Belki de biz translate English
1,078 parallel translation
Belki de biz eve gitsek iyi olacak. Hayır, gidemezsiniz.
Maybe we ought to be getting on home.
Belki de biz geçene kadar düzelmiş olur.
By the time we cross, it might be fine.
Belki de biz ikinci katta olduğumuz ve buraya kadar çıkmak, zor olduğudan seni röntgenleyemiyordur.
Well, Peg, maybe it's just because we're up here on the second floor and all, and it's hard to get up here to look.
Biraz daha büyük olsaydım, belki de biz...
Had I been older, perhaps we could have been...
Belki de biz -
Maybe if we put -
Belki de biz...
Maybe we could...
Belki de biz...
Maybe we...
Belki de biz gelecek birkaç yılda... Fıstık yağlı ve üzüm sulu içecekler yaparız.
Maybe we could make... peanut butter and grape juice drinks for the next few years.
Kim yaptıysa belki de biz oradayken odada saklanıyordu.
Whoever did it was probably in the room while we were there, hiding.
- Ama patron, belki de biz... - Hainler!
- But, boss, maybe we shouldn't...
Belki de biz evlenmeliydik. Hayır!
I'd have had to marry your friends, and I'm not sure I could take Fiona.
- Belki de biz...
-... maybe we could...
Belki de biz yanlış anlamışızdır.
Maybe we're reading into this thing.
Belki de biz...
Maybe we should, uh...
Belki de biz o kadardık, sadece harika bir hafta.
Maybe that's all we were, just one great week.
Belki de biz, "Biz" diyorum çünkü o kadar kalabalıktık ki, dünyayı olduğu gibi tanımlamaya çalışan, savaş sonrası ilk film kuşağıydık. Sadece mikro-dünyalar gösterdik. İsimler de bunu ele veriyor :
perhaps we were the first postwar film generation and i say we because there were so many of us who tried to describe the world as it was we showed only micro worlds the titles suggest this the school the factory
Belki de biz yokken birileri yerleşmiştir.
Maybe we've got squatters!
Belki de biz.. sadece kısa karşılaşmalarda.. .. ılık bir havada Avrupa şehirlerini dolaşmada iyiyiz. Tanrım.
You know, maybe we're- - We're only good at brief encounters walking around in European cities, in warm climate.
Belki de biz artık Taşkesici olmak istemiyoruz.
But maybe we don't wanna be Stonecutters no more.
Biliyor musun Al, çocukların ikisi de gittiklerine göre biz de belki oynaşırız diye düşünmüştüm.
You know, Al, since the kids are both gone, I was thinking maybe we could fool around.
"Belki de burada olanları sildikten sonra," "onlar pazarlık masasına gidecekler ve biz eve dönebileceğiz..."
Maybe after we wipe them up here they'll go to the bargaining tables and we can come home... all of us.
Belki de O bizim kurduğumuz bir hayaldir ya da biz O'nun kurduğu bir hayaliz.
Perhaps he's our dream and we're his.
Ve biz burada... Üçümüz... dünyadaki güzelliğin son kalesindeyiz belki de.
And here we are... we three... perhaps the last island of beauty in the world.
Belki de, kim bilir. Şey, biz merak ediyorduk da..... senin gibi çekici bir erkek neden bu kadar uzun süre yalnız kalır.
Yeah, well, we were just wondering why a good-looking guy like you has stayed single for so long.
Biz de düşündük ki belki sen bize o istediğimiz şeyi yapacak kişiyi bulmamız için yardım edebilirsin.
So we were wondering could you help us find somebody to help us? Station.
Yani... biz belki de biraz fazla beyazız yani bu tür bir iş için
Well, like... maybe we're a little white for that kind o'thing.
Belki biz de Derek'i kendi kusmuğunda boğdurabiliriz.
Maybe we could get Deco to choke on his own vomit!
Birine telefon edilmiştir. Belki de benim üstüm General Y gibi birine. Biz bu işi yapacağız.
'Cause that motherfucker Kennedy stole that motherfucking election, that's why.
Belki şansımız yaver gider ve biz de onun düştüğü yere düşer ve onu buluruz.
MAYBE WE GET LUCKY AND CRASH OURSELVES... IN THE SAME PLACE, AND FIND HER.
Belki biz de değişeceğiz, kimbilir?
