Bence öyle değil translate English
451 parallel translation
Bence öyle değil.
I don't think so.
Bence öyle değil. Noel yine Noel.
Christmas is still Christmas.
Hayır, bence öyle değil.
No, I don't think so.
Bence öyle değil.
I thought not.
- Bence öyle değil.
- Not to me it isn't.
Bence öyle değil. Öyle.
I wouldn't say that.
Bazı insanlar utangaçlığın hastalık olduğunu söylüyor, ama bence öyle değil.
Some people think that being shy is a disease, but it don't bother me none.
Bence öyle değil, yaptı.
I dare say, she did.
Bence öyle değil.
I don't think that's it.
* Bence öyle değil ama *
"But I don't think so"
Bence öyle değil.
Don't say that, it is not.
- Bence öyle değil.
- I don't think so.
Bence öyle değil.
- I don't think so.
- Bariz belli. - Bence öyle değil.
Seems obvious.
Bence öyle değil Gwildor.
I think not, Gwildor.
Bence öyle değil. Kocanızla birkaç dakika görüşebilir miyim?
I think not. lf l might have a few moments with your husband?
Bence sadece merak ediyorlar, öyle değil mi?
I think they're just curious, don't you?
Bence bu fikri unutalım gitsin, sence de öyle değil mi?
I think we'd better drop the whole idea, don't you?
Bence Marthe çok güzel bir kız, sence de öyle değil mi, Fanny?
I think Marthe is a very pretty girl, don't you, Fanny?
Hoxton Creeper, bildiğim kadarıyla, bir deli değil, öyle olsa bile, deliliğinde bir yöntem var ve bu yöntem bence Giles Conover tarafından sağlanmış.
The Hoxton Creeper, to the best of my knowledge, is not a madman or if he is then there's method in his madness and that method I'm convinced is supplied by Giles Conover.
Bence Alastair'in fikri mükemmel, sizce de öyle değil mi, beyler?
I think Alastair's idea is an excellent one, don't you gentlemen?
Bence bir bot, sizce de öyle değil mi Bay Ryan?
I think one boat, don't you, Mr. Ryan?
Bence buraya adımını atmaz, öyle değil mi?
Why, he'd never set foot in the place again. Now, would he?
Bence hiç de öyle değil.
- Oh, I wouldn't say that.
- Güzel bir kulübe, değil mi? - Bence öyle.
- It is a pretty cottage, isn't it?
Bence Stubby akor değişimlerini çok abartmış, öyle değil mi?
I think Stubby's gone overboard with those altered chords, don't you?
Sence değil ama bence öyle!
You may not think so, but I do.
Bence sende hiç afife almıyorsun, öyle değil mi, Vicky?
I'm sure you won't, Vicky.
Bence küçük bir sohbet etmenin zamanı, öyle değil mi?
I think you and I ought to have a little chat.
Kulağa fazla Freudyen geldiğini biliyorum ama bence bu durumda öyle değil.
I know that sounds terribly Freudian, but in this case, I don't think it is.
Bence bu çok iyi bir işaret, öyle değil mi?
I think that's an awful good sign, don't you?
Bence yukarıda bir yerdesin, öyle değil mi?
I think you're up there. Aren't you?
Bence kendini güçlü hisseden bir bayan daha da güçlü görünür, sence de öyle değil mi Tony?
I'd say a girl that feels strong looks strong, wouldn't you say that, Tony?
Bence benim en iyi şiirlerimden biri, sence de öyle değil mi?
I think it's one of my best poems. Don't you?
Bence yanıtı evet, sence de öyle değil mi?
Well, I think that's a yes, don't you agree?
Bence insanlar fazla sık elbise giyiyorlar, sence de öyle değil mi?
I think people wear clothes much too often, don't you?
Bence herşey yolunda gitti, sizce de öyle değil mi?
I think it all went well, don't you?
- Bence öyle değil.
No.
Yaşlılar için öyle belki ama, bizler için öyle değil bence.
The older ones do perhaps, but I don't think it matters to us.
Bence bu, binadaki en hoş odalardan biri, Sizce de öyle değil mi Mr. Pearce?
I think this is one of the nicest rooms in the whole place. Don't you, Mr. Pearce?
Bence, birileri katılmalı. Öyle değil mi?
I think someone should attend, don't you?
Bence kesinlikle üç dakikanın hakkını vermeliyiz, öyle değil mi?
I guess we should definitely earn our 3 minutes, don't you think?
Bence ucuz kurtuldun, öyle değil mi?
I reckon you got a bargain, don't you?
Bence özgür kalarak payını çoktan aldın, öyle değil mi?
I think you've already had a taste of freedom, haven't you?
Hayır, saçmalıyorsun bence. O öyle birisi değil.
No, that's nonsense.
Bence vakit geldi, öyle değil mi?
I think it's time to go, right?
Bence peygamber çiçeği çiçeklerin en güzeli, sizce de öyle değil mi Bayan Lavish?
I find the cornflower the most delightful of flowers.
Bence çok sıkıyorlar, öyle değil mi?
They're too constricting, don't you think?
- Bence hiç de öyle değil.
- Well, that's not so.
- Bu bence aptalca, sence de öyle değil mi?
Sounds kind of foolish to me, don't you think, Jon?
"Bence bu role uygun değil. Biraz efemine, öyle değil mi?"
HE'S A LITTLE LIGHT, DON'T YOU THINK? "
bence öyle 97
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle değil 521
öyle değilmi 21
öyle değil miydi 23
öyle değildi 30
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle değil 521
öyle değilmi 21
öyle değil miydi 23
öyle değildi 30
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39