla hediyeler de alabilirsiniz.
There might be, er... other perks, if we get on well together.
Bir yıl olmuş bile, daha fazla belki de.
A year already, perhaps more.
Kabul edelim, Noel Baba'nın ünü daha fazla ama iki numara olduğun için, belki de daha çok çabalarsın.
Well, let's face it... Santa Claus has had more publicity. But being number two, perhaps you try harder.
Belki de daha fazla değillerdir.
Maybe there ain't no more.
Daha farklı bir ortamda yetişseydi, daha iyi bir eğitim alsaydı, belki de elinde şimdiye göre çok fazla olanak olurdu.
Perhaps if he had been brought up in a different environment and had a better education, he would have made more than what he has.
Kız belki de senden ve benden daha fazla vampir değildi.
She was perhaps no more a vampire than you or I.
takım berbat şekilde gidiyordu. Ama ben her iki ligin de lideri durumundaydım 25, belki daha da fazla... Ve Bruce da hayatında ilk kez iyi oynuyordu.
the team was going lousy yet I led both leagues in wins... smelling 25, maybe more... and for the first time in his life
Belki de diğerleri haklıydı, şansımızı daha fazla zorlamamalıydık.
Perhaps we shouldn't push are luck.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de bu 32
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de biz 19
belki de haklısınız 26
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
daha fazla 180
daha fazlası değil 36
daha fazlası 45