What will we change into? Who knows?
Belki de sonra, sadece belki hepinize dahasını vermemi diliyorsanız, yüzde yüz sadece özgürlüğünüzü değil,... benim yanımda dik ve gururla yer alma fırsatını da kazanacaksınız,... ve diyeceğiz ki, "Biz Tarayıcıyız."
And then maybe, just maybe, if you're willing to give it your all, one hundred per cent, you will not only win your freedom but the opportunity to stand beside me, tall and proud, and say, " We are scanners.
Belki biz de birbirimizi önceki bir hayattan tanıyoruzdur.
Maybe we knew each other in a former life, too. Yes.
Belki de başka bir depremde biz de öleceğiz.
Perhaps we will die in the next earthquake.
Ve bana neden diye sorma. Ama düşündüm de belki biz. Akşam yemeği gibi bir şey yapabliriz.
And, well, don't ask me why, but I thought maybe you'd wanna have dinner or something.
Belki 12 : 00 de, biz somon avına gidebiliiz.
Maybe at 12 : 00, we'll change over to roe.
Katı bir biçimde düşündüğümde, senin bir kişilik bile olmadığını görüyorum ama belki bu konuda da haklısın, belki de yanlış olan biz değiliz!
I realize that you're not a - a person in the the strictest sense of the word, but... No, maybe you're right about that too, you know, maybe what's what's wrong isn't it's not us!
Biz yalnızca, daha büyük ve daha karmaşık bütünleşenin, döngüsünün günler, hatta belki de haftalar alabileceğini tahmin edebiliriz.
We can only assume that a larger, more complex coalescent would have a cycle of days, even weeks.
Biz, uh, belki de konuşabiliriz.
We could... maybe talk.
Belki de hayatımızın her gecesi biz de bunu hak ediyoruz.
Then perhaps so do we, every night of our lives.
Belki Plumfield'de kalmana birşey demez - - Biz yokken.
But perhaps she wouldn't mind if you stayed at Plumfield while we're gone.
Belki jeotermal enerjiyi biz de kullanabiliriz.
Maybe we can tap into a little geothermal power of our own.
Eğer Balthazar bu kitabı okurken, olmasını istediği birşeyi yapabiliyorsa, Belki biz de ona birkaç şey yapabiliriz hala oradayken.
Well, if Balthazar could make up anything he wanted to happen in Fantasia while he read this book, maybe we could make a few things happen to him while he's there.
Bence küçücük de olsa bir olasılık var belki biz, ah... anlamlı olabiliriz. Bak, ben...
Look.
Öyleyse belki biz de kendi robot uzmanımıza danışmalıyız.
Then maybe we'd better consult our own robot expert.
Biz belki de istasyonuna geri gidip yardım almalıyız.
We'd better go back to the station for help.
Belki de biz.
Maybe us.
Belki de, biz neden bu lanet yerdeysek, aynı sebeptendir!
Maybe for the same godforsaken reason we are!
Belki öyleler ama biz de öyleyiz.
Maybe they are... but so are we.
Belki de sadece biz.
Or maybe just us.
Belki de alt uzay katmanlarında sönümlenip gidiyor. Bu yüzden biz de tespit edemiyoruz.
Maybe it's buried in the subspace layers so we can't detect it.
Eğer biz bu halka ile çevrildiysek, belki de hepimizi orta yerde toplamış olabilir.
So, if we're being surrounded by this ring, maybe it's pushing us all to the center of the ship.
belki de 1259
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de bu 32
belki de öyle 45
belki değil 57
belki de hayır 17
belki de ben 23
belki de haklısınız 26
belki de daha fazla 40
belki de öyleyim 25
belki de değil 95
belki de bu 32
belki de öyledir 60
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
bizi 127
bizim 255
bize 347
belki de vardır 18
belki de değildir 39
belki değildir 19
belki de haklısın 174
belki de haklısındır 24
belki de haklıdır 22
bizi 127
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bizim gibi 50
bize ne 16
bize izin verir misin 22
bizi bekliyor 29
bizimle misin 23
bizim değil 34
bize bak 28
bizim de 22
bizi takip ediyor 18
bizim gibi 50
bize ne 16
bize izin verir misin 22
bizi bekliyor 29
bizimle misin 23
bizim değil 34
bize bak 28
bizim de 22
bizi takip ediyor 